Bölüm 27

7.1K 298 39
                                    

Müzik: Kayahan ~ bir aşk hikayesi
(Çocukluğumun en güzel şarkılarından biriydi , hâlâ bile severek dinlerim 😍)
Media: Cemre

Keyifli okumalar 😇

Yazardan

Cemre , bir anda Akın'ı görünce korkuyla irkilmişti. Ellerini heyecanla önünde kavuşturup ne yapacağını merak ediyordu. Ne ara gelmişti aklı almıyordu , sıkıntıyla nefes alıp verdi şimdi yanmıştı.   Akın genç kızı odasın da bulmayı beklemiyordu , zaten kızın telaşlı haline bakılacak olursa o da onu beklemiyordu. Yanına gidip ''neden odamdasın?"diye sordu düz bir şekilde. Cemre'nin korkutuğu başına gelmişti , o an ki korkuyla aklına gelen ilk bahaneyi söyledi "şey ...yani buraya şey için geldim.....Kahvaltı!" Büyük bir heyecanla söylemişti , Akın onun ne saçmaladığını gerçekten anlamıyordu , boş bakışlarla kıza bakmaya devam etti , Cemre köşeye iyice sıkışmıştı "yani , kahvaltı edecektim , senin de yapman gerektiğini düşündüğüm için gelip odana. .."Akın onu dinlemeden lafını yarıda kesip "sen hâlâ kahvaltı yapmadın mı Cemre ? Saat neredeyse öğlen 3!''sesinde ki sert tını kızı korkuyla yutkundurmuştu. Akın hiç düşünmeden kızın bileğinden tutup merdivenlere doğru sürükledi , Cemre kolunu çekmeye çalışsa da Akın bırakmamakta ısrarlı gibiydi  . Cemre , Akın'ın bir anki boşluğundan yararlanıp bileğini koca elden kurtarmıştı. Akın'ın ona dokunmasını istemiyordu , dün gece onun yüzünden ne kadar çok  ağladığını hatırladı , sönen  öfkesi tekrar alevlenmişti. Akın'a öfkeyle bakıp "bana dokunmanı istemiyorum , ben istemedikçe bana dokunamazsın...sen ne zannediyorsun kendini ! Her istedigini yapabileceğini falan mı?" Sesi öfke saçıyordu genç kızın , onu bu kadar ezmesine izin vermemeliydi. Akın kızın bu ani çıkışına şaşkınlıkla bakıyordu , sadece bileğinden tutmuştu , ki daha öncede kolundan tutmuştu şimdi böyle öfkelenmesine anlam veremiyordu. "Cemre , iyi misin sen! Sadece  bileğinden tuttum , pireyi deve yapmaya gerek yok. " Akın'ın ses tonu normaldi. Ama Cemre öfkelenmişti bir kere , dün gece biriktirdiği tüm öfkesini boşaltmak istiyordu , "Ben gayet iyiyim , sen de benden uzak dur , beni düşünüyor numaralarına son ver. "Giderek sesi inceliyordu kızın ,  ağlamak istiyordu daha yeni bir kızın koynundan çıkıp burada ona düşünceli baba rolü yapması inanılır gibi değil. Dolan gözlerine küfürler savurup odasına gitti hızla. Göz yaşları yine onu küçük düşürmüştü. 
     Akın şaşkındı,  bu çıkışı kesinlikle beklemiyordu Cemre'den. Kızın dediği doğruydu ;onu düşündüğü falan yoktu o sadece bebeğini düşünüyordu evet yaptığı çok bencildi bunun o da farkındaydı ama kendini ne kadar zorlasa da Cemre'ye ısınamıyordu. Sıkıntıyla derince nefes alıp aşağı indi. Mutfağa doğru ilerleyip etrafta büyük bir tepsi aradı, uzun arayışlar sonucu bulmuştu tepsiyi. Hızla dolaptan bir kaç ekmek dilimi çıkarıp kızarttı. Daha sonra portakalları sıkıp cam bardağa boşalttı. Buzdolabından bulduğu kahvaltılıkları tepsiye dizdi. Portakal suyunu ve ekmeği de koyduktan sonra tepsiyi alıp Cemre'nin odasına doğru ilerledi.

      Kapıya ulaştıktan sonra dirseğiyle kapının kolunu indirdi yavaşça. Kapıyı yavaşça açıp , içeriye göz gezdirdi,   Cemre pencereden dışarıya bakıyordu. O kadar dalmış ki Akın'ın geldiğini bile fark etmemişti.  Akın boğazını temizleyip onun fark etmesini sağladı , Cemre arkadan gelen sesle korkuyla irkildi. Arkasını dönünce elinde tepsi ile Akın karşısındaydı, rüya gördüğünü düşündü kız  , gözlerini kapatıp tekrar açtı ama Akın'ın silüeti capcanlı karşısındaydı. Ona doğru ilerleyip tepsiyi boş masanın üzerine koydup tekrar ona doğru döndü "bu kadar saat aç kalman sağlıklı değil,  bana kızabilirsin ama cezasını karnında ki bebek çekmemeli. " Akın sakin ses tonuyla konuşarak kızın moralini düzeltmeye çalışıyordu ve sanırım başarılı olmuştu. Cemre hafifçe gülümsemişti , Akın'a bakıp "  buna gerek yoktu  ben zaten kahvaltı yapmıştım. " yaptığı itirafın farkında değildi Cemre , hâlâ gülümsüyordu.  Akın genç kızın kendi yalanını ortaya çıkarmasına üzülmeli miydi yoksa gülmeli miydi bilememişti. Cemre saniyeler sonra ağzından çıkan kelimeler beynine ulaşmıştı. Korkuyla ağzını kapatıp diğer eliyle de hırkasını sıkıyordu. Resmen rezil olmuştu , bugün daha fazla alçalamazdı sanırım . Akın'a karşı aslan çıkışı yerle buz olmuştu. Yine Akın'ı haklı çıkarmıştı. Genç kızın utanmış haline kahkaha atmak istiyordu , gerçekten bu kız çok saftı uydurduğu yalanına bile sahip çıkamıyordu. Genç kıza yaklaşıp elini tutup aşağı indirdi , açılan ağzını birleştirmek için , eliyle çenesinden tutup dudaklarını birleştirdi. Kızı gözüne bakıp "bir dahakine yalan söylerken iki kere düşün, illa ki fark ediliyor ya seni gözlerin ele veriyor ya da sen kendi kendini ele veriyorsun...." kısık tonda konuşup , ona inat Cemre'ye daha  çok yaklaştı , elinin altın  titreyen beden sanki Cemre'ye ait değilmiş gibi çok saf ve masumdu. Cemre'yi tanımasa ona aşık olduğunu düşünecekti...bu saçma fikir bile onu huzursuz etti böyle bir şeyi kesinlikle kaldıramazdı. Bir iki adım geriye doğru atıp kızdan uzaklaşarak ''yine de onlar bitecek , bana yalan söylemenin cezası olarak farz et." Dedi erkeksi sesiyle, kızın şaşkın bakışlarını aldırmadan odadan ayrıldı. 
     Cemre yaşadığı şokla kendini koltuğun üstüne attı,  dizlerinin bağı çözülmüştü sanki...Ona dokunmasını ne kadar istemese de , Akın'ın ona yaklaşması onu heyecanlandırıyordu. Akın'ın kendinden uzaklaştırmak ona acı veriyordu. Zaten ondan yeterince uzak değil miydi neden daha fazlası için çabalıyordu! Gözü masa da duran tepsiye ilişti, ; üzerinde   de yeni sıkılmış portakal suyu ve kızartılmış ekmek vardı ; genç kız bu basit şey için çok mutlu olmuştu. İlk defa birinin yönlendirmesine gerek duymadan Cemre için birşeyler yapmıştı.  Cemre aç olmasa da sırf Akın hazırladı diye iştahla yemeye başladı.

HATA #Wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin