Bölüm 25

7K 346 19
                                    

Media: Berk Donald

OY VERİP HİKAYEYE BAŞLAYABİLİRSİNİZ 😆😀

KEYİFLİ OKUMALAR 😇💞

Yazardan

Akın öfkeyle kasılmıştı çünkü Cemre beklentiyle ona bakıyordu...Ondan kaçarken birde onu öpecek miydi! ''Düğün bitene kadar lütfen üzme onu ."annesinin ona söyledikleri geldi aklına göz ucuyla annesine baktı , iki elini birleştirmiş rica ediyordu . Nefes alıp Cemre'ye döndü. Duavağını kaldırıp yüzünü inceledi , yanakları kızarmış gözleri yerdeydi ;ne yani ondan utanıyor muydu? Hayır hayır dedi kendi kendine, o geceyi hatırladı bu kız asla utanamaz. O gece onu nasıl da tutkulu öpüyordu,  şu an ki utangaçlığı tamamen oyun Akın için. Cemre , Akın'ın onu öpeceğini bile tahmin etmiyordu ama Akın yaklaşıp onun yanağına varla yok arasında bir buse kondurdu , bu basit öpücük bile kızın başını döndürmüş.  Gözlerini yerden kaldırıp sevdiği adama baktı , ona doğru bakmıyordu bile , alkışlar arasın da aşağıya inip otelin bahçesine çıktılar . Büyük bir havuz karşıladı ikisini , havuzun çevresi ultra modern masalarla doluydu hava soğuk değildi bu yüzden düğünün  dışarıda yapılması kararlaştırılmıştı. Akın genç kızın elini tutup onlar için hazırlanmış papatya dolu masa götürdü , Cemre masanın güzelliğine hayran kalmıştı ve en önemlisi en sevdiği çiçek ile süslenmişti. İkisi sandalyelerine oturup insanların tebriklerini karşıladılar. Cemre şimdiye kadar bir sorun yaşamadı Akın ile umarım nikahta hayır var kelimesi gerçekleşir de bir daha sıkıntı yaşamazlar. 

Cemre

Papatyaları çok sevdiğimi daha önce Adela hanıma söylediğimi hatırlamıyorum , belki de o da seviyordur ve bu sebeple masamızı böyle süslemiştir. Beni düşüncelerimden ayıran masamıza gelen Akın'ın arkadaşlarıydı. Aralarında sadece Oktay'ı tanıyordum. Adını bilmediğim esmer , yeşil gözlü çocuk hızla Akın'a sarılıp sitemle 'Türkiye'ye gelmesem evleneceğinden haberim dahi olmayacaktı!" Akın bu sistemine göz devirip sanki isteyerek evleniyorum diye bir bakış attı tabi bunu esmer çocuk anlamamış hızla bana dönmüştü , "Merhaba Cemre ben Berk , Akın'ın liseden beri arkadaşıyım.'' Berk bana samimi gelmişti , enerjik ve yaramaz çocukları andırıyordu. Uzattığı eli sıkıp "memnun oldum Berk."dedim . "Ha bu arada tebrik ederim , darısı başıma."diye gülümseyince bende güldüm. Akın sırtına bir yumruk geçirip "ne meraklısın lan evlenmeye!''dalga geçerek söylendi..."o değil de Akın , hâlâ evlendiğine aklım almıyor , demek ki Cemre'ye müthiş âşık olmuşsun." Berk cümlesini bitirdikten sonra bana göz kırptı , bir anda ortam gerilmişti , anlaşılan onun dışında herkes bunun bir aşk evliliği olmadığını biliyor. Oktay boğazını temizleyip ortamı sakinleştirmek için bana dönüp  "tebrik ederim , bir ömür mutlu olmanızı diliyorum" diyerek  sarıldı. "Teşekkür ederim Oktay." Deyince o da gülümseyip Akın'a döndü.  Daha sonra bakışları sabahtan beri üzerim de olan kız geldi yanıma , yapmacık bir gülümsemeyle bana sarılıp "tebrikler , bunu herkes başaramaz  "dedi Akın'ı gösterip. Bu kız neden böyle iğrenç bir imada bulundu ki ! Kimdi ki bu Akın'ın eski sevgilisi falan mı ? Yüzüm sinirle kasılırken onu tokatlamamak için zor tutuyordum kendimi "bu arada ben Elvan , Oktay'ın sevgilisi." Itici sesiyle söyledikleri beni şaşkına uğratmıştı , Oktay gibi biri böyle edepsiz bir kızla nasıl sevgili olabilirdi !  Aman Allah'ım,  Sırma bunu biliyor mu? Eğer öğrenirse çok üzülür , kesinlikle kaldıramaz. Gözlerim Sırma'yı ararken o bir anda yanım da bitti. Bana kocaman sarılıp öptü " tebrikler canım arkadaşım ." Şuan düşündüğüm tek şey Sırma'nın Elvan ile tanışırsa onun yaşayacakları...off canım nasıl da sıkıldı bir anda. Elvan fırsatı kaçırmayıp hızla Sırma'ya döndü "Merhaba , Sırma" göz dağı vermek istercesine Oktay'ı da yanına çekmişti , bunlar daha önce tanışmışlar sanırım çünkü Sırma'nın yüzü düşmüştü , peki ama ne zaman ? Oktay da Sırma'yı fark edince "Sırma nasılsın? Nerelerdesin daha yeni görüyorum seni! " "ilk defa evlenen en yakın arkadaşım olunca koşturmacadan fark edemedik birbirimizi sanırım."ses tonu normaldi , üzgün olmasına rağmen bu kadar güçlü durmak bir kadın için en zor anlardandır. "Evet haklısın. .."Oktay cümlesini bitirmeden araya yılan gibi Elvan girmişti "Oktay gidip içecek alalım,  susadım..." yayık yayık konuşup Oktay'ı yanımızdan alıp götürdü.  Sırma üzgündü hem de çok bunu en iyi ben biliyordum. Elimi omuzuna koyup teselli verircesine omuzunu sıvazladım , bana bakıp gülümsedi "ben gidip birşeyler içeyim  , yine gelirim."diyerek yanımızdan ayrılmıştı. Onun üzülmesi canımı sıkmıştı. Derince nefes alıp verdim , bari birimiz mutlu olsaydık ...
       Yanımıza Akın'ın dedesi , Nihat bey ve Adela hanım gelince hızla ayaklandım.  Mahmut dede büyük bir gururla yanıma gelip bana sarılacak iken elini tutup öptüm , başımı kaldırınca Mahmut dede dışındakiler bana şaşkınca bakıyordu ;sanırım yine pot kırmıştım. Mahçupça elini bırakınca Mahmut dede gülümsedi,  "utandırmayın gelinimi , o örf ve adetlerimizle yetişmiş bir kız ,..." yüzümü kaldırıp " utanacak birşey yapmadın , sosyeteler  anlamaz bunlardan." Başımı sallayıp gülümsedim , o da aynı şekilde gülümseyip Akın'a döndü ,  Akın sadece dedesine  bakıyordu ; benim yüzümden araları açılmıştı keşke böyle olmasaydı ;"Akın evladım,  kendine ve ailemize layık biriyle evlendiğin için çok şanslısın..."Akın dedesinin saçmaladığını düşündüğüne eminim ..." eşine olan saygını asla kaybetme , anlaştık mı ?" Beklenti icinde olan dedesine öfkeyle bakıp sadece kafasını salladı , Mahmut dede bu durumdan hoşlanmasa da kolunu sıvazlayıp yanımızdan ayrıldı. Adela hanım ile uzun uzun kucaklaştık "kızım umarım bebeğiniz bu evliliğe güneş  gibi doğar da üzerinizde ki bu kara bulutları yok eder..." gözleri yine dolmuştu , sesi ince çıkıyordu . Ellerini tutup "Anne , dilerim bundan sonra herşey dinlediğimiz gibi olur , olmasa da ileri de olacağına eminim." Ona Anne demem onu daha çok duygulandırmıştı... gözlerinden akan yaşı silip "umarım güzel kızım "diyerek Akın'ın yanına gitti. Nihat bey bana sarıldıktan sonra her iki elini omuzuma koyup "umuttan asla pes etme , bu yaşananları sadece kötü  bir kâbus olarak düşün , uyanınca o umut ettiğin yaşamın tam merkezinde olacaksınız buna gönülden inanıyorum kızım." Sesinde ki umudu fark etmemek imkansız , Akın dışında herkes bu evliliğin düzeleceğine emin , bende aynı şekilde..."Teşekkür  ederim babacığım , umuttan asla pes etmeyeceğim. " "afferim.."diyerek oğluna gidip onu kucakladı ve ona da birkaç öğüt verip yanımızdan ayrıldılar. Akın ile başbaşaydık bana dönüp elini uzattı , eline bakıp ne yapacağını soracakken "elimi tutusan sadece olmaz mı?"Soru soracağımı anlamış yine sert bir dille beni ikaz etmişti , göz devirip elini tuttum. Beni yavaş adımlarla ortada bulunan beyaz daire olan piste getirdi....Etrafta kopan alkış tufanı ile ilk dansımızı yapacağımızı anlamıştım , ve oldukça şaşkındım...Akın asla bunu yapmazdı ya Annesi ya da babası bunu rica etmiştir. Ikisini de kırmazdı  asla...
        Akın elini belime yerleştirip boşta kalan elimi kavradı , ben de aynı şekilde kolumu omuzuna koyup elini kavradım. Bu yakınlaşma bedenimi titretmişti , tüylerim şaha kalkmıştı bile. Kuruyan boğazın ezber duygular tattırıyordu bana. Bu kadar yakın olupta nasıl birbirimize uzağız aklım almıyor. Ona bir adım atsam o on adım uzaklaşıyor . Benden bu derece nefret etmesi adil değil.  Bu hatanın bedelini sadece benim üzerime yıkması kabul edilir gibi değil. Normal çiftler dans ederken birbirlerine aşk dolu bakarken ; Akın yüzüme dahi bakmıyor. Bakışları sürekli etrafta geziniyor , ama ben ısrarla beynime çizdiğim gözlerine bakıp hasret gideriyordum , belki de bir daha bu kadar yakın olmayabiliriz. Yoğun bakışlarımı hisseden Akın , aniden gözlerime baktı. Bu ani bakış beni korktumuştu , sanki suç üstü yakalanmışım gibi hızla bakışlarımı ondan kaçırdım . " bana bakmaya devam et  utanma, özür dilerim  seni hayallerinle bölmek istemezdim." Sesinde ki alaycı tını beni şaşkına uğratmıştı. Umarım ona karşı hislerimin farkına varmamıştır. Düz bir ifadeyle ona bakıp "Ne demek bu? Senin içinde bulunan bir hayal , hayal olmaz anca kâbus olur!" Sesimin sert çıkması durumu toparlamıştı ... inci gibi dişlerini göstere göstere gülüp "ondan mı sana her dokunduğum da bir yaprak gibi titriyorsun." Alaylı iması gözlerimin irileşmesine sebep oldu... ona ne cevap versem yine elinde koz bırakmış olurdum. Hızla elimi ondan çekip ondan uzaklaştım , etrafımızda dans edenler olduğu için kimse beni fark etmemişti , Akın şaşkınca bana bakıp ne yapmaya çalıştığımı anlamaya çalışıyordu. "O zaman bana bir daha dokunma. " oldukça sinirlenmiştim resmen hislerimle dalga geçiyordu. Çatallaşan sesime küfürler savurup hızla masaya  doğru ilerledim. Arkamdan geldiğini hissediyordum ama hiçbir şey demeden o da yerine oturdu ve düğün sonuna kadar da uzak hallerimiz devam etti. Umudum bir kere daha kırılmıştı bugün , fakat pes etmeyeceğim ; bebeğime  , kendime , aileme söz verdim bu sözden dönmeyeceğim.
 
      
        Yavaş yavaş herkes gidiyordu , koskoca otelde sadece biz ve ailelerimiz kalmıştı. Şimdi onlarla vedalaşma vakti gelmişti. Annem yanıma gelip uzunca sarıldı bana , o huzur veren kokusunu içime çekip gözlerimde dolan yaşın akmaması için büyük çaba gösteriyordum , eğer ağlarsam annem buna dayanamaz . Annem benden ayrılıp elleriyle yüzümü kavradı " pamuğum , yuvadan çok ani ayrıldın...be-ben nasıl alışacağım sensizliğe.."Annem konuşunca sözcükler boğazın da düğümleniyordu , gözlerinden akan yaşları ellerimle silip onun tam tersine gülümseyerek "ahaha anne ... bir yere gittiğim yok sen benden kurtulamazsın ..."elini alıp karnıma götürerek "bak içimde ikinci bir Cemre var , o da dünyaya gelince sürekli başını şişirmeye geleceğiz " hem ağlayıp hem gülüyorduk  , annem karnım da ki ufaklığı hissetmek istercesine elini gezdirip "hele bir gelsin de başımın  üstünde yeriniz var." Dedi cılız ses tonuyla. Sırma araya girip "ayyy içimi baydınız , düğünün başından beri ağlıyorsunuz. " Sırma üzgün olsada enerjik duruyordu , yanın da annesi ve babası vardı. Hızla onlarla tokalaştım , üzerimde hakları çoktu.  Hepsi bana iyi dileklerde bulunup gitti , Akın yanımda olmadığı için ayrı bir utanç yaşıyordum , sorumsuz çocuklar gibiydi , ben onu nasıl alıştıracağım kendime hiç bilmiyorum. Annem ve Sırma ile uzun uzun vedalaşıp Akın ile onun arabasına doğru gittik. Akın'ın yüzün de zerre duygu yoktu , istemeyerek evlendigi o kadar belli ediyordu ki insanların anlamaması imkânsızdı. Arabanın arkasına geçip oturdum , o da sürücü koltuğuna geçip arabayı doğruca yeni yuvamıza aslında yuvama doğru sürdü  . 
    1 saatlik yolculuğun ardından daha önce geldiğimiz eve gelmiştik , bu sefer koca kapı kendiliğinden açılmıştı , gecenin karanlığında bile kendini gösteren ay , evimizi bir lamba gibi aydınlatıyordu . Bu muazzam görüntü içimi  aydınlatmıştı. Arabanın durmasıyla Akın'ı beklemeden indim arabadan , bugün beni çok üzmüştü , kısa süre onunla konuşmak istemiyordum. Önden ilerlerken o da peşimden gelip bana hiç bakmadan kapıyı açıp geri çekildi içeri girmem için.  İçeriye girince o boş odalardan eser yoktu , müthiş bir tasarımla içerisi düzenlenmişti. Evin tamamında  beyaz renk hakimdi. Evi gezmek istesem de çok yorgundum , dinlenmek istiyordum. Merdivenlere doğru ilerlerken Akın orada beni bekliyordu yüzüne bakmadan yanından gideceğim sırada koluma girip gelinliği tutmam da yardımcı oldu , bana  dokunmasını istemiyorum artık "gerek yok ben kendim hallederim."sesim duygudan uzaktı , "merdiven uzun , hamile olduğun için bu ağır gelinliği tek kaldırmanı istemiyorum." Ses tonu normaldi , göz devirip bir şey demeden bana yardım etmesine izin verdim. Yolun sonunda bana gerek kalmadan kolumdan çıkıp  ilk geldiğimde kendime seçtiğim odaya  doğru ilerleyip kapıyı açtı. Içeri girip elektrikleri açarak içeri girmemi bekliyordu. Neden benim odama girdiğini bilmiyordum , belki bugün olanlar için özür diler. Aklımda geçenler tabi ki beni yanıltmıştı , hızla ceketini çıkarıp , papyonunu gevşetip , gömleğinin  ilk üç  düğmesini açıp bana doğru ilerledi. Korkuyla ne yapacağını beklerken karşımda durup "duş  alıp uyu , bugün yoruldun dinlenmelisin. Sabaha görüşürüz, ''diyerek yanımdan ayrılacağı sırada kolundan tutup "sen nereye gidiyorsun?" Gözleri önce kolunu tuttuğum elime  daha sonra yüzüme çevirdi "hesap vermek gibi bir adetim yok ama bu evde ilk gecen olduğu için söyleyeyim ; eğlenmeye gideceğim , bunu hak ediyorum öyle değil mi?" Sırıtan yüzü ne imada bulunduğunu anlamıştım, tuttuğum kolu bırakıp giyinme odasına doğru ilerledim. O da hızla odadan çıkmıştı zaten.  Ben ne kadar da aptalım , gerçekten yanımda oturup özür dilemesini düşünmüştüm ama o hiç utanmadan gecesini başka kadınlarla geçirmeye gidiyor. İçim de oluşan kırgınlıklar daha ne kadar sürecek...göz yaşlarım akarken bende üzerimdekilerden kurtulmaya çalışıyordum,  tamamen çıplak olduktan sonra banyoya doğru ilerledim , tıpkı bir mumya gibiydim, hayattayım ama yaşamıyordum...hissizleşen bedenimi sıcak suyla birleştirip derince nefes alarak gözlerimi kapattım,  akan göz yaşlarım suya karışıp yok olurken bugün anladım ki hayatın en hüzünlü anı , mevsimine kapıldığın kişinin, bahçesinde açabilecek bir çiçek olmadığını anladığın andır.

Bölüm sonu 🎈🌌

Desteklerini esirgemeyen herkese bol bol teşekkürler 😇
● Vote sınırı devam etmekte (50)
●Haftanın Pazartesi ve Cuma günleri bölüm paylaşımı yapılacaktır. 😇

HATA #Wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin