Bölüm 55

5.9K 236 14
                                    

Keyifli okumalar ❤️

Elimde tuttuğum çocuk kitabını sessizce koltuğun kenarına koyup uyuyan prensime baktım ; ne kadar da masum. Her şeyden uzak sadece aile şefkatine ihtiyacı olan minik bir bebek. Bir ay geçmesine rağmen hâlâ anne olduğuma inanamıyorum ve en güzeli de babasının Akın olması. Ah tabii ya bugün oğlum ile ona sürpriz yapacaktık. Uyuyan Berke'yi yatağına yerleştirip hızla odama gittim. Üzerimde ki salaş eşofmanları çıkarıp uzun sıfır kol mavi bir elbise giydim. Ayakkabı olarak da kahverengi sandalet ve ayakkabının rengine yakın minik kol çantası alıp banyoya ilerledim. Aynadan kendime baktığım da en son saçlarımı ne zaman taradığım hakkında bir fikrimin olmaması utanç vericiydi. Tarağımı kaptığım gibi arap saçına dönmüş saçlarımı tek tek taramaya başladım. Düzelen saçlarıma son olarak maşa yapıp hafif bir makyaj ile herşeyi noktaladım. 
    Berke'nin odasına gelip onu nazik hareketlerle kucağıma aldım ve o uyanmadan arabaya binip doğruca şirkete yol aldık.  Ev ile şirket arasında çokta bir mesafe olmadığı için kısa sürede varmıştık. Şöföre teşekkür edip şirkete ilerledim. Beni ve oğlumu gören çalışanlar hayranlıkla bize bakarken Berk'in uzaktan bizi fark etmesiyle hızla bize koşması bir oldu. "Cemre hoş geldiniz."diye gülerek bana uzaktan sarılan Berk'e gülüp "hoş buldum, babasına sürpriz yapmaya geldik."diye fısıltıyla konuşunca Berk sessizce kıkırdayıp "babası odasında harıl harıl çalışıyor . Git gör bakalım ."deyip arada uyuyan Berke'yi seviyordu . "Sende gel."diye teklifte bulununca başını olumsuzca sallayıp " benim okula gitmem gerek sen git ben zaten sık sık evinizdeyim." Dediğin de yarım bir gülüşle ona bakıp "her zaman gel , eğer Akın ile aramız iyiyse bunun sebebi sensin."Dediğim de Berk gülüp "Bunu ben değil siz başardınız ."Dedi ve göz kırparak yanımdan ayrıldı bende arkasından gülüp asansöre binerek Akın'ın bulunduğu kata ilerledim. Asansörden indikten sonra hızla Akın'ın odasına doğru geldiğimde beni gören sarışın sekreter ayaklanıp "hoşgeldiniz"dediğin de bende ona gülümseyip "hoş buldum , Akın içerde mi?"diye sorunca sekreter başını sallayıp yanıma gelip "evet içeride , sizin için kapıyı açayım."Dedi ve kapıyı açıp kenara çekildi bende teşekkür ederek içeri girdiğimde bizi beklemeyen Akın şaşkınca bana bakıp masasından kalkıp "Cemre , hoş geldin."Dedi ama sesindeki şaşkınlık duyulmaya değerdi. Ona gülüp yanına doğru ilerleyerek "hoş buldum Akın , seni çok özledik ve yanına gelelim dedim." Diye ona bakıp gülünce Akın da kocaman gülüp bana yaklaşıp yanağıma ufak bir buse kondurup pusette uyuyan oğluna doğrulup ona da kısa kısa bir kaç öpücük kondurup puseti elimden alarak güvenilir bir yere koydu ve tekrar bana dönerek " bebeğimiz burada uyusun. Immm bu güzel sürprizi çok beğendim arada uygulansa fena olmaz."diyerek kollarını belime sarıp anlını anlıma dayayıp burnuma öpücük kondurdu "çok özlemiştim seni ...sizi"diye derince gözlerime bakıp dudaklarıma uzanınca ondan geri çekildim. Akın şaşkınca yüzüme bakıp "ne oldu ?"diye sorunca gözümle kapıyı işaret edip "ya birisi girerse?"diye tereddütle sorduğumda Akın tok bir kahkaha atıp "kimse odama elini kolunu sallayarak girmez hem sen zaten karımsın ."Dedi ve ben cevap vermeden beni öpmeye başlayınca bende az önce ki cevapla rahatlayıp onu öpmeye başladım. Akın öperken ellerinden bir illa ki kalçamda olur , bu hareketi beni utandırsa da elini çekmesi için onu uyaramazdım. Öpüşmemiz derinleşince odanın kapısı aniden açıldı , yaşadığım korku ile hızla Akın'dan ayrılıp arkama baktım , bize şaşkınca bakan Oktay ne yapacağını şaşırmış gibiydi . Onun şaşkın bakışları ve bizi basması yanaklarımı kızartmıştı. Elimle yanan yüzümü kapatıp Oktay'a bakmamaya çalışıp arkamı dönünce Oktay boğazını temizleyip "öhüm öhü ! Ben sunacağım dergiyi unutmuşum onu alıp hemen geliyorum . " Dedi ve hızla odadan ayrıldı. Oktay'ın çıkmasıyla öfkeyle Akın'a dönüp kaşlarımı olabildiğince çatıp "demek herkes elini kolunu sallayıp giremez!"diye öfkeyle söylenince Akın hafifçe gülüp " Oktay'ı hesaba katmamışım."dediğinde sinirle koluna vurup deri koltuklara yöneldim. Akın'ın tok kahkahası yine kulağımda yankılanırken bende istemsizce gülüp elimin altında duran deri yastığı Akın'a fırlattım , bu sefer şanslı olmayan Akın kırneti yüzüne yiyince şaşkınca bana bakıp üzerime doğru ilerleyince bakışları öfke doluydu . Pekala şimdi korkabilirdim. Oturduğum koltuğa sinip diğer kırneti yüzüme  siper etsem bile Akın elimden kırneti çekip üzerime doğru eğilerek " demek benimle oyun oynuyorsun?" Diye tıslayınca istemsizce gülüp yüzüne baktım ama onun yüz ifadesi hâlâ öfke doluydu, ama ben buna takınmadan yarım kalan öpüşmemize devam ettim ve o da kısa sürede bana karşılık vermişti . Barışmak bu kadar basitti işte.

HATA #Wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin