Taylor odasına nasıl vardığına farkında değildi. Hemen banyoya gitti ve aynanın karşısında durdu. İçi titriyordu. Dudaklarını dokundu ve diliyle deneyimselce yaladı. Ağzı aynıydı, ama nedense farklı hissediyordu. Gözlerini kapattı ve kendine neden onun öpücüğünü reddetmediğini düşündü. Harry onu tutmuyor ve zorlamıyordu bile, ama yinede onun öpücüğüne cevap vermişti. Kendisine hakim olamıyordu, tadı o kadar iyiydiki. Diş fırçasını aldı ve dişlerini fırçalamaya başladı. Bunu yaparak ilk öpücüğü hakkında anısını silebileceğini düşünmüştü, ama haksızdı.
Harry'nin dudakları şarap, nane ve sigara tadındaydı. "Çok lezzetliydi, neden onu geri öptüm? Cevap: Bana bakma yönü tüm aklımı yitirmeme sebep oldu veya çünkü çok iyi öpüyor ve baştan çıkarıcıydı." Enayice düşündü. Kafasını salladı ve bu sahneyi aklından silmeye çalıştı. Çok farklı nedenlerden dolayı kendisini suçluyordu. -Birincisi, Harry onun sevgilisi bile değildi. İkincisi, kardeşinin kocasıydı. Üçüncüsü, ondan nefret ediyordu çünkü o kibir kralı ve tam bir kadın avcısıydı. Son olarak ise, neden Harry onu aniden öpmüştü? Kötü bir şey mi planlıyordu? Derin bir nefes aldı. Harry'nin ABD'ye döndüğünden dolayı kendisini rahat hissetmişti. Kardeşi onun yerini alana kadar dönmeyeceğini umuyordu. Yatağına gidip şeytanın kendisini öptüğü geceyi unutmaya karar verdi.
Diğer sabah, Taylor geç kalkmıştı. Çünkü tüm gece boyunca Harry ile paylaştıkları öpücüğü düşünmekle geçirmişti. Kendini iğrenç hissetti, çünkü bu zamanda President Styles kahvaltısını etmiş olmalıydı. Kafasını dağıtmak için sadece duş almaya karar verdi. Sıcak suyu açtı ve sabunla bedenini yıkadı. Duş aldıktan sonra, aşağı indi ve kitap okuyan President Styles'a rastladı. Morali yerindeydi.
Taylor: Büyükbaba üzgünüm. Uyuyakaldım ve hmm....Seninle birlikte kahvaltı yapamadım.
Utançla söyledi.
President Styles: Böyle hissetme, Allison. Bu tarz partilerde, senin haberin olmadan beklenmedik şeyler olabilir. -Bu gerçekleşmek zorunda. Bu çeşit şeyleri yaşadığım yüzünden biliyorum. Bunu çok iyi anlayabiliyorum.
Mutlulukla söyledi ve yüzü aydınlandı. President Styles'ın sözleri anlam doluydu. Taylor bunu aldırmamaya çalıştı.
Taylor: Haklısın, büyükbaba. Moralin yerindeymiş gibi gözüküyor.
President Styles: Bunu fark ettin mi? Aslında, kocan bu sabah beni aradı. Önceki gece seni eve götürdüğünü söyledi. Kalamadığı için üzgündü. Bugün önemli bir görüşmesi olduğu için ABD'ye geri dönmesi gerektiğini söyledi.
Harry'nin adını duyunca Taylor tedirginleşti ve President Styles'tan bakışını kaçırdı.
Taylor: Evet, büyükbaba. Ona kalmasını ve sana 'merhaba' demesini istedim. Ama bana 'seni sabah arayacağını' söyledi. Bir de, onun baloya geleceğinden haberin var mıydı?
President Styles: Aslında, hayır. Onun baloya katıldığına şaşırdım. Harry senin gibi harika bir eşi bırakarak ne kaçırdığını bilmiyor.
Taylor: Büyükbaba, sandığın kadar iyi değilim. Bana bu kadar inanmayın, sonradan hayal kırıklığına uğramanızı istemiyorum.
Taylor'ın kelimleri kısık çıkmıştı. Gülümsemeye çalıştı ama pek beceremedi.
President Styles: Allison, o kadar aptal kızsın ki! Söyleyebileceğim tek şey, kalbindeki sıcaklığı hissedebiliyorum. Biliyorum ki bir gün, Harry seni hayatına kattığım için bana teşekkür edecek.
Taylor cevap vermedi ama etkilenmişti. Harry'nin kendisi için doğru adam olmadığını bilse bile, büyükbabanın onu beğendiği hissi, karşı konulmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wildfire (Turkish Translation)
RandomHarry Styles: Harika uzman bir kişi, fazlası istenilenemez. Bekar, CEO, büyük bir imparatorluk ve büyük bir servet varisi. Yasadışı görünüyor soğukkanlığıyla, her şeyi ile muhteşem. Her şeyden önce onun nitelikleri fakat aynı zamanda onun olumsuz ta...