Part 5

571 52 1
                                    

Harry düşünceli bir şekilde uyuyan dedesine bakıyordu. Uyanmıyordu ve bu durum 2 gündür sürüyordu. Yardım edici tüpler artık vücuduna bağlı değildi. Doktor damarlarındaki kan pıhtısı için ameliyat yapılmasının gerekliliğini belirtmiş ve onun şanslı olduğunu çünkü iyileşmesinin sadece zaman meselesi olduğu söylemişti. En iyi olanı hastaneye zamanında yetişmiş olmasıydı. Harry kendini çok korkmuş ve pişman hissediyordu, çünkü son konuşmalarında ona çok sertçe itaat etmişti. Dedesiyle olanlarının tek sorumlusu olarak kendini tutuyordu. Doktorun dedesinin iyi olacağını söylediği zaman rahatladı, fakat eğer bir daha kalp krizi geçirirse, ölebileceği uyarısını vermişti. 

Harry kendini suçluyor ve endişe içinde görülmekteydi. 


Dedesi ameliyattan sonra uyandığı an Harry direk ona yaklaşmıştı. Dedesinin bilincinin arttığına çok sevinmişti. 

Harry: Dede, kendini nasıl hissediyorsun? Son konuşmamızın nasıl bittiğinden çok üzgünüm. 

President Styles: İyiyim, Harry. Ben dayanıklı yaşlı adamım. Ayrıca bu dünyayı senin aileni ve çocuklarını görmeden terk etmeyi düşünmüyorum. 

Harry: Bu konu hakkında gücünün tam olduğu zaman konuşalım. 

President Styles: Bu konuda tek seçeneğim sensin Harry. Lütfen her şeyi yeniden gözden geçir. 

Harry itiraz etmek istiyordu ama doktorun her türlü strese sebep olan konulardan kaçınılmak gerektiği uyarısını hatırladı ve çenesini kapattı. Sekreter Jung tam zamanında odaya girmişti.

Sekreter Jung: Efendim, eşyalarınızı değiştirmeye ne dersiniz? Ben hastanede kalabilirim. 

Harry dedesinin kriz geçirdiğini duyduğu an hemen hastaneye yetişmiş ve yeterince uyku alamamıştı. Ayrıca şimdiye kadar sadece 2 kere eve gitmiş ve duş aldıktan sonra hastaneye geri dönmüştü. Sekreter Jung'tan iş için imzalanması gereken tüm belgeleri hastaneye getirmesini istemiş ve dedesinin ameliyatının bitmesini beklerken işini diz üstü bilgisayardan çalışarak bitirmişti. Harry dedesinin gözlerine bir zamanlığına gitmesi için izin alarcasına baktı. Dedesi anlayışla kafasını olumlu salladı. 

Harry: Tamam, kısa sürede döneceğim.

Harry dedesinin alnından öperek, sekreter Jung'a acil durumda ona aramasını istedi. Kapıyı açarak tam çıkacakken dedesinin onu çağırdığını duydu. 

President Styles: Harry?

Harry dedesine doğru döndü. 

President Styles: Onu....Allison Gale, senin karın olarak görmek istiyorum. 

Harry kapının kolunu sıktı. Onun hayal kırıklığının dedesinin görmesini istemiyordu. Başını sallayarak (olumlu) odadan çıktı. 


Harry, Styles konaklığına gelmişti. Odasına geldikten sonra hemen banyoya girmişti. Duş aldığı zaman dedesinin sağlığı ve onun isteği hakkında düşünüyordu. Kendine dedesinin hatırı için yapacağı büyük fedakarlığa hazır olup olmadığını soruyordu. Duş aldıktan sonra,Harry Styles hiçbir zaman, hiçkimsenin hatırı için yapamayacağı bir şey hakkında karar alması gerekiyordu. Ama bunu isteyen kişi hiçkimse değildi, onu koruyan ve onu o yapan biriydi. Allison'ı aramayı karar verdi. 

----------

Allison odasında, yatağında yatmaktaydı. Son zamanlarda daha tembel ve uykulu olduğunu farketmişti. Sürekli Styles Konaklığında olanları düşündüğü yüzünden olabilirdi. O andan sonra sosyelleşme veya normal hayat rutinine devam etme gibi konularına ilgisini kaybetmişti. Üvey babası President Styles'ın kalp krizi geçirdiğini ve hastaneye kaldırıldığını ve Harry'nin Londra'ya geri döndüğünü söylemişti. Onu ziyaret etmek istiyorlardı ama bunu yapabilen kişilerin sadece aile üyeleri olduğu için edememişlerdi. Tek düşünebileceği konu Harry ve ondan aldığı aşağılanmaydı. Onu ret eden ilk erkekti. Harry hakkında düşünmeyi telefon araması bölmüştü. 

Allison: Merhaba.

Allison'ın sesi çok kızgınmış gibi duyulmuştu.

Sekreter Jung: Merhaba Bayan Allison Gale. Sizi Harry Styles'ın sekreteri rahatsız ediyor. 

Allison Harry Styles ismini duyunca yukarı sarsıldı. 

Allison: Hm? Senin için bir şey yapabilir miyim? 

Sekreter Jung: Beni seni aramamı istedi.Seni yarın akşam ile Cravings Coromandel Square, Londra içinde bulunan restoranda randevuya çağırıyor. 

Allison aniden ayağa kalktı. Bu sözleri sonunda duymasından şok ve aynı zamanda mutluluk ile heyecan içindeydi. 

Allison: Beni bıraktığından sonra yeniden görüşmek istemesi durumunda hiçbir ipucum yok. Ama merak etme, orada olacağım. 


-----------

Wildfire (Turkish Translation)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin