Harry Amerika'daki Coromandel ofisindeydi, Sekreter Jung'ın verdiği kağıtları imzalıyordu. Dedesi hakkında düşünmeye başladı. Dün ki gece dedesi Allison hakkında yeniden sormuştu. Onun üvey babasından, Harry'nin onları terkettiğinden dolayı kendini mahçup hissediyordu. Ayrıca ona arayıp evlenmeleri hakkında ne zaman konuşacaklarını sormuştu. Harry onunla zaten konuşup, onun evlilik sözleşmesinden dolayı hayır dediğini söylememişti. Doğruyu öğrenirse üzüleceğini biliyordu. Bir karar almıştı, Allison ile dedesi için sözleşme imzalamadan evlenecekti. Eğer sözleşmeyi imzalamayacaksa, ikinci fikrini uygulayacaktı, Sekreter Jung'a aradı.
Sekreter Jung: Size nasıl yardım edebilirim efendim?
Harry: Sekreter Jung, dedem istediği için Allison ile evlenmem gerekiyor. Senden evlenme töreninden önce bir şey yapmanı isteyeceğim.
Harry sekreter Jung'a evlilik töreninin detayleri hakkında konuştu. Skereter Jung dikkatlice dinlemiş ve Harry'nin gerçekten bir iş adamı olduğunu düşünmüştü. Harry istediklerini açıkladıktan sonra Sekreter Jung'a gitmesini söyledi. Kapıyı açarak gideceği zaman, Harry ona yeniden seslendi.
Harry: Sekreter Jung?
Sekreter Jung yüzünü çevirdi.
Harry: Yaptıklarının iz bırakmadığından emin ol. Yani sadece onlara çenelerini kapatmalarını söyle. Dedem neler olduğundan haberi olmayacak, tamam mı?
Sekreter Jung kafasını evet anlamında salladı ve çıktığından sonra Harry asistanına Allison ile bağlanmasını söyledi.
Allison: Evet, gerçekten beni böyle araman çok şaşırtıcı. Bu sefer senin için ne yapabilirim?
Harry: Dinle, yarın New York'a gidiyorum ve 10 gün boyunca olmayacağım. Döneceğim gün, arabam seni alacak. O güne hazırlıklı ol çünkü o gün seninle evleneceğim. Anlaşıldı mı?
Allison duyduklarına şaşırmış ve sevinmişti. Yüzünde bir gülümseme oluştu.
Allison: Etrafında her şey dönen kişi ben değilim. Seninle basit bir törende evleneceğim ama bana bir söz vereceksin, eğer bana aşık olursan benimle dünyanın en büyük ve mükemmel evlilik töreninde yeniden evleneceksin.
Harry onun bu "düşüncesini söylemesine" kahkaha atmıştı.
Harry: Allison.......Allison........Allison...eğer senin zehirli cazibene aşık olursam ki bu olmayacak. Seninle istersen bin kere evlenirim. Senin istediğin siktiğimin her şeyini veririm.
Harry bunu kibir ve kendine çok fazla güven dolu ile söylemişti.
Allison: Oh, gerçekten mi? Hazır ol Harry Styles, çünkü bu mükemmel yarışmayı yenileceğiniz zaman.
Allison gülmüştü ve Harry bu sözlerinden kendini sinirlenmiş hissetmişti.
Harry: Tamam, bu kadar konuşma yeter! Bu saçmalıktan başka yapılacak daha çok işim var.
Harry telefonu Allison'ın cevabını almadan kapatmıştı. Allison kendisini bozulmuş hissetmişti ama Coromandel'in sahibi Harry ile olacak evlenmesini düşündüğü zaman bu his yok olmuştu.
Bu konuşmasından sonra anne ve üvey babasına haberi iletmişti. Mutlu ve heyecanlı olmuşlardı. Onların düşündüğü tek şey Coromandel Grubu ile bağlandıkları zaman elde edecekleri avantajlardı.
Ertesi gün, Harry New York'a uçmuştu. Ayrılmadan önce dedesine Allison ile geldiği zaman evleneceğini söyledi. Ayrıca onunla basit bir törende evleneceği kararını aldıklarını anlattı. Dedesi ilk başta buna itiraz etmişti ama Harry, birbirini daha iyi tanıdıkları zaman büyük bir tören yapacaklarını söyledi ve dedesi kabullenmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wildfire (Turkish Translation)
AléatoireHarry Styles: Harika uzman bir kişi, fazlası istenilenemez. Bekar, CEO, büyük bir imparatorluk ve büyük bir servet varisi. Yasadışı görünüyor soğukkanlığıyla, her şeyi ile muhteşem. Her şeyden önce onun nitelikleri fakat aynı zamanda onun olumsuz ta...