Medyadaki müzikle okursanız daha güzel olabilir. Keyifli okumalar~*
Hoseok'la en son görüşmemizin üzerinden 1 hafta geçmişti.
Rahatlamak ve düşüncelerimi toparlamak için PD-nim'i arayıp hasta olduğumu ve 1 haftalık iznimi kullanmak istediğimi söyledim. Şu sıralar çocukların programı da yoğun olmadığı için izin vermişti.
Bu 1 hafta içinde, evden dışarı, sadece market ihtiyaçlarımı karşılamak için çıkıyordum. O zaman da yolda Hoseok'la karşılaşmaktan korkarak gizlice ilerliyordum.
İzin süremde bir kere evime gelmişti. Fakat 'evde yokum' süsü verip kapıyı açmamıştım, her ne kadar buna zor dayansamda. Bu süre zarfında beni görmemenin onun için de iyi olacağını biliyordum çünkü.
Bir haftadır, o gün ki olduğu gibi hiçbir yok olma belirtisi göstermiyordum. İlginç bir şekilde, Hoseok'la olmadığım zamanlar her şey normaldi. Belirtiler, sadece onun yanındayken kendini gösteriyordu. Sanırım bu da hayatın zulmüne eklenen küçük bonuslardı.
Dün ise iznimin son günüydü. Bütün haftayı abur cubur yiyip, dizi izleyerek bitirmiştim. Tabi bu süre zarfında ne yapmam gerektiğini de düşünmüştüm.
Yırtık kotumdan çıkan dizimi zemine koyup ayakkabılarımın bağcıklarını bağladım.
İşim bitince kapıyı ardımdan çekip sıcak havaya aldırış etmeden yavaş yavaş şirkete doğru ilerlemeye başladım.
Bugün yeni albüm için ilk hazırlıklara başlanacaktı. İlk olarak çocukların görünüşleri değişecekti. Diğer günlerde, klip çekimleri, ve albüm fotoğrafları halledilecekti.
Şirkete vardığımda derin bir iç çektim. Son görüşmemizde onu istemeyerek de olsa reddetmiş ve çekip gitmiştim. Belki bana kızgındı, belki de küstü. Ama bunu, ondan ayrılmak istemediğim için yaptığımı çok iyi biliyordu.
Şirkete girip çalışanları selamladım ve pratik odasında olacaklarını düşünerek oraya ilerledim.
Pratik odasının olduğu kata geldiğim de her zaman ki gibi odadan koridora yankılanan şiddetli bir müzik vardı.
Danslarını bölmek istemeyerek emin olmayan adımlarla odaya ilerlediğimde biten müzikle beraber içeri girmeyi kesinleştirdim.
Odaya girdiğimde içeriyi dolduran parfüm kokusu, ter kokusunu kolaylıkla bastırmıştı. Bu çocukların kokuları bile kesinlikle çok havalıydı.
Odada ki yorgunlukla yere yığılmış üyelere göz gezdirdiğimde odada ki koca eksikliği fark ettim.
"Hoseok nerede?"
Daha selam bile vermeden ilk sorduğum şey bu olmuştu.
"Sanada merhaba noona."
Beni ilk fark eden, yere sırt üstü yatıp ayaklarını koca aynaya koyan Taehyung olmuştu.
"Ah şey, merhaba. Peki Hoseok nerede?"
Taehyung aksine beni uğraştırmayan Yoon Gi, telefonundan gözlerini zoraki de olsa ayırıp üzerimde gezdirdikten sonra cevap verdi.
"Gelmediğin için bilmiyorsundur. Hoseok 2 hafta sonra yapılacak büyük gösteride düzenlenen grupların karma dans gösterisi için seçildi ve bugünde prova yapmaya gitti."
Dediği şeyi anlamaya çalışırken bu sefer Nam Joon araya girip aklımda ki başka soruyu yanıtladı.
"Birazdan gelir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hope | jhs
Fanfictionİnsan, mutluluğu nerede bulacağını gerçekten bilemezmiş. Belki bir kafede, belki bir gece kulübünde, belki bir kütüphane de. O insanın nerede karşına çıkacağı belli değilmiş. Ben ise mutluluğumu, sevincimi, hayallerimi, güneşimi,,, umudumu... Bu v...