Dal da olamıyorsan, sap olmalısın. Kendine yeni yapraklar çıkaracak kadar güçlü bir dal değilsen,
o zaman olmazsa olmazın olan yaprakla beraber düşmeli, ve o yaprakla birlikte toz olup uçmalısın.Aşkta da böyledir zaten. Ya onunla, ya onsuz. Ya yaprak gibi ait olduğun yerden ayrılıp acı çekeceksin, ya da sap gibi aşkının peşinden gidip acı çekeceksin. Aşk demek acı çekmek demektir çünkü.
Tüm bunların aksine dal olmayı başaranlar ise, bu oyunun asıl kuralını bilen kişilerdir.
Kurallar ise çiğnenmek için vardır.
Peki ya aşkta kural olur mu ki?
***
Sonbaharın hafif rüzgarlı olan havası, deniz kenarına gelinmesiyle birlikte anında değişmişti. Az da olsa üşüten rüzgar, denizin dalgalarını da var gücüyle savuruyordu. Kıyıya çarpan denizin sıçrayan sularının yetişemeyeceği uzaklıkta oturan ikili birbirleriyle konuşmak yerine sadece bakıyorlardı. Aura denize, Hoseok ise hala varlığına inanamadığı Aura'ya bakıyordu.
Aura rüzgar yüzünden gözünün önüne gelen kahverengi tonlarında ki saçlarını eliyle kulağının arkasına sıkıştırıp deniz havasını ciğerlerine çektikten sonra gözlerini denizden ayırmadan konuştu.
"Artık bana bakmaktan vazgeçer misin?"
Hoseok minicik gülümseyip başını iki yana salladı. Aura bakmasa da bu hareketini gözlerinin yanından görmüştü. Hoseok'un bu ısrarcı hareketlerine şaşırmış bir şekilde bakışlarını denizden ayırıp ona çevirdi.
"Cidden kimsin sen?"
Hoseok'un bakışları tekrar eski haline dönüp hüzünle dolduğunda çok yüksek olmayan sesiyle konuştu.
"Bana bu soruyu daha ne kadar soracaksın bilmiyorum ama her duyuşumda çektiğim acıyı fark etseydin eminim ki sormaktan vazgeçerdin."
Aura beklemediği ve anlamlandıramadığı bu cevap karşısında birkaç saniye durduktan sonra oturduğu yeşillik zeminde hafif doğrulup bağdaş kurarak Hoseok'a döndü.
"Bari önemli biri miydin onu söylesen?"
Hoseok'da tıpkı Aura gibi bağdaş kurup ona döndü.
"Bilmem, senin için ne kadar önemli olduğumu ben değil sen söyleyebilirsin."
İlk defa bu kadar uzun süre göz teması kurduklarını düşünen Aura, esen rüzgara rağmen üzerinde hissettiği sıcaklıkla yutkunup gözlerini kaçırdı ve başını yana çevirip tekrar denize baktı.
"Üzgünüm ama seni hatırlamıyorum. Yani benim için ne kadar önemli olduğunu söyleyemem."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hope | jhs
Fanfictionİnsan, mutluluğu nerede bulacağını gerçekten bilemezmiş. Belki bir kafede, belki bir gece kulübünde, belki bir kütüphane de. O insanın nerede karşına çıkacağı belli değilmiş. Ben ise mutluluğumu, sevincimi, hayallerimi, güneşimi,,, umudumu... Bu v...