İnsanlar kendilerine acı veren şeyleri unutmak için uğraşır.
Çünkü kendileri için en iyi olan şey budur.Bazı insanlar ise, tahlihsiz bir şekilde, hayatlarında başlarına gelen en güzel anları unutmak zorunda kalır.
Bazıları ise her şeyi unutur.
İyi veya kötü, hatırlamaya değer buldukları her şeyi, benliklerini, sevdiklerini, yaşadıklarını...
Aslında bu, hayatın onlara daha güzel bir yaşama başlamaları için verdiği bir şans.
Sadece insanoğlu bunu fark edemeyecek kadar bencil bir varlık.
Sevdigin insanı bile unuttuğun o an, aslında her şeyin bambaşka olduğu andır.
"Buradayım sevgilim... Hemen yanında..."
***
"Kimsin sen diyorum?!"
Aura tacize uğramış oluşunun şokuyla Hoseok'a bağırmaya devam ederken, ağzı açık kalan Hoseok sadece öylece kalmıştı. Aura'yı bulmuş olmanın şokunu henüz atlatamamıştı ki, şimdi de sevdiği kadın kendisini tanımıyordu.
Aura, Hoseok'un tekrarladığı soruya cevap vermediğini görünce söylene söylene yere düşen dosyalarını toplayıp Hoseok'a döndü.
"Umarım bir daha karşılaşmayız."
Arkasına dönüp taksinin açık kapısından içeri girdi. Sinirle kapıyı kapatıp gideceği yeri taksiciye söyledikten sonra son kez dışarıda kendisini şaşkınlıkla izleyen Hoseok'a baktı.
"Aura..."
Şaşkınlığın doruklarında gezen Hoseok, hiçbir şeye anlam veremeden hareketlenen taksinin ardından fısıldadı. Titreyen bacakları, bedenini güçlükle ayakta tutarken, çok geçmeden koşarak yanına gelen Seo Ji endişeyle konuştu.
"Hoseok ne oluyor yalvarırım söyle."
Daha fazla bacaklarının üzerinde duramayan Hoseok dizlerini soğuk zemine koyarak hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Hoseok'un düşeceğini sanan Seo Ji tuttuğu kolu daha sıkı kavradığında Hoseok sertçe kendisi geri çekti ve hiçbir şeyi umursamadan bağırmaya başladı.
"Git başımdan! Sadece gidip beni rahat bırakamaz mısın?! Defol!"
Alt dudağı titremeye başlayan Seo Ji, ağlamamak için kendini tutsa da gözleri çoktan dolmuştu. Taştı taşacak olan yaşlar onu ele veriyordu.
"Pekala Hoseok. Ne halin varsa gör, olur mu? Yoruldum artık. Peşinden koşmaktan bıktım."
Titrek sesine rağmen kurduğu cümlenin ardından sert adımlarıyla Hoseok'u orada bırakarak ilerlemeye başladı.
Hoseok'un kesik kesik çıkan ağlama seslerini ne kadar ilerlesede duyabilen Seo Ji dudaklarını dişleyip çantasından telefonunu çıkardı. Rehbere girip numaraya bastı ve kulağına götürdü.
"Taehyung, Hoseok iyi değil. Sanırım size ihtiyacı var..."
*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hope | jhs
Fanficİnsan, mutluluğu nerede bulacağını gerçekten bilemezmiş. Belki bir kafede, belki bir gece kulübünde, belki bir kütüphane de. O insanın nerede karşına çıkacağı belli değilmiş. Ben ise mutluluğumu, sevincimi, hayallerimi, güneşimi,,, umudumu... Bu v...