İçinden geldiği gibi

19 1 0
                                    

Az önce yaşananlardan dolayı ikiside sessiz sessiz ilerleyerek vapurun arkasına doğru yürüdüler . Kendilerine uygun bir yer bulup oturdular ve benzersiz Boğaz manzarası eşliğinde Eminönü ne doğru yola çıktılar.

Leyla etrafa bakınıyor Ozan'la göz göze gelmemeye çalışıyordu. Kendini biraz huzursuz hissetmeye başlamıştı. İnan' karşı hisseleri gittikçe güçleniyor buna engel olamıyordu. Yaşadığı şeyle güZeldi ama Ozan yanlış kişiydi .  Sinem vardı.
Yuva yıkan kız konumundaydı sanki . Bunları düşündükçe daha da huzursuz hissetti kendini birden .Gün bir an önce bitmeliydi artık.
"Çay içmek ister misin?"
Ozan'ın sesiyle irkildi
"Hmm... şey ...olabilir aslında "
Ozan iletse duran birime işaret etti ve çok geçmeden iki çay getirdiler yanlarına
"Teşekkür ederim "
"Söyle bakalım şimdi nerden başlıyoruz "
Leyla aklınızdakileri bit kenara iterek cevap verdi"
"Ben diyorum ki Eminönü'nde başlayalım o kadar"
"Nasıl yani"
"Yaniii içimizden geldiği gibi . İnsanları, hayvanları, yaşayan şehri , karmaşayı herşeyi konu olarak alabliriz. Konseptimiz içimizden geldiği gibi olsun. Kamera bizi nereye götürürse."
"Sevdim bunu içimizden geldiği gibi davranalım diyorsun"
"Evet . Fotoğraf çekmek için kuralla ihtiyacın yok . Hislerine duygularına güven yeter."
Leyla kamerayı eline aldı ayağa kalktı etrafına baktı gözüne kestirdi şeyleri çekmeye başladı.
"Mesela mazarayı "
Az önce geçtikleri köprüyü , hisarları bir parmak hareketiyle tekrar ölümsüZleştirdi.
"Mesela vapurdan çıkan köpükler, vapurdaki insanlar ve bunun gibi bir Siri şey."
Ozan bakarak konuşuyordu artık. Göz göze gelmemeye çalışsada o kara gözler kendine çekiyordu insanı.
"Şimdi sıra sende"
Ozan da elimde ki yarım çayı bırakarak Leylanı. Yanına gitti ve kamerayı hafifçe eline dokunarak aldı.
"Geçsene"
"Nereye"
"Çayını eline al ve otur sonrada beni izle bakayım olacak mı."
Leyla dediğini yaptı.
Ozan onun fotoğraflarını çekmeye başladı.
"Ne yapıyorsun yapmasana" onu durdurmaya çalıştı sesizce dikkat çekmeden
"Ben burdan başlıyorum içimden geldiği gibi, vapurda çay içen kıZ"
Gülümsediler ve sonra Ozan etrafı çekmeye başlAdı bir kaç azım uzaklaşıyor Leyla ya gösteşyordu çektiklerini. Vapurun içindeki insanları ,gökyüzünü ...
Zamanın nasıl geçtiğini anlamadan Eminönü'ne geldiler.
Dikketlice vapurdan inip kalabalığa kalırştılar. Eminönü her zaman ki gibi kalabalıktı. Leyla elinde makineyle attığı her adımı, her anı ölümsüzleştirmek istercesine arka arkaya fotoğraf çekiyordu insanları. Beton binaların içinde mağrur mağrur duran Galata Kulesini, balıkçıları ...
Ozan'ı da çektiği karelere sahil etmeye çalışıyordu . Ozan da ünlü bir yıldız gibi ona poz vermekten çekinmiyordu.
Leyla az önceki çekingenliğini geride bırakarak günlük tadını çıkaramaya başlamıştı artık.Konuşa konuşa Mısır çarşısını önüne kadar geldiler. Bir anda bir çığlık koptu, ne olduğunu anlamamışlardı. Etraflarını bir sürü genç kız sarmıştı. Liselidir grup kız . Sosyal medya fenomenliği boş değil iş diye düşündü Leyla. Kkzlar fotoğraf çekmeye Ozan diye çığlık atmak başlamışlardı.
"Ozan sen misin ?"
"Seni çok seviyoruz"
"Sevgilinle ayrıldınız mı?"
"Ya çök yakışıklığğğğ"
Kızlar hep bir ağızdan konuşuyorlardı.
Leyla şaşkın bir kenardan onları izliyordu sadece. Ozan işe el attı ve kızları sakinleştırdi.
"Kızlaarr kızzlaaar bi sakin omun önce lütfen.
Evet benim . Yakışıklı prensiniz burda"
"Ozan yaaaağğ seni çok seviyoruZzz"
kızların heyecanı konuşmalarına yansıyordu.
"Ben de sizleri  seviyorum teşekkür ederim ama şimdiii gitmem gerek . Gitmeden önce birlikte fotoğraf alalım hesabımda paylşayıö sizde beğenmeyi unutmayın . Leyla hanımı bizi şöyle çekermişsiniz "
Kozlar çığlık çığlığa bağrışıyorlar Ozan'ın yanında durmak içim birbirlerini itekliyorlardı.
Leyla ne oluyor der gibi bakıyordu ona.
"Leyla hanım size diyorum " Ozan yüzüyle hareketler yaparak hadi diyordu.
Leyla Ozan'ın bu emrivakilerinden hoşlanmasada zor durumda kalmamasıniçin bir kaç poz aldı ve sonra közlerin yanından uzaklaştıralar .
"Ozan bey başka bir emrininz var m?
"Şimdilik hayır " dedi şımarıkn hareketlerle.
Leyla gözlerini devirerek ondan uzaklaştı ve Çarşının içine girdıi.
" ne oldu şimdi nereye bekle " diye bağırarak onu takip etti.
Çarşı her zaman ki gibi iğne atsan düşmezdi yere.
Osmanlının izleri modern zamanla içi içe geçmiş çarşı teni bir ruh kazanmıştı. İnsanlar ordan oraya koşuşturuyor ,rengarenk işıklar gökkuşağı gibi süslüyordu Çarşı'yı. Aradığınız herşeyi bulabilirdiniz burada. Leyla bütün bu güzellikleri fotoğraflayarak ilerliyor Ozan da sanki daha önce buraya hiç gelememiş gibi etrafı hayretle izleyerek onu takip ediyordu. Az ilerde coşkulu bir kalabalık vardı. Leyla ozanı ardında bırakarak hızlıca oraya gitti. Bir baharatçının önünde İki kişi karşılıklı oturmuş önlerinde ki acı pul biberleri kim önce bitirecek diye yarışıyordı. İşlerinden daha koyu tenli olan kazanınca arkdaşkarı onu omuzlarına alarak sevindiler. Ama acıdan dolayı halinden pek memnun gözükmüyordu . Aklına bir fikir geldi.
Az sonra Ozan'da ona katıldı.
"Geldin mi seni arıyordum bende"
"Korktun mu yoksa "
"Iyy zevzek " dedi
"Ne yapıyorlar burda "
Leyla kısaca olayı anlattı. O sorada yeni bir bahis daha başlamıştı . Az önce yedikleri miktardan biraz daha fazlasını söylüyorlardı.
"Emin'in sen böyle bir şeyi yapamazssın Ozan "
"Kim ben mi yapamam . KıZım benim yapamadığım hiçbirşey yoktur "
"İyi yap o zaman "
"Şimdi mi"
"Ne oldu korktun mu"
"Ne korkması sende yaparım tabi"
"Var mısın iddiaya "
"Varım tabi nesine"
"Kaybeden kazanan Ne isterse yapar "
"Tamam anlaştık"
Ozan kendini ispatlamak için heyecanla atıldı.
"Ben ben yaparım"
Bu sefer tek bir kişi vardı . Belirtilen miktardaki pul biberi bitirirse bahisler onun olacaktı.
Kalabalığın ortasında ki tabureye oturdu dükkanda çalışan genç önüne pul biberi getirirken Leyla ile gözgöze geldi. Bağırışmalar içinde ozan yemeye başladı . Bir yandan yerken bir yandan da ayran içiyordu. Leyla fotoğrafını çekmeyi ihmal etmezken zorlamaya başladığını fark etti . Endişelenmeye başladı .
"Ozan istersen bırak artık hasta olacaksın"
Ozan devem edebileceğini işaret etti.
Önündeki büyük kasenin için son bir kaç kaşığı kalmışken öksürmeye başladı . İyice yanmıştı ağzı ama devam etmekte kararlıydı.
"Ozan bırak artık dedim sana ben ayarladım herşeyi iddia falan yok"
Ozan hadi der gibi baktı
"O zaman kesin bitirmeliyim bunu"
Zorlar son kaşıkları da aldıktan sonra büyük bayrak ayranı dikti kafaya . Ama ağzı ahali cayır cayır yanıyordu.
Etraftakiler helal olsun , iyi dayandı diye Ozan'ı tebrik ettiler.
Verilen bahisleri Ozan dükkan sahibine verdi herkese baklava ısmarlandı . Oradakiler le bira sohbet ettikten sonra ayrıldılar. Ozan hala elinde büyük boy ayran şisesi ile geziyordu.
"Demek sen ayarladın he"
"Evet kozların yanında yaptıklarından sonra sinir oldum sana onun için , ama pişmanın şu anda "
"İddayı kaybettiğin için mi ?"
"Hayır sana bir şey olmasından korktum "
Dedi hiç Ozan a bakmadan. Çarşıdan çıkmışlar Sultanahmet meydanına gelmek üzerdeydiler .
"Yaa iddaım için üzülmedin "
"Şu anda ona daha çık üzülmem gerek senırım. Çünkü intikamından korkuyorum "
Dedi gülerek .
"Korkma korkma ben sana kıyamam "
"Yaaa"
Leyla'nın kendine güveni gelmişti ve gayret rahat hareket ediyordu yanında .
Ozan elindeki ayranın son damlalarını da içti ama hala acısı geçememişti.
"Off yanıyorum hala"
"Gel şuraya oturalım " dedi Leyla meydanda boş bir bank bularak.
Günün son saatlerine gelmişlerdi. Güneş batmaya yaklaşmış etrafı hoş bir kızıllık almıştı. Hafta sonu olduğu içim meydan daha da kalabalıktı.
"Ozan sen otur ben şurdan tatlı bişeyler ayran falan alayım biraz daha"
"Yok ya gerek yok geçer birazdan. Hem zaten  çok şiştim baksana"
Dedi midesini göstererek.
"Yanıyor mu hala. Dudakların falan şişti gibi sanki biraz "
Elini Ozanın yüzüne doğru yaklaştırdı ama son anda ne yaptığının farkına vararak durdu.
Ozan gözlerine bakıyordu.
"Evet yanıyorum hem de çok "
Leyla Bir anda hiç birşey duyamaz oldu kalbinin sesimden başka ,etraftaki  insanlar yok oldu sadece Ozan vardı onun kömür gözleri. Denizden esen sıcak rüzgarlar gibi sıcaklık bir hava esti gözlerinden kalbine aktı. Büyütün bendesinde hissetmişti o sıcakalığı. Bunun başka bir açıklaması yoktu aşık olmuştu ona.
Yüzleri birbirine iyice yaklaşmıştı ki Leyla'nın telefon çaldı o anda. İkiside kendilerini toparladı . Leyla heyecanlı tavırlarla telefonu aldı nefes aldı ve telefonu açtı arayan İrem di.
"Leyla nerdesin merak ettik "
"İrem ben şey Ozanlayım. Bir kaç işimiz vardı onları halledemedikte."
"Hee anladım anladım " arkadan sesler geliyordu kızlar sormuş olmalıydı ki Ozan'laymış dedi
"Anladım canım tamam siz işinizi halledin o zaman biz seni yemek için beklemeyelim"
"Yok siz beklemeyin ben birazdan gelicem zaten size yetişirim"
Konuşmadı bitikten sonra Ozan'a döndü
"Gidelim mi artık "
Ozan'ın yüzünde yine o muzip gülümsemesi vardı.
"Tamam gidelim o zaman "
İlerden bir taksi bulup eve doğru yola çıktılar. Giderken çektikleri fotoğraflara bakıp onlar hakkında yorum yapıyorlardı . Ozan'ın elinde hala su ve şeker vardı ama acısı geçmişti hemen hemen.
Eve geldiklerinin farkına varmamışlardı taksici onları uyarmadan.
"Geldik sanırım"
Ozan dışarıya baktı hava iyice kararmıştı artık
"Evet gelmişiz"
"Daha iyisin değil mi "
"Evet geçti artık"
"Neyse o zaman ben gideyim artık"
"Tamam görüşürüz o zaman"
"Görüşürüz "
Leyla arabadan inerken bir an duraksadı "gelmek istermisin "
Ozan biran tereddüt etti ama sonra eve gitmeye karar verdi.
"Başka bir zaman şimdi gitsem iyi olacak"
Leyla sonra görüşürüz diyerek arabadan indi.
Ozan giderken arkasından baktı. Gelememesine şaşırmıştı biraz gün içerisinde olanlardan sonra. Araba uzaklaştıktan sonra eve gitti.
Ozan Karanlıkta ilerken bün yaşadıkları düşünüyordu. İçtenlikle gülümsedi gözünün önüne Leyla gelince ama titreyen telefonuyla beraber gülümsemesi kayboldu. Arayan Sinem idi. Bütün gün aramalarını mesajlarını görmezden gelmişti ama bu sefer açması gerekiyordu artık.
"Efendim Sinem "
Sinem konuşurken o pek fazla bişey söylemedi
"Tamam geliyorum birazdan orda olurum "
Dedi telefonu kapattı ve tekrar Leyla'sına geri döndü.

GünbatımıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin