Güzle günler -2

13 0 0
                                    

Leyla ve Ozan ilk önce bu durumu şaklamak isteselerde yaşadıkları küçük krizlerden sonra haftanın ilk günü okula el ele gidip bütün dikkatleri üstlerine çektiler.
Leyla Etraftan gelen seslere kulak tıkamak istese de ister istemez üzüldüğü noktalar olmaya başlamıştı hemen.Sinemin sahip olduğu sosyal olduğu çevrenin bir hayli geniş olduğunu bir kez daha görmüş oldular.
İlişkilerinin pek uzun soluklu olmayacağının dedikoduları hem okulda hem de sosyal medyada çoktan yer bulmuştu.
Bütün bınlar bir yanaydı Leyla için onu asıl üzen durum  medyada yer alan pek de hoş olmayan haberler yüzünden ailesi ile de yaşadığı sorunlar üzmüştü.
Ozan tarafında ise herşey süt limandı yada Leyla'ya yansıtmadığındandı.
İrem birinci sınıftan beri vermediği muhasebe dersinde olduğun için Leyla kafeteryada Ozan'ı  yalnız beklemek zorunda kalmıştı. Sanki herkes onu konuşuyormuş gibi geliyordu tek başına olduğu zamanlarda bir an Önce Ozan gelsin diye dua ediyordu. Dersten sonra kafeterya buluşmak için sözleşmişlerdi. Saatine baktı sabırsızlıkla gelmek üzere olmalıydı. Kahve almak için içeriye gitti. Siparişini almak içim kasanın önünde beklerken arkasındaki kişinin sesiyle irkildi.
"Merhaba"
"Merhaba"dedi Leyla'da sesin geldiği tarafa dönerek. Tanımıyordu sesin sahibini olan kızı.
"Demek sensin o fena değilmişsin" m
"Anlamadım"
"Çabuk sıkılmazsa En fazla bir ay falan hadi bilemedim iki ay değil mi Timur"
Leyla neye uğradığını şaşırmıştı kızın söyledikleri karşısında sinirlerine hakim olmaya çalışıyor, sırda fısıldaşmaya başlayanlardan başka kimsenin dikkat çekmek istemiyordu etraftan. Ne diyeceğini bilemedi.
"Pardon ama sen kimsin d bana bunları bana söylüyorsun." Dedi
"Ayça ben "
Ortamda Yavaş yavaş esen rüzgarların kasırgaya dönüşmesini engelleyen Ozan oldu.
Leyla'ya sarılıp yağına küçük bir öpücük kondurduktan sonra Ayça ya döndü
"Merhaba Ayça"
"Ooo Ozancım nasılsın görüşmeyeli özlettin kendini"
"Yaa öyle oldu biraz. Sizi kız arkadaşım ile tanıştırayım Leyla Ayça , Ayça leyla"
"Az önce tanıştık zaten"
"Evet" dedi Leyla sinirle "tanıştık az önce"
Ayça onu pek de önemsemeyerek konuşmasına devam ediyordu "her neyse . Ozan diyorum ki bi ara toplanalım yine Timur ben sen SİNEM bizimkiler herzaman ki gibi işte."
"Tabi neden olmasın bende isterim"dedi Ozan Leyla'nın ikisi için sipariş ettiği kahveleri uzatan kasiyer çocuğu fark etti.
"Hayatım bunlar bizim içim mi dedi"Leyla'ya dönerek ve kahveleri alıp Ayça ya baktı
"Sen çocukları ayarla Leyla ve bende orda oluruz değil mi hayatım. Neyse biz sizi tutmayalım"
Ozan ve Leyla kahvelerini alıp uzaklaşırken Ayça zafer kazanmış bir eda ile gülümseyerek silmeli atmak için hemen telefona sarıldı.
"Anlaşılan Sinem kulis yapmaya başlamış çoktan"dedi
Ozan dişarıdaki masalardan birine oturunca. Söyleyecek birşey bulamıyordu be yapmalıydı Leyla'yı avutmalı mı yoksa hiç olmamış gibi davranmalıydı. Karşısında kıpkırmızı olmuş bir çift göz ona bakıyordu.
"Leyla iyimisin"
Ağlamamak için zor tutuyordu kendini. O kızın bütün söyledikleri o yokmuş gibi davranması. Herkesin gözünde böyle mi göZüküyordu Leyla. Ozan'ın çık geçmeden sıkılıp bir köşeye atacağı bir oyuncak mıydı.
"İyiyim"diyebildi sadece iyiyim.
"Sen Ayça'nın söylediklerini düşünme Sadece seni sinirlendirmek için söyledi onları.Leyla yüzüme bakar mısın"
"Eve gitmek istiyorum kızları bekleyemeceğim"
"Bu şekilde mi gideceksin biraz sakinleş hiç birşey yok ortada o sadece ..."
"Biliyorum biliyorum tamam beni sinirlendirmek için söyledi başardı da ama elimde değil insanların bana bu şekilde daha hiç duymadığım şeyler söylemesi zoruma gidiyor anladın mı . Zor olacağını biliyordum ama bu kadar zor olacağını değil." Neredeyse sinirinden ağlayacak duruma gelmişti. Söylediği cümlelerin sonucunun nereye gideceğini bilmeden bütün sinirini Ozan'a kusuyordu.
"Ne demek şimdi bu" dedi Ozan
"Hiç birşey demek değil su anda sadece çok sinirliyim" çantasını aldı ve ayağa kalktı "eve gitsem iyi olur sonra görüşürüz"
Bir hışımla yürümeye başladı Ozan'ı masada bırakarak. Kızları da beklemeyi falan unutmuştu.
Ozan'ı elinde olmadan masa ya sert bir yumruk vurarak peşinden gitti.
Ona yetişerek elinden tuttuğu gibi arabasının olduğu yere doğru sürüklemeye başladı.Arabanın yanına geldiklerinde nefes nefese kalmıştı ikisi de
"Ozan Canmı yakıyorsun bırak lütfen"
Sakin olamaya çalışan Ozan elini bırakarak bir şağı bir yukarı yürümeye başaldı.
"Bu mu Leyla he söyle bana bu mu . Seni güçlü bir kız zannediyordum.En küçük bir sorunda böyle mi olacak"
"Bir şey olduğu falan yok. Sadece o kızın söylediklerini hazmedemiyorum. Senin kadar güçlü değilim bu konuda."
Bunlardı söylerken Ozan karşısında dikiliyordu artık. Elleriyle iki yanından nazikçe onu kavradı az önceki ateş saçan gözleri şimdi masum bir kedi gibi bakıyordu Leyla'ya.
"Bak Leyla ben seni çok ama çok seviyorum belki de tahmin edemeyeceğinden çok ve ben aşkımı yaşarken herşeyi ve herkesi karşıma aldım sana geldim. Senden tek istediğim sadece beni sev ve biraz olsun güçlü ol ve bana güvem.Sana söz veriyorum bütün bunlar yakında bitecek ve gerçekten çok mutlu olacağız."
Söylediklerinde haklıydı Ozan. Geçen bir kaç günde yaşadıkları ufak tefek şeyler yüzünden mutlu bile olamışlardı. Bugün yine aynısını yapıyordu Leyla. Onun için savaşan neleri bile feda ettiğini bilmediği bu adam karşısında dimdik dururken yaptığı çocukça alınganlıklar yüzünden güzel günleri mahvetmekten başka birşey yapamamıştı. Güçlü olması gerektiği yerde bütün sorumluluğu Ozan'ın üstüne yıkmıştı. Doğruydu biraz sabretmesi gerekiyordu bütün bu şirinlikler için. Şimdi sadece birbirlerini yad omda durup bütün bunlara göğüs germeleri gerekiyordu. Onu çöl seviyordu ve kaybetmeye de hiç niyeti yoktu.
"Seni seviyorum" dedi "seni çok seviyorum Ozan"
Avuçlarına aldığı bu yüzdeki güzle dudaklara küçük bir öpücük kondurdu Ozan. Onunlayken hiçbirşeyi düşünmüyordu. Ve bu mutluluğu kimsenin bozmasına izin vermeyecekti.
"Bende seni seviyorum"dedi Ozan yüzünü Leyla'dan ayrımadan "az önce Çan'ını yaktığım içinde özür dilerim"dedi elini tutarak bir öpücükte bu minik ellere kondurdu.
O sırada Ozan'ın telefonu çaldı. Leyla'dan bira uzaklaşıp ciddi bir konuşma yaptı. Anlaşılan duymasını istemediği bir konuşmaydı. Telefonu kapattıktan sonra tekrar Leyla'nın yanına geldi.
"Gitmem gerek seni de geçerken eve bırakayım."
"Bir sorun mu var"
"Yık önemli birşey değil işle alakalı sen takma kafana . Hadi bin de gidelim"
"Benim İrem'i beklemem elbisesi için prova gidecek benim de omunla gitmemi istedi beklemezsem hiç iyi olmaz"
"Hmmm demek öyle az önceki o ağlayan kıza ne oldu acaba" dedi gülerek
"Bilmem belki birisi fazla gaza getirmiştir"
Az önceki huzursuz havadan eser kalamamıştı artık
"İstesen yalnız bırakmayayım seni ne dersin"
"Yaa tamam bAşlama lütfen seninde eline koz vermeye gelmiyor"
"Gel buraya" dedi sımsıkı koklayarak sarıldı Leyla'ya. "O zaman akşam beraber yemek yiyoruz itiraz istemiyorum evden alırım seni"
"Tamam anlaştık"dedikten sonra ayrıldılar. Ozan arabayla gözden kaybolurken Leyla az önce mağlup ayrıldığı kafeteryaya göğsünü gere gere geri geliyordu.
İleride ki masada telefonla oynayan İrem ve aşkitosu kerem vardı. Tam seslenecekti ki telefonu çaldı arayan irem idi sanırım onu beklemekten bıkmış olmAlıydı.

Leyla masaya geldiğinde onları tartışırken bulmuştu.
"Merhaba çocuklar nasılsınız"
"Nerdesin Leyla seni bekliyorum kaç dakikadir"dedi irem sinirli bir tavırla anlaşılan o ki Kerem ile her zamanki tartışmalarından  farklıydı sanki .
İkisi de birbirine bakmıyor öylece susuyorlardı. Leyla bunun farkında olduğundan İrem'in bu tavırlarına fazla takılmadı.
"Burdayım tatlım hazırsan gidelim"
"Gidelim bir an önce burdan yoksa elimden bir kaza çikacak" irem kerem bakarak söylemişti bunları çabucak toparlandı Leyla'nın koluna girerek oradan uzaklaşırken arkalarından keremin sesi i geliyordu
"İşte sen busun irem köşeye sıkışınca her zaman kaçarsın"
İrem söylediklerini duymazdan gelmek istesede yapamadı.
"Sen nasılsın peki yaptıklarının söylediklerinin beni kırdığını hiç düşündün mü Bugüne kadar.Kendini beğenmiş her şey de mükemmel havai serseri. Herkes mükemmel değildir anladın mı beni. istemiyorsan eğer yolda orda kapı da orda seni tutan yok,gerçi aramızda ne var ki kapı olsun yol olsun"
Leyla şaşkınlıkla onları izliyordu diğerleri gibi
"İrem yeter artık napıyorsunuz allah aşkına daha sakim bir yerde konuşun bunları"
"Leyla bırak ya artık konuşacak biley yok kendine kendine yeni MÜKEMMEL bir oyuncak bulsun yeter artık ya"
Leyla İrem'in arkasından arabaya doğru sürüklenirken Kerem de sessizce onlara bakıyordu.
İrem'in o sinirle arabayı kullanmasına izin vermeyen Leyla dayanamayıp sordu
"İremmm konuşmayacak mısın hala"
"Ne konuşayım Leyla ya ne konulayı"ağlamaya başlayınca Leyla arabayı bir kenara çekip ne olduğunu analamaya çalıştı
"Hadi anlatsana artık"
"Yaa işte herzaman ki şeyler ama bu sefer yetti artık. Şimdi de okulumun bitmemesi dert oldu çocuğa ya, bitmesi lazımmış nasıl umrumda olamazmış, biraz daha gayret etmem gerekiyormuş,neymiş planlarımız ne olacakmış sanki çok plan yapmışız gibi sonra ilişkşmize değer vermiyormuşum bunu diyen baksana ya ortada bir ilşki var da ben değer vermiyorum sanki ya deli olacağım."
"Tamam sakin ol kerem işte herzamn ki halleri"
"Her zaman ki değil di bu sefer bir değişikti biley olmuş delirmiş gibiydi sabahtan beri"
"Belki bilmediğimiz bir şey olmuştur"
"O zaman söyleşin Leyla söylesin bende bileyim"
"Tamam sakin ol tamam şimdi provaya gidelim keyfin yerine gelir"
"Yol istemiyorum eve gidelim"
"Emin misin"
"Evet"
İrem keremi hemen hemen ilk kez böyle görüyordu. Bütün gün sabahtan beri tuhaf halleri vardı. Daha önce hiç gelecekten bahsetmeyen bugün sürekli onun başın etini yemiş okulu bitmesi için çareler düşünmeye başlamıştı. Ailesin baskılarından bıkan irem için tuz biber olmuştu bütün bunlar ve bazı şeyler içim üzülmüyor gibi görüşmede aslında içinde ki nazlı bebeği daha fazla saklayamamıştı bügün.
Eve gelince de sessiz sedasız odasına çekildi ve kızlar daha fazla üstüne gidip bunaltmamak için yalnız bıraktılar.

GünbatımıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin