Yardım gecesinin üstünden iki gün geçti. Bu hafta vize haftasıydı ve bunun getirdiği gerginlik ve stresle Leyla yardım gecesinde olanları kızlara anlatma fırsatı bulamadı. Anlatmakta bu kadar geç kaldığı için ona kızacaklardı ama yapacak bir şey yoktu.
Zaten Selim hakkında endişeliydi o geceden beri ne konuştular ne de yan yana yan yana geldiler. Sanki ondan kaçıyordu.
Ozan'la da durum farklı değildi. Sadece bir kez telefonda konuşmuşlar ve bir kez de yine gizli saklı görüşebilmişlerdi.
Leyla içim durumlar karışıktı ama kalbi Ozan'dan yana çarpıyordu.
Perşembe günü sabahı Leyla uyandığında artık Selim'le konuşmaya karar verdi. Ne yapıp edip bir şekilde konuşmalıydı.
Kendi sınavindan çıktıktan sonra kızlara işi olduğunu söyleyip Selim'le konuşmaya gitti. Onu aradı Telefonuna cevap vermedi. Yüzme salonunda bulabilmek umuduyla havuza gitti. Antrenman saatlerine göre burda olma şansı vardı ama sınavları yüzünden katılmamış da olabilirdi.
Kafeterya girdiğinde hızlı hızlı geldiği için nefes nefese kalmıştı. Hızlıca etrafa göz gezdirdi içeride çok fazla insan yoktu. Kafenin cam duvarından havuza baktı. Antrenman için gelenler vardı ama Selim'i göremedi. Cama doğru iyice yaklaştı. Havuzda yüzen kişilere dikkat kesildi. Çok geçmeden havuzdan Selim çıktı. Yorgun gözüküyordu . Havlusunu aldı şezlonglardan birine oturdu ve kurulanmaya başladı.
Leyla hemen yanına doğru gitti.
"Selim"
Selim beklemediği içim şaşırmıştı.
"Leyla ne işin var senin burda."
"Seni aradım açmadın"
"Hmm telefonum içerde duymadım"
Cevapları her zaman ki gibi değil kısa ve net idi.
"Selim biraz konuşalım mı. Uzun zamandır hiç fırsat bulamadık bunun için"
Selim -neden acaba - diye mırıldandı.
"Yanı eve gidip ders çalışmam lazım pek vaktim yok aslında"
"Ciddi misin sen?"
"Yani...."
"Selim yapma lütfen"
Aslında Leyla ile konuşmaya , onu görmeye can atsada içinde ki şey onu engelliyordu.
"Tamam, o zaman sen kafeterya ya geç ben de giyinip geliyorum".
Selim cam duvardan onu izleyen bir kaç kıza vücudunu sergileyerek soyunma odasına giderken, leyla da kafeterya ya geçti ve köşedeki boş maslardan birine oturdu.
Çok geçmeden selim de geldi."Bir şey içermisin."
"Çay olabilir"
İkisinde konuşmak için sabırsızlansalar da susuyorlardı .
"Evet seni dinliyorum Leyla"
Aralarında bir resimlik vardı sanki
"Selim neler oluyor anlamıyorum sana. Günlerdir konuşmuyoruz görüşmüyoruz. Konuşmaya çalışıyorum olmuyor. Sanki... sanki benden kaçıyorsun."
"Bilmem ben eskisi gibiyim Leyla ama sanırım sen biraz değiştin sanki he ne dersin."
"Neden böyle düşünüyorsun. leyla ben , aynı leyla"
"Son zamanlarda benden bir şeyler saklayan konuşmayan sensin ve şimdi de gelim ban diyorsun ki çok değiştin. Ama sebebi göremiyorsan söyleyeyim sana. Sebep Ozan değil mi.Onunla aranızda yaşananlar yüzünden Ben herşeyin farkındayım Ama bunu herkesle konuşmadan önce gelip benimle paylaşmanı isterdim saklamanı değil."
Selim beklediğinden daha normal tepkiler veriyordu . Kızların düşündükleri şeylerin doğru değilmiş diye aklından geçirdi. Ondan şaklamak istememişti ama olaylar böyle gelişmişti.
O sırda çaylar de geldi. İki şeker atıp karıştırdı.
Çayın Soğumasını beklerken konuşma sırası bu kez ona geldi.
"Ben ... selim benim hiçbirşeyi sakladığım falan yok sadece öyle gelişti . Ayrıcaa..."
Düşündüğü şeyi tabii ki söylemeyecekti
"Ayrıca ne bileyim böyle düşüneceğin hiç aklıma gelmemişti yani bende böyle davrandığımi hiç fark etmemiştim. Hem daha önce Ozan la aranızda geçenlerden sonra biraz çekindim sanırım"
"Ne oldu ona tekrar seni üzdüğü içim yumruk atacağımdan mu korktun." Bunları söylerken gülümseyince Leyla'da biraz rahatlamıştı . Herşey yolundaydı. Çaylarından birer yudum aldılar.
"Sanırım" Dedi "ama şu anda aynı takımdasınız ve arkadaşsınız. O da iyi biri aslında öyle değil mi"
"Ehh işte yani"
Leyla asıl konuya girmeye karar verdi sonunda
"Selim ben aslında ben hem seninle konuşmaya hem de şey için gelmiştim. Yardım gecesinde yaptıkların için. Ozan'la beni gördün sonra sinemi geldi ve sen engel oldun. Bunun için teşekkür etmeye"
Yüzünde ki gülümsemenin yerini ciddiyet aldı bir anda.Selim aklında o gece yaşananları şöyle bir geçirdi evet onları görmüştü o gece ve gerçekten içinden bir parça kopup gitmişti o gece onları görünce . Hayal kırıklığı, öfke bütün bunları iliklerine kadar hissetse de Leyla'nın kötü bir duruma düşmesine izin veremezdi o gece.
"Ne neden teşekkür ediyorsun rezillik çıkmasını engellediğim içim mi yoksa ilişkinize onay verdiğimi düşündüğün için mi?"
"Selim lütfen baka düşündüğün gibi değil"
"Ne değil Leyla söylesene bana. Bak onların iyi kötü devam eden bir İlişkisi var ve sen ne duruma düştüğünün farkındamısın." Ses tonu değişmişti biraz
"Selim kırıcı oluyorsun"
"Bırak ben kırıcı olayım ama sen kendine gel. Onların aralarına giren üçüncü kişi olma Sinem'in eline koz verme. Engel ol kendine .Bekle biraz düşün belki o senin için doğru kişi değil. Ben üzülmeni istemiyorum"
Leyla onunla tartışmaya girmekten çekinsede kendini tutamadı.
" İnsan bazen duygularına engel olamıyormuş selim tıpkı ... tıpkı senin bana hissettiklerin gibi. Söyle bana sen misin benim için doğru insan "bir hışımla söyleyiverdi büyütün bunları.
Bunları duymayı beklemiyordu Selim . Bir an durdu artık ipler kopmuştu onun için de.
Etraftaki insanları umursamadan bir hışımla Leyla'nın dudaklarına da buldu kendini,karşı koymasına aldırmadan. Tamam şu anda zaman dursaydı keşke.
Leyla Selim'i iterek ondan kurtulmayı başardı. Nefes nefese kalmıştı. Yüzüne tokat atmak istesede yapmadı. Havada kalan elini sinirle sıktı. Gözleri dolmuştu. Eşyaların topladı ve yerinden kalktı. Gideceği sırada selim elinden tutup tekrar yerine oturttu.
"Selim bırak beni herkes bize bakıyor."
Ne olacaksa olmalıydı artık. Masanın üstündeki bardakları yere fırlattı bağırarak .
"Evet seviyorum seni . Lanet olsun ki Seviyorum. İlk gözümü açtığımdan beri , ilk okulda , lisede ve hala ,tam yirmi yıldır seviyorum seni. Ama sen bildiğin halde bir kez bile benim kalbimi görmeye çalışmadın , görmezden geldin. Ve sana olan bu zaafıMı kullandın."
"Selim bunları burada konuşmayalım"
"Hayır konuşalım tam da burada şu anda"
Leyla'da sinirlenmiş artık birbirlerine bağırışıyorlardı.
Havudakiler dahil herkes onları izliyordu.
"Selim lütfen"
"Utanıyor musun yoksa hı .seni sevmemden mi yaptıklarını duymaktan mı?"
"Ben birşey yapmadım . Denedik olmadı yapmadık selim. Bütün bunlar geride kaldı ve ikimizin de karşısına başkaları çıktı . Hayatlarımıza eskisi gibi devam etmeye karar verdik."
"Verdik değil verdin. ben de senin kararına saygı duydum. Kendime yeni bir yol bulmaya çalıştığım zaman beni kaybetmekten korktuğun için buna izin vermedin.Ben Sana bağlanmaya başladığım zaman da bir başıma bıraktın beni. Beni ne kadar zor durumda bıraktığının farkındasın ve artık bunu telafi etmeye çalışıyorsun."
"Bu doğru değil"
Leyla her ne kadar doğru değil dese de içten içe Ona hak veriyordu biraz . Onun kaybetmekten korkmuştu hep. Kıskanmıştı başkalarından. Ama aşık değildi.
Gitmek için tekrar ayağa kalktı.
"Şimdi gidiyorum bunları ikimiz sakinleşince konuşalım"
Selim onunla beraber ayağa kalktı böyle gitmesine izin vermek istemedi. Aralarından küçük bir çekişme geçiyordu ki Ozan onları ayırarak Selim'in yüzüne sağlam bir yumruk geçirdi. Ne zaman geldiğini anlamamışlardı.
Herkes şaşkındı. Selim sandalye ve masaların arasına yere düştü. Dudağından kan geliyor, yüzü ve ellerine az önce yere düşün bardaklardan dağılan cam parçaları batmıştı hafif kan sızıyordu.
Leyla elindekiler yere attığının bile farkına varmadan Selim'in yanına diz çöktü hemen. Ellerinde ki ve yüzünde ki cam parçalarını görünce inanamadı.
"Selimm iyi misin gel buraya"
Onu doğrulttu
"Aman allahım yüzün"
Ozan döndü sinirlenmişti.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen he delirdin mi?"
Ozan ona çıkışmasına şaşırmıştı.
"Ben sadece korumak istedim sana verecekti"
"Korumayın beni isteniyorum"bağırmıştı bunu söylerken.
Selim kendine geldi ve hızla ya kalıp Ozan doğru yürüdü. Leyla ne yapacağını anlamıştı ikisinin arasına girdi. Yüzünü Selim'e dönmüş elleriyle göğsünden tutup , ondan uzun olduğunu için kafasını kaldırıp yüzüne bakamaya çalışıyordu.
"Selim lütfen yapma lütfen, beni seviyorsan yapma"
Yumruk yaptığı elin havda kalmıştı Selim'in .
Leyla onları kontrol altına almaya çalışsa da gücü yetmiyordu.
O sırada Kerem ve Sinan gelmişti. İkisini ayrı köşelere çekerek ayırdılar .
Kızlar da kafeteryanın kapısında şaşkınlıkla olanları anlamaya çalışıyorlardı.
"Siz delirdiniz mi arkadaşlar" dedi kerem.
Leyla Selin'in ellerine baktı "hastahaneye gitmeliyiz bunların temizlenmesi lazım"
"Gerek yok beni rahat bırak artık" sinirliydi dışarıya doğru çıkarken. Bir an durdu kapıya yaklaşınca hala yumruk olan eli ile hızlıca cam kapıya vurdu ve eli diğer tarafa geçti. Elinden kanlar boşalmaya başladı. Herkes şok olmuştu. Kanayan eline aldırmadan dışarıya çıktı. Leyla da arkasından koştu. Arkasından yetişti ve onu durdurdu.
"Delirdin mi sen n'aptın . Hemen hastahaneye gitmememiz lzım"
"Sana beni rahat bırak dedim"
"Bana bak bırakmıyorum anladım mı?"
Elin de ve kolunda ciddi kesikler oluşmuştu . Oluk oluk kan akıyordu. Ozan içerden diğerleri de az ilerde onları izliyordu.Leyla kanı durdurmak için üzerinde ki kot gömleğini hızla çıkartıp yırttı akan kanın üzerine sardı. Ama yine kan akmaya devam ediyordu.
"Hastahaneye gitmemiz lazım taksi bulmalıyız. Çocuklar yardım edin"
Kerem hemen otoparktan arabayı getirdi. İrem de inşaatın yanına bindi ve acele ile hastahane ye gittiler.
Hala kan akıyordu. Arabanın içine bulaştı.
Selim kan kaybından biraz sersemledi yolda giderken. Leyla da bu halıini görünce artık kortu ve ağlamaya başladı.
"Aptalsın aptal."
Aksi gibi trafik vardı , hızlı ilerleyemiyorlardı.
Selim'in gözleri kapanmaya başlamış aynı zamanda da birşeyler mırıldanıyordu.
Leyla iyice telaşlandı artık.
"Selim aç gözünü bana bak konuş benimle. Kerem acele et lütfen"
Hastahaneye vardıklarında selim iyice kendinden geçmişti. Sedye ile içeriye taşıdılar. Onlar koridorda beklerken Seda Sinan ve nazlı geldi merak içindeydiler.
Leyla eli yüzü kan içinde ağlamaktan gözleri kızarmıştı. İrem üzerini temizlemeyi teklif etsede kabul etmedi. O sıra da hemşire kan ihtiyacı olduğunu söyledi. Ama hiç birisinin kanı Grubu sıfır negatif değil di.
Kerem biraz çekingen konuşmaya başladı.
"Ben birini biliyorum"
Seda dayanamamıştı artık " uzatma kerem söyle kim hemen çağıralım"
Kerem Leyla'ya baktı "Ozan"dedi
"Emin misin?"dedi Leyla .
"Eminım takımda sağlık kontrolleri sırasında Beraber kan verdik"
"Sen arayabilir misin gelsin hemen"
Kerem dışarıya çıktı konuşmak için.
Seda Leyla ile göz göze geldi endişeliydi gözlerinden yaşlar geldi sessiz sessiz.
Keremin telefonu çaldığında arayanın Ozan olduğunu anladılar. Onların yanına uğramadan hemen kan verme ünitesinin olduğu yere gitti. Gelip gelememekte tereddüt etmişti ama böyle birşey için düşünmeye fazla zamanı yoktu.
Kerem tekrar onların yanına geldi
"Tamam arkadaşlar Ozan geldi kan veriyor şimdi sıkıntı yok."
Herkes rahat bir nefes aldı . İrem Leyla'nın kanlı kıyafetlerine bakarak "Canım her şey yoluna girdi. Biz eve gidelim üstünü falan değiştirip tekrar geliriz."dedi
"İstemiyorum önce selim bir gözünü açsın sonra"
"Ama böyle olmaz."
"İrem haklı Leyla böyle olmaz üstünü değiştir bi kendine gel sonra yine gelirsin. İstersen Ben burada bekleyebilirim" dedi Seda.
Leyla Seda'nın endişelendiğini biliyordu. Ona kızmıştı belki de . Birbirlerine baktılar ikiside ağlamaklıydı.
"Özür dilerim Seda"sessizce
Seda bağırıp çağırmak istesede bunun Leyla'nın hatası olmadığını biliyordu. Omuzuna dokundu ve sarıldılar.Seda'yı orada bırakıp arabaya doğru giderken Ozan'ı görmek istediğinin farkına vardı.
"Çocuklar siz biraz bekleyin ben hemen geliyorum."
Diğerleri ne olduğunu anladılar ve beklemeye başladılar.
Kan alma odasının önüne gelince biraz tereddüt etti girip girmemekle. Ne istediğini bilmiyordu. Yavaşça kapıyı açtı ve göz ucuyla içeriye baktı. Kan verme işlemi bitmiş Ozan toparlanmaya çalışıyordu. Kot ceketini giyerken dengesini kaybetti ve düşerken Leyla onun yakaladı ve yatağa oturttu kendiside yan tarafında dayandı oturmadan.
"Hemen kalkmamalısın biraz dinlenmen lazım."
"İyiyim ben"
"Teşekkür ederim geldiğin için"
"Önemli değil. Hatamı telafi edebilmişimdir umarım"
"Bunları sonra konuşalım mı?."
"Pekala o zaman sonra görüşürüz."
Ozan bunları söyleyip arkasına bakmadan çıkıp gitti. Duyguları karma karışıktı;Sevgi, aşk , sinir, nefret , korku ....
Kendinden ne kadar emin ise Leyla'dan da o kadar emin olmak istiyordu.Kendi hayatından çok onun hayatını tehlikeye atmaktan korkuyordu.
Keremin seslenişini duymadan arabasına bindi ve uzaklaştı.
Az sonra Leyla geldi arabaya bindi . Kerem de İrem de birşey sormaya çekişiniyordu. Sessizce eve doğru yol aldılar İstanbul trafiğinde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Günbatımı
RomanceYaşadığımız sürece bir sürü insanla tanışırız bazılarını sever bazılarından kaçarız bazıları kalbimizin kıyısına kadar gelir o kişi olmadığını anlar kapıları kapatırız. O kapılar sadece bir kişi için ardına kadar açılır .Ondan sonrası muamma. Ya sa...