Ozan aklında ki binbir türlü düşüncelere ve sorulara cevap aramak için şehrin sokaklarında hızla yol alıyordu Teoman'ın yanına doğru.
Teoman Ozan şirkette ki en sadık arkadaşı,olmayan abisii ve kirli kutusuydu. Yıllar önce gittiği bir mekanda ikisinde birbirinin hayatını kurtardıkları günden beri sıkı dost olmuşlar ve ondan büyük olduğu için okulu erken bitmiş Teoman'ı şirkete yerleştirmiş ve artık önemli bir konuma kadar gelmişti. Ozan'ın hisselerini onun adına yönetiyordu. Teoman için de Ozan hayatının fırsatı olmuştu. Yaşadığı o izbe yerden onun sayesinde kurtulmuş hayatında yepyeni bir sayfa açılmıştı önüne.
Çok geçmeden Teoman'ın onu beklediği yere geldi. Şehrin şaşaalı maskesinin düştüğü, insaların sadece insan olduğu için sevildiği yaşam mücadelesinin gerçekten var olduğu sokaklardı buralar. Çarpık binalar,dar sokalar,gerçek insanlar ...
Ozan arabadan inip ileride İki katlı bahçeli bir evin önünde duran Teoman yanına doğru yürüdü.
"Burası mı?"
"Evet ama burada değil ve araştırdığım kadarıyla şu anda nerde olduğunu kimse bilmiyor."
"Peki hayatta mı"
"Onu da bilmiyoruz. Yangından sonra gören kimse olmamış"
"Ne yangını"
"Yıllar önce bir kaç sokak ilerdeki küçük bir evde yangın çıkmış. Evde bir kadın ve çocuğu yaşıyormuş. Bilinmeyen bir şekilde ki polis raporlarına göre kundaklama gibi gözüküyor bir yangın çıkmış adam sonra ailesi ile birlikte yok olmuş. Asıl tuhaf olan şu mahalleli yanan evde ki kadınla çocuğun öldüğünü söylüyor ama b öyle değil ortadan kaybolmuşlar resmen."
"Yangında ölmenişler mi"
"Ölmemişler.Aslında mezarları var amaa boş ve bunu da sanırım mezarları yaptıran kişi ve biZden başkası bilmiyor sanırım."
"Anlaşılan o ki o adam ve o kadının arasında bir ilişki var ama ne işler iyice karışıyor Teo Rıza denen o adamı bulmalıyız"
"Aynen öyle kardeşim burda işimiz kalmadı istersen daha fazla dikkat çekemeden gidelim burdan zaten havada kararmaya başladı. Ayrıca akşam ki toplantı yı kaçıramam biliyorsun" bunu söylerken Teoman'ın yüzünde Zafer gülümsemesi vardı.
"Haklısın gidelim"Ozan da aynı şekilde gülümseyerek arabalarına bindiler.
Daha onlar oradan ayrılmadan az önce dikildikleri evin bahçesinden birisi içeriye girdi ikisi de farkı arbalarda olsada birbirlerinin gözlerine bakarak söylemek istediklerini anlamışlardı. Hemen arabalarından inip sessizce evin bahçesinden içeriye girdiler. Az önceki adam evin içinde birşeyler yapmaya çalışıyordu.
Adam arkadaki odalardan birine girince Ozan arabasının torpido gözünden aldığı silahla birlikte yavaşça içeriye girdi hemen arkasından da Teo silahla onu takip ediyordu.
Adam elinde bir kağıtla birlikte odana çıkıp karşısında silahlı iki adam görünce donup kaldı.
"Sakin ol eğer dediklerimiz yaparsan sana hiç bir şey olamayacak"
Adam hiç bir şey karşılarında korkudan kekelemeye başladı.
"Bbb be ben hiç bir şey yapmadım gerçekten"
"Tamam biliyoruz bir şey yapmadın ama sorularımıza cevap ver. Adın ne"
"Çetin, çetin tuzcu"
"Rıza soylu nerde"
"Bilmiyorum o kim tanımıyorum bile"
"Yalan söyleme şuracıkta dağıtırım beynini"
"Vallahi billahi tanımıyorum abi"
"O zaman ne işin var burda bu saatte"
"Bakın abiler ben emlakçıyım evi kiraya vereceğim kağıt asmaya geldim. Bakın işte burda"adam elinde ki kiralık yazan kağıdı gösteriyordu.
"Peki evin sahibi Rıza nerde"
"Abi Rıza yok yok öyle biri evin sahibi Müge hanım Müge Koralan"
"Peki o nerde"
"Nerde olacak abi ailesiyle evinde"
"Bizi hemen oraya götürüyorsun"
"Ama"
"Aması falan yok ama tabi Burda ölmek istiyorsan o başka"
Adam korkudan istenileni yapmaya karar verdı ve onları koralan ailesinin evine götürdü.
Bir kaç sokak ilerideydi ev.
Kapıyı çaldıklarında kapıya çıkan Müge hanım idi. Karşısında emlakci Çetin'le birlikte iki adam daha görünce biraz şaşırdı. Geleceklerini haber vermemişti çünkü.
"Çetin bey iyi Akşamlar hayır olsun bu saatte"
Ozan Çetin'e fırsat vermeden araya girdi.
"Müge hanım merhnalar önceleikle"
"İyi akşamlar da siz kimsiniz"
"Ben Ozan Seyhan lafı hiç uzatmayacağım, Rıza soylu nerede"
O sırda Müge hanımın eşi de yanlarına gelmişti
"Rısa soylu mu oda kim"
"Şu an kiraya vermekte olduğunuz evin sizden önce ki sahibi . Bakın Müge hanım onun ntanıyorsanız lütfen söyleyen nerde kötü bir niyetimiz yok yok sadece konuşmak istiyoruz"
Müge hanım ve eşinin bakışları sanki biraz tedirginleşmişti Ozan'a göre yada akşamın bu saatinde eve gelen iki yabancı adamın garip şeyler sormasından da olabilirdi.
"Biz tanımıyoruz öyle birisini"
"Müge hanım gerçekten işlerin kötüye gitmesini istemiyoruz"
Eşi Ahmet bey Müge hanımı geriye çekerek onun yerine cevap verdi
"Arkadaşlar bu saatte kapımıza kim olduğunu bilmediğimiz iki kişi gelip tanımadığımız insaları soruyor ve işleri kötüleşmesinden bahsediyor. Bakın bu sokakta kameralar ve kapın arkasında alarm var şimdi soruyorum siZe işler sizin için mi kötüleşir bizim için mi"
Teoman Ozan'ı biraz daha sakinleşmesini istercesine baktı ona ve devreye girmeye karar verdi
"Beyfendi rahatsızlık verdiğimiz için özür dileriz ama bu gerçekten önemli hayat memat meselesi Rıza soylu yu bulmamız gerek ona zarar falan verecek değiliz sizde. Sadece gerçekleri öğrenmemiz gerek"
"Biz bilmiyoruz Rıza soylu kim ama evi aldığımız kişi hala yaşıyorsa onunla iletişime geçebiliriz gerçekten önemliyse. Sizin için sadece bunu yapabiliriz."
"Tamam pekala" Teoman ceninden kartını çıkarda ve Ahmet beye uzattı
"Bu kartım üzerinde numaram var burdan bana ulaşabilirsiniz. Ayrıca size bizden başkası gelip aynı kişiyi sorarsa lütfen onlara inanmayın ve işte asıl zarar verece Kişiler onlardır. Böyle bir durumda da hemen beni arayın emin olun sizi hemde Rıza beyi sadece biz koruyabiliriz."
"Pekala o zaman sizin için bunu öğreneceğim"
"Tamamdır o zaman sizden haber bekliyor olacağım. Rahatsızlık verdiğimiz için özür dileriz. Hadi Ozan gidelim artık"
Ozan gerçekleri öğrenmeden gitmek istememede insanları daha fazla korkutarak bir şey öğrenemeyeceğinin farkındaydı.
"Teo kardeşim bence bunlar biliyor nerde olduğunu"dedi arabalarına giderken
"Bana da öyle geldi ama korkutarak elimiz bir şey geçmez onlara güven vermeliyiz. Sen merak etme ben takipteyim biZden gizli görüşürlerse bile haberimiz olur"
"Haklısın"
O sırada Ozan'ın sessize aldığı telefonu tekrar titredi cebinde. Çıkarttı ve baktı arayan Leyla idi. Yemeğe çıkacaklarını unutmamıştı ama bu durumda da öylece o bırakıp gidemezdi her şeyi. Açamadı telefonu.
"Leyla mı"diye sordu Teo
"Evet yemeğe çıkacaktık sözde"
"Neden açmıyorsun merak etmiştir kız"
"Bilmiyorum şu anda o adamı bir an önce bulmaktan başka düşünebildiği bir şey yok."
"Yapma zor bulduğun bir inci tanesini bir elinle kenara mı atmak istiyorsun. Merak etme sen bu tarafta işler bana emanet"
"Eğer o Rıza'yı bulamazsak elimde inci tanesi falan kalmayacak bunu biliyorsun"
"Bak kardeşim artık yüzdük yüzdük kuyruğuna geliyoruz o yüzden sakin ol ve her şeyi oluruna bırak. Zaten yakında her bitecek ve yoluna girecek . O yüzden şimdi o telefonu aç ve bugün attığımız büyük adımın şerefine güzel bir yemek ye. Bir kaç saat öncesine kadar elimizde sadece o ev vardı."
"Haklısın biraz rahatlamam gerek o zaman sonra görüşürüz. Haber vermeyi unutma"
"Merak etme sen. Leyla'ya selamlar, görüşürüz"
Daha sonra arabalarına binip ayrıldılar.
Ozan gerçekleye bir adım daha yaklaştığını hissediyordu. Sakin olmalı,adımlarını doğru atmalıydı. Telefona baktı. Bir sürü cevapsız arama vardı. Bir kaçı hariç çoğu Leyla dam gelmişti çünkü saat sözleştikleri saati çoktan geçmişti. Geri aradığında ise bu sefer de o cevap vermiyordu. Sinirlenmiş olmalıydı. Arabasını doğruca kızların eve doğru sürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Günbatımı
RomanceYaşadığımız sürece bir sürü insanla tanışırız bazılarını sever bazılarından kaçarız bazıları kalbimizin kıyısına kadar gelir o kişi olmadığını anlar kapıları kapatırız. O kapılar sadece bir kişi için ardına kadar açılır .Ondan sonrası muamma. Ya sa...