İlk bölümler geçiş bölümleri olduğu için biraz kısa olabilir. Keyif almanızı dilerim. İyi okumalar 🙋♀️💕
----
Offf bütün aksilikler beni bulmak zorundaymış gibi yanlış otobüse binmiştim ve otobüs beni şehrin en ıssız yerinde indirmişti. Keşke bu ıssız yerde inmeseydim ya. Neyse artık otobüs beklemekten başka çarem yok. Bu arada ben Zeynep. 21 yaşındayım. Üniversite 3.sınıftayım. Yarışmacı arkadaşlara başarılar dilerim. Siz benim kusuruma bakmayın ben böyle arada saçmalarım ama hangimiz saçmalamıyoruz dimi yani şimdi. Off yine başladım.
Ailemle İzmir'de yaşıyodum. Ama ben ablamın izinden gelip üniversiteyi onunla aynı yerde okumaya karar verince ailecek Mersine taşındık. Asıl memleketimiz burası olunca geri dönüş yaptık desem daha doğru olur. Aslında burada doğmuşum fakat babamın işleri yüzünden İzmir'e gittik. Son durak yine memlekete geri döndük anlayacağınız. Ben yine çok uzattım ama şuan çok stresliyim çünkü Aslı arayıp duruyor ve ben sürekli yoldayım diyorum. Uyuyakaldım ve buluşmaya geç kaldım yine herzamanki gibi maalesef. Ama napabilirim sabah 11e kahvaltı programımı yapılır? Tamam belki normal insanlar daha erken yapıyorlar kahvaltıyı ama ben kimseye normal olduğumu söylemedim.
Ben hayatım boyunca çoklu arkadaş gruplarına hiç katılmadım. Hiç kızlı erkekli gruplara girmemiştim. Asosyaldim ben. Kitapları insanlardan daha sıcak buluyordum, filmler daha samimi geliyordu bana onların dostluklarından. Bu yüzden lise hayatımda beş parmağı geçmezdi arkadaş sayım. Ama üniversitede buna bir son vermeye karar verdim. İnsanlara önyargısız yaklaşıp arkadaş edinicem dedim ve aradığım dostluğuda yine benim gibi dışlanmış olan bir takım arkadaşımı farketmem ve onlarla muhabbet kurmamla buldum. Aslı ve Nihal benim gibiydiler ve baya sıkı bir dostluk kurduk bu iki yılda. Sınıftakilerle şuan aramız çok iyi olması bizim temelimizi sarsmadı bize yeni dostlar kazandırdı ama asıl ekip bizdik.
Şimdide onların yanına gitmeye çalışıyorum ama uyku konusunda ufak tefek problemlerim olduğundan cadde otobüsü yerine sanayi otobüsüne bindiğimi ancak üniversitenin çıkışında farkettim ve direk indim. Şoförün yüzü aklıma geldi yine beni aldı bir gülme. Yanlış otobüse bindiğimi farkettiğimde yerimden fırlayıp " GGAAAPPTAAANN ORRRRTTAAA GGAAAPPPIIII" diye bağırınca adam ani frenle bir döndü. Az daha kaza yapıyorduk. Allahtan çok uzatmadı da indirdi beni.
Bu soğukta durakta bekliyorum ama hala bir tane bile otobüs geçmedi. Derken durakta bana doğru hızla gelen bir siyah araba farkettim. Audi mi ooo? İç sesim "Ezeceksen sen ez beee" diye bağırırken kendimi nasıl kenara attım bilmiyorum ama sanırım kafamı çarptım çünkü felaket bir şekilde ağrıyor. Ben kendi derdime düşmüşken arabanın durağa çarparak durduğunu farketmedim bile. Hemen kendimi toparlayıp ayağa kalktım. Etrafta bir Allah'ın kulu yoktu. Arabaya doğru yanaştım ve şoför koltuğunu açtım. Direksiyona yapışmış bir sarı kafa vardı onun dışında arka koltuktan bir çocuk ağlama sesi geliyordu. Hemen elime telefonu alıp 112yi arayıp burayı tarif ettim ve arka koltuğa ilerleyerek kapıyı açınca kumral en fazla 4 yaşında olan bir erkek çocukla karşılaştım.
"Tatlım bana bak. İyisin birşey yok." diyerek oturtulduğu çocuk koltuğundaki kemerleri söktüm. Çocuk biran durdu kafasını kaldırdı ve beni gördü. "Anneeee" diyerek kucağıma atladı. Ne olduğunu anlamadan kucağıma alarak onu tekrar ön koltuğa geçtim. Çocukta yasladı başını omzuma iç çeke çeke annesini sayıklayarak ağlamaya devam etti.
"Adın ne senin?" dememe rağmen "Annem seni çok özlemişim" diyerek ağlamaya devam etti. Ön koltuğu açtım ve sarışın oğlanı kaldırdım. Kafasını çarpmış oda belli ki. Hafifçe sarsmaya başladım.
"İyi misin? Heyy uyan, bak çocuk korkuyor." diyince gözünü açtı. Beni görünce oda duraksadı. Yeşil gözleri bir şokla üstümde dolandı. "Öldüm mü?" diye sordu. "Yok daha değil. Ama artık kendine gelsen iyi olur. Ambulans şimdi gelir." dedim. Hala şok içinde bana bakıyordu. Yüzümde birşey mi var acaba diye şüpheyle çaktırmadan arabanın filmli camından yansımama baktım. Alnımın kenarı kanıyordu ona bakıyor heralde.
Derken ne ara ambulans geldi ne ara bizi aldılar buraya getirdiler bilmiyorum ama adının Yağız olduğunu öğrendiğim küçük çocuk hala kucağımdaydı ve kalkmamak için direniyordu. Arabadaki sarışınında adı Ali'ymiş. Onuda tomografiye götürdüler. Kızları arayıp gelemeyeceğimi ufak bir işimin çıktığını söyledim. Kimseyi telaşlandırmaya gerek yok sanırım diyerek annemlere de haber vermedim.
Şimdi bir hasta odasının lavabosunda elimi yüzümü yıkıyordum. Kucağımdaki Yağızla biraz zor oluyordu ama olsun. Alıştım ordaki varlığına. İçimde ona karşı değişik bir sempati oluştu. Bilmiyorum ben çocuklardan pek hoşlanmam genelde ama ona karşı içimde ısınan birşeyler var. Kapının arkasından sesler geliyordu. Aliyi getirdiler büyük ihtimal. Biraz daha kendime geldiğimi farkettiğimde kapıyı açtım ve odaya girmemle bir orduya yetecek erkeğin dönüp bana bakması ve gözlerini şokla açmaları bir oldu. Biri hariç. Kenardaki esmer çocuk telaşlı bir şekilde kucağımdaki çocuğa bakıyordu.
Ellerimin titremeye başladığını farkettiğimde kucağımda uyuyan Yağızı yatağa yatırdım ve gözlerimin karardığını farkettim. Son hatırladığım şey Yağızın ağlaması ve yabancı bir vanilya kokusu..
------
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Hayat
Teen FictionOnlar önden ilerlerken bir anda kolumdan çekilip durduruldum. Ah ama sen ne klişe sevdalısıymışsın be yavrum. "Senin bu kolumla derdin ne ya. Seslensen durmam sanki." diye sitem ettim. Az öncenin heyecanı geçmemişti zaten. Çok saçmalamam diye umuyor...