Göğe Bakalım - Bölüm 27

1.1K 46 0
                                    

Erkenden uyanmış her zaman gittiğim doktorumdan randevu alarak hastaneye gelmiştik. Bir kaç teste girmem gerekti. Ekgsi ekosu kan testi derken öğleden sonraya kalmıştık. Bizimkilerden kimseye birşey söylememeleri için onları tembihlemiştim. Şimdi sahildeydiler. Ömer sabahtan beri arıyordu ama bilerek cevap vermiyordum. Mesajla iyi olduğumu müsait olunca arayacağımı söylememe rağmen ısrarla aramaya devam ediyordu. Şimdi doktorun yanındaydık sonuçlar için.

"Bak Zeynep. Seninle zor bir süreç atlattık senin buraya ilk geldiğin zamanlar. Üstünden 2 sene geçti. Ilaçları kullanmayı bırakman büyük bir sorumsuzluk. O ilaçlar seni iyi edebilmek için. Kalp kasında zayıflama görüyorum. Onun için seni iki gün burda misafir edeceğiz."

"Ama doktor bey ben iyi hissediyorum kendimi. Valla birseyim yok."dedim ısrarla. Hastanede yatmak istemiyordum.

"Eğer ben seni şimdi yollasam yarım saat sonra kalp kriziyle buraya gelmeyeceğinin bir garantisi var mı?? Peki ben bunun sorumluluğunu alır mıyım??"

"Sizde haklısınız ama tedavime evde devam etsem."diye son kez çırpındım.

"Bu aralar kalp çarpıntının sıklığı ne kadar??"

"Neredeyse her gün."

"Peki hiç gözlerinin karardığı veya bayıldığın oldu mu??"

"Evet oldu."dedim saklamanın gereksiz olduğunu düşünerek.

"O zaman evde tedavi olacak aşamayı geçmişiz demek oluyor küçük hanım."

"Evet Zeyno boşuna inat yapma. Doktor ne diyorsa o olacak."diyen Özgürle pes ettim. Tamam yani nolacaksa olsun. Servise gönderilerek yatışım istendi. Damar yolu açılarak hemen tedavim başlandı. Offf yaa. Tamda herşey yoluna girmişken.

"Hiç öyle oflama Zeyno."diyerek odadan içeri giren Özgüre baktım. Ablamla Sezin bana kıyafet getirmek için gitmişlerdi. Özgürde iki saattir dışarda birşeyler yapıyordu. "Babanlara haber verdim."

"Hangisine??"dedim şaşkın ve kızgın sesimle.

"Ikisinede Zeyno kusura bakma böyle birşeyi gizleyemezdim."dedi. Offf ya oda haklıydı anasını satayım bir ben haksızım zaten. Benim dışımda herkes haklı.

Yarım saatin sonunda koridordaki gürültüden bizimkilerin geldiğini anlamıştım. Özgür ayağa kalkarak kapıya gidip onları odaya getirdi. Babam beni yatakta serumlu görünce girdiği kapıya döndü yüzünü. Ya böyle yapmayın. Bana hasta muamelesi yapmayın. Tekrar bana döndüğünde gözlerinin kızardığını gördüm. Onunla beraber Tülin teyze Gülin teyze Haluk amca Metin amca ve Sevim teyzenin geldiğini gördüm. Bizim çocuklar daha gelmemişti. Bu iyi birşeydi galiba.

"Ah benim güzel kızım noldu sana böyle."dedi babam titreyen sesiyle.

"Sakin olun nolur korkacak birşey yok. Ben iyiyim. Sadece tedbir amaçlı verildi yatışım. Yoksa gerçekten birseyim yok."

"Olmaz öyle ben doktorlar konuşmak istiyorum."diyerek ayağa kalktı. Özgür onunla amcalarımı çıkartarak doktorun yanına götürürken yengelerle baş başa kalmıştım. Tülin teyze yaşarmış gözleriyle yatağımın kenarına oturdu.

"Yaa bari sen yapma gözünü seveyim. Hamile kadınsın. Nolur bak görüyorsun iyiyim ben."dedim onu kendime çekerek sarılırken. Kıyamam ya. Gülin teyzeyle Sevim teyzede aynı şekildeydi. Kız kıyamam. Gülin kız ben seni gelin etmeden ölürmüyüm hiç?? Koridordan gelen ikinci bir sesle bu seferde bizim çocukların geldiğini anladım. Kapıdan içeri dalan Ömerin endişeli bakışları direkt beni buldu. Herkesi yok sayarak yatağıma gelip beni kendine çekerek sarıldı. Tülin teyze yanımdan kalkarak refakatçi koltuğuna geçmişti. Bu sefer yanıma Ömer oturdu. Hâlâ sarılı bir sekildeydik. Abimler noldugunu anlamaya çalışır şekilde bana bakıyordu.

Yeni HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin