Korkunun ecele faydası yok kızım. Çal su kapıyı. Ya Allah bismillah diyerek evin kapısını çaldım. Kapıyı büyük bir coşkuyla Tülin teyze açtı. Bu kadına aşığım ya çok tatlı bir enerjisi var.
"Ah benim güzel kızım gelmiş gel yavrum ne güzel sürpriz. Kaynanan sevecek seni tam yemek üstüne geldin."diyerek beni yemek odasına doğru sürükledi. Içeri girince Yağız koşarak kucağıma koştu.
"Zeynooo seni ne kadar özlediğimi hissettin ve onun için geldin dimi"
"Tabikide bebeğim seni çok özlediğim için geldim."diyerek onu kucağıma aldım hasret giderdim. Gerçekten çok özlemiştim onu. Derdimden tasamdan çocuğumu çok boşladım. Bugün bitecek ama bu çilem. "Herkese merhaba. Haber vermeden geldim kusura bakmayın."dedim çekinerek.
"Olur mu kızım öyle birşey geç otur lütfen."dedi babam. Ah be bir yüzüne diyemedim şu adamın. "Ellerimi yıkayıp geleyim ben o zaman."diyerek Yağızı kucağımdan indirdim ve lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım. Derin bir nefes aldım. Hazırdım artık bugün bu içimdeki şey bitecek. Içeri geçip Yağızın yanına oturdum ama bu sefer başka şekilde oturuyorduk. Bir yanımda Yağız vardı diğer yanımda Ömer vardı. Neden böyle olmuştu ki. Neyse planımdan çıkmıyorum. Herkesin halini hatrını sorup yemek faslına geçtik.
"Haşim abi nasılsın senin yolculuk ne zaman?"dedim. Ayy nasıl tatlı yine maşallah.
"Noldu ufaklık benden çok mu sıkıldın?"
"Senden sıkılan taş olur be" Ben yine ne söyledim ya. Kendime tüküreyim adam o kadar yakışıklı ki kafamdaki bütün hücreleri bitiriyor yaa. Herkes gülmeye başladı söylediğim sözle. Asıl tepkisini merak ettiğim kişiye döndürdüm bakışlarımı. Tamda tahmin ettiğim gibi bana kötü kötü bakan Ömeri gördüm. Bakışlarına dayanamayıp tekrar çevirdim başıma Haşime ama bunu yaptığım an pişman oldum çünkü imalı imalı bakıyordu yüzüme.
"Sağol Zeynocum ama haftaya gidiyorum. Bir süre daha burda kalmayı planlıyordum aslında ama ordaki işlerimde problem çıktı. O yüzden erkene çektim gidişimi."dedi.
"Tüh ya üzüldüm bir daha ne zaman geleceksin gözlerim bayramını kaybedecek çok üzgünüm şuan."dedim dalga geçerek. Ulan yatacak yerim yok. Amca oğluma sarkmamak için amca oğluma sarkıyorum. Allahım daha ne günler görücem ben.
Yemekten sonra Yağızla odasına çekilmiştik. Ne kadar zaman kazanırsam o kadar iyidir. Onunla vakit geçirmek çok eğlenceli. Maşallah o kadar akıllı bir çocuk ki. Bana çekmiş bu özellikleri. Beraber 500luk yapboz yaptık. Çocuğum sen daha 5 yaşındasın. Kendine gel 10luk puzzle yapacak yaşta 500luk yapıyor çocuğum. Boşuna bana çekmiş demiyorum. Akıl küpüm maşallah.
Yağız uyuduktan sonra aşağıya indim. Önce babamla konuşmam lazımdı. Üstümdeki ilk yükü atma vakti gelmedi. Aşağıya indiğimde Haluk amcayla babamın haber izlediğini gördüm. Babamın yanına ikili koltuğa oturdum. Şaşırmıştı yanına oturunca.
"Konuşamadık uzun zamandır nasılsın?"dedim. Bu işleri gerçekten beceremiyorum. Eski sevgilimle konuşur gibi adama sorduğum şeye bak.
"Evet kızım abilerinleve kardeşinle vakit geçiriyorsun diye araya girmek istemedim. Benimde aklım sende sen nasılsın asıl."
"Ah be baba aklım o kadar karışık ki."diyerek döküldüm. Ona baba dememe şaşırmış olacakki gözlerini inanamaz şekilde büyüttü. Amcama baktı. Oda anlayışla kalktı ve bizi yalnız bıraktı. Bak bu adamın sözünü dinleyin bu adam bir bakışla neler anlayan adam maşallah. Off kafamda yine konu dağıldı ya.
"Neyin var güzelim anlat bana. Derdini söyle ki dermanını bulalım."
"Kafam çok karışık aklımda bir sürü şey var ve napacağımı bilmiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Hayat
Teen FictionOnlar önden ilerlerken bir anda kolumdan çekilip durduruldum. Ah ama sen ne klişe sevdalısıymışsın be yavrum. "Senin bu kolumla derdin ne ya. Seslensen durmam sanki." diye sitem ettim. Az öncenin heyecanı geçmemişti zaten. Çok saçmalamam diye umuyor...