Bağlanma-Bölüm 10

2.5K 96 6
                                    

"Ikiz bu esmer adam neden kaşlarını çatarak bakıyor sürekli? Mevzu varsa halledelim yani icabında."Özgürün söylediğiyle kafamı direkt Ömere çevirdim. Neden onu söylediğini düşünmüştüm ki. Gerçi buraya gerçekten kaşlarını çatarak bakan Ömerdi. Ama ne biliyim ya off kafam yine gitti ya. "Zeynooo yine daldın gittin ne diyorum kızım mevzu varsa halledelim."

"Ya kırolaşma öküzcüm lütfen. Bir sorun olsa ben hallederim evelallah koç sen rahat ol." dedim neyime güveniyorsam. Ama bu çocuğun gerçekten bu bana kaş çatmaları sinirimi bozuyor artık.

"Bana kıro diyene bak. Kızım sen benden daha kırosun."

"Senden öğrendim tatlım."diyerek yanağından makas aldım öküzcüğümün. Masada akrabaların dedikodusu başladı bu sefer. Bu dörtlüyü bir odaya koy önlerine beş kilo çekirdek koy bütün gece gıybetin dibine vurur. Test edildi onaylandı. Gıybetin en heyecanlı yerinde ağzımla içmem gereken çayı üstüme dökünce ufak bir telaş başladı. Karşı masadan Kutay bile müdahaleye geldi ve ben yine utanarak lavaboya kaçıp üstümü temizleyip yüzümü yıkadım kızarıklığım geçsin diye.

Lavabodan çıktığımda koridorda beni bekleyen bir adet Ömer vardı. Onunla konuşmak ve yanından geçip gitmek arasında tereddütte kaldım. Acaba yanından geçsem kolumu tutup bir klişeye daha imza atar mı diye düşünürken gözlerimi üzerinde fazla uzun tuttuğumu farkettim ve hemen gözlerimi kaçırdım. Benim problemim ne ya bu çocuğun karşısında hep beynimi çıkarıp buzluğa koyuyorum.

"Konuşmamız lazım." Kısa ve net. Olur tabi yiğidim bende ne zamandır bunu bekliyordum tarzı şeyler söylemedim tabi ki.

"Şuan olmaz ve evet kesinlikle konuşmamız lazım."dedim daha önce söylediklerimi tamamen yutarak. Çünkü eğer Kutaylarla gerçek bir aile olmak istiyorsam onunla aramdaki bu problemi çözmem gerekiyordu.

Konuşmak istememe çok şaşırdığı yüzünden belliydi. Muhtemelen kabul etmeyeceğimi ve onu yalvartmamı bekliyordu. "Ne zaman konuşuruz peki. Etrafınızdaki erkekler ne zaman müsaade eder acaba sana ulaşmama."dedi sinirli bir şekilde dişlerini sıkarak.

"Sabrımı zorluyorsun ve yaptığın imalarla midemi bulandırıyorsun. Fikrimi değiştirmeden sus ve benden haber bekle. Seni ariycam." diyerek yanından havalı çıkışımı yaparken eşiğe takıldım ve ufak bir düşme tehlikesi atlattım. Zor tutunmuştum kapının kenarlarına. Arkamdan bir gülme sesi gelince döndüm ve az önce bana sinirle bakan bu adamın nasıl gülümseyerek bana baktığını gördüm ve kısa süreli bir şok geçirdim. Kendime gelince sinirle bir daha önüme döndüm ve bu sefer eşiğe dikkat ederek kapıdan geçtim.

"Havalı kız çıkışı pek senlik değil anlaşılan."dedi gülerek. Daha fazla dayanamadım bende güldüm halime. Gerçekten bana göre değil havalı çıkışlar. Ona güldüğümü farkedince şaşırdı bende öyle. Garip bir durumun içinde kaldığımızı farkedince " Ben şimdi gidiyim ararım seni müsait olunca konuşuruz."diyip yanından ayrılıp masaya geri döndüm.

Özgür imalı imalı yüzüme bakıyordu. Sanırım az önce olanları görmüştü. Ablamlar farketmiş mi diye baktım ama onlar geçen sene evlenen kuzenimiz hakkında bir dedikoduya girmiş dünyayı görmüyordu gözleri. Özgür yanaştı bana sessizce "Sanırım artık sende yuvadan uçuyorsun."dedi.

Gözlerimi belerterek ona uyarır gibi baktım ama o bunu umursamadan omzunu silkti. Of ya bide bu öküze derdimi anlatmam gerekecek. Istemsizce karşı masamıza bakınca Ömerin masaya geldiğini ve abisiyle konuştuğunu gördüm. Ona baktığımı anlamış gibi bana dönünce elim ayağım birbirine girdi ve yine bir garsonun elindekiler yere feda edildi.

---

Yaklaşık 5 dakikadır hiçbirşey söylemeden oturuyorduk. Evet Omerle konuşmaya geldim. Aramızdaki bu saçma gerginliği sonlandırmak istiyordum ama susarak bir yere varamazdık. Onunla tek başıma bir yerde buluşmak istemediğim için onların eve gelmiştim. Oyalanmak adına Yağızla oyun oynadık ama kafam hep bu konuşmada olduğundan çocuğun canı sıkıldı ve uyudu. Bu çocuk uyumak için benim olmamı bekliyor galiba çünkü hep benim yanımda uyuyor. Yağızı yerine yatırdıktan sonra kaçacak bir yerimin olmadığını gösterir gibi kapıda dikilmiş ve sonrasında beni buraya arka bahçede ki salıncağa getirmişti. Ama şuan ne o konuşuyordu ne de ben bir şey söyleyebiliyordum.

Yeni HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin