Sağa dönüyordum yok sola dönüyordum yok yatamıyorum. Ablamlar bütün gece başımın etini yedikten sonra ve tüm ayrıntıları öğrendikten sonra uyumuşlardı. Ama ben uyuyamıyordum çünkü gerçekten dedikleri gibi sevgilimle görüşmeme engel olmuşlardı. Elime telefonumu alarak Ömere mesaj attım.
Ben: Uyudun mu??
Anında cevap geldi.
Ömer: Hayır abin sağolsun benim odamı ele geçirdi şuan Haşimle aynı odada uyumak zorundayım.
Ben: Yani Haşimin odasındasın.
Ömer: Evet bebeğim malesef.
Ablamları uyandırmamaya çalışarak yataktan kalktım ve odadan sessizce çıktım. Yavaşça merdivenlerden inerek Haşimin odasının olduğu kata geldim. Ulan babamın odası da bu katta. Inşallah yakalanmam. Elime aldığım telefonla hemen mesaj attım.
Ben: Kapının önündeyim.
Içerden gelen ufak çaplı bir gürültüyle kapı açıldı. Karşımda bir adet heyecanlı kapıyı açan Ömer arkasında onu tutmaya çalışan Haşim. Kapı öyle gürültüyle açıldı ki babamın kalkıp kapısına ilerleme sesini duydum ve direkt onları iterek kapıdan içeri girip kapının arkasına saklandım. Tahminlerimde yanılmadığımı babamın sesiyle anladım.
"Çocuklar hayırdır bu ne gürültü birşey mi oldu?"dedi endişeli bir sesle. Kıyamam kız. Şükür yakalanmamıştım.
"Yok amca ben su içmek için çıkacaktım kapıda Haşimle çarpıştık ondan öyle oldu."
"Aman oğlum bu nasıl bir susuzluk sendeki?"dedi babam gülerek.
"Valla amca o kadar susamışım ki ne kadar içsem doyamam."dedi imayla. Lan ne artı 18 imalarda bulunuyorsun babama.
"Neyse size iyi geceler çocuklar çok gürültü yapmayın misafirimiz var malum uyandırmayın çocukları."diyerek odasına girdi. Onun odaya girmesiyle benimkiler kapıyı kapattı ve ikisiyle yüz yüze geldim.
"Ne gürültü yapıyorsunuz oğlum. Babam beni görseydi nolurdu acaba rezil olurduk."dedim sahte bir kızgınlıkla. Çünkü karşımdaki bu ikiliye kızmak ne mümkün. Ayy abi bunlar çok yakışıklı. Maşallah tü tü tü.
"Ne tükürüyosun kızım yaa. Ben heyecanla senin geldiğini duyunca kapıya kalktım. Haşimde sıkı tembihlenmiş beni tutmaya çalıştı. Ben senin için savaştım burda sana kavuşmak için. Kolumu morattı hayvan ya."
Ayy içimden maşallah diyip çocukların yüzüne mi tükürdüm ben. Kıyamam yaa. Ömere yaklaşarak yüzünü avuçlarım arasına aldım. "Oyy ben sana kıyamam sen bana kavuşmak için nasıl engeller aşıyorsun öyle. Kimlerle savaşıyorsun. Neren uf oldu göster bakayım."dedim çocuk sever gibi.
"İgrençsiniz bi susun ya. Şuan gözlerim kanıyor. 27 senelik kardeşim gözlerimin önünde ne hale düştü."
"Haşim kardeş sen şimdi napıyorsun biliyor musun? Gidiyorsun bu gece abimin odasında yatıyorsun. Kimseye de birşey söylemiyorsun."
"Kızım valla Kutaydan ayrı Sezinden ayrı Leyladan ayrı tembihlendim. Kusura bakmayın sizi yalnız bırakamam ve küçük hanım siz hemen odanıza dönüyorsunuz."
"Ha ha ha. Güzel fıkraymış. Haşimcim acaba Haluk amca geçen sene hani şu sanayide tamirdeyken yanlışlıkla deneme sürüşünde çarptıkları arabayı pert eden kişinin aslında sen olduğunu biliyor mu??"
Haşim sinirle Ömere döndü. "Lan sizin hanım köylülüğünüze tüküreyim. Ne anlatıyon oğlum kıza bunu??"
Ömer sakinlikle omzunu silkti. "Konusu açıldı anlattım. Iyiki de yapmışım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Hayat
Teen FictionOnlar önden ilerlerken bir anda kolumdan çekilip durduruldum. Ah ama sen ne klişe sevdalısıymışsın be yavrum. "Senin bu kolumla derdin ne ya. Seslensen durmam sanki." diye sitem ettim. Az öncenin heyecanı geçmemişti zaten. Çok saçmalamam diye umuyor...