Ulan Mert. Şerefsiz ya. En heyecanlı yerinde gelmişti. Gerçi o gelmese gerçekten Omerden nasıl uzaklaşacağımı bilmiyordum. Yanında daha doğrusu onun kollarının arasında aklımı kaybediyordum. Şimdide utancımdan aşağı inemiyordum. Kapım açıldığında bir an Ömer geldi diye korksamda gelenin Yağız olduğunu görüp gülümsedim.
"Zeyno babam aşağı çağırıyor seni. Neden burda tek başına duruyorsun?"dedi yanıma gelerek. Onu kucağıma alarak sarıldım. "Zeyno sen iyi misin biri seni üzdü mü söyle kim üzdü gidip döveyim."dedi boyuna bakmadan. Yerim ya. Ablasını koruyor birde. Mert üzdü desem napar kız acaba?? Gider dövermiş ne gülerim.
"Yok birşey ablacım kim üzebilir beni. Benim prensim beni korurken kim nasıl üzsün beni."diyerek bir kere daha sarıldım. "Hadi aşağı inelim." Elinden tutarak aşağı bahçeye indik. Yabancı iki yüzü görünce misafirlerimizin geldiğini anlamıştım. Yine unuttum lan misafirleri.
Babam ayağa kalkarak yanıma geldi. Beraber Metin amcayla eşi Sevim teyzeye doğru yürüdük. Sevim teyze bana doğru yanaşarak gözündeki yaşlarla "Ahh yavrum gerçekten aynı annene benziyorsun."diyerek beni kollarının arasına aldı. Napacağımı şaşırmış bir halde sarılmasına karşılık vermiştim.
Ayrıldığımızda ağladığını görünce "Lütfen ağlamayın. Burdakileri bir daha üzmek istemeyiz."dedim yüzüne gülümseyerek.
"Haklısın güzel kızım. Kusura bakma benim arada açılıyor şelaleler."diyince kıkırdadım. Çok tatlı kadındı. Amcama döndüğümde gördüğüm biraz sert olan bakışlar beni korkutmuştu.
"Abi kızıma birşey söylemeyecek misin?"dedi babam biraz korkarak. Sanki söyleyeceği şeylerden korkuyordu.
"Ailemize hoşgeldin kızım."diyerek beni kolları arasına alan amcayla ben şok. Aile benden daha şok. Bunu beklemiyorlardı galiba.
Benden ayrıldıktan sonra onunda gözlerinde bir kızarıklık gördüm sanki yada ışık yanılsaması olabilir. Bilmiyorum ama şaşırdım. Herkes rahat bir nefes alınca masaya geçtik.
Işte şuan olmaktan korktuğum yerdeydim. Yanımda herzamanki gibi Ömer otururken karşımda Mert oturuyordu ve imayla gülüyordu şerefsiz. Tabi kaldırıp bakamamıştım sevgilime bu yüzden. En son dayanmayıp bacağına bir tekme yapıştırdım. Ahhlayarak yerinde hareketlendi.
"Noldu canım kuzenim galiba ayağına kramp girdi."diyerek gözlerimle onu tehdit ettim.
"Kramp gözlerime girdi bir yarım saat önce kanka."diyince gözlerimi kocaman açarak sevgilime döndürdüm bakışımı. Onunda sırıttığını görünce bu seferde onun ayağımın yanında olan ayağına bastım sertçe.
"Yavrum bunu nikah masasında yapman gerekiyordu."diyince yerimden kalkmaya yeltendim ama beni sertçe oturttu kalktığım yere.
Yemek faslı şükür bitince odama kaçmak istedim ama izin vermediler. Hep beraber bahçedeki oturma takımına yöneldik. Sığanlar oturma grubuna oturdu. Bunlar yaşlı tayfa oluyordu. Gençlerde yerdeki minderlere attı kendini. Ben tabiki yaşlı tayfanın yanında yer alarak ikili koltukta babamın yanında oturmuştum.
"Ee Emir senin gitar merakı noldu?? Ilerletebildin mi??"dedi Sevim teyze. Emir gitar mı çalıyormuş??
"Yok valla yenge gitarı sadece alma kısmını başarabildim. Şuan odamda çürüme aşamasında."dedi. Demekki çalamıyormuş.
"Ayy keşke çalabilsen dinlerdik ne güzel."diyince aklıma gelen fikirle ortaya atladım.
"Ben biliyorum çalmayı. Emir gitarını paylaşmak isterse seve seve çalarım size."dedim tüm sevecenligimle. Ömerin bir kaşı kalkmıştı. Ne yapıyorsun bakışları atmıştı bana. Babamı işaret ederek anlatmaya çalıştım ama anlamadı. Sanırım o kadarda iyi değilim bu işaretlerle konuşma işinde. Herkesten onay gelince Emir gitarı kalkıp getirdi.
![](https://img.wattpad.com/cover/98306681-288-k995470.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Hayat
Teen FictionOnlar önden ilerlerken bir anda kolumdan çekilip durduruldum. Ah ama sen ne klişe sevdalısıymışsın be yavrum. "Senin bu kolumla derdin ne ya. Seslensen durmam sanki." diye sitem ettim. Az öncenin heyecanı geçmemişti zaten. Çok saçmalamam diye umuyor...