"Özgür düzgün sür şu arabayı. Çocuk var arabada farkındaysan." diye uyardım bizim öküzü. Bugün Özgür, ben, ablam Leyla ve Özgürün ablası Sezin dışarıda yemek yiyecektik. Abla dediğime bakmayın bizden sadece bir yaş büyükler. Beraber büyüdüğümüz için kardeş gibiydik. Diğer kuzenlerimizle de aramız iyiydi ama böyle dördümüz aynı jenerikten olduğumuz için daha yakındık. Diğer iki ablam evliler zaten. Bizden yaşça büyükler. Özgür bugün buluşucaz diye sabah beni almaya geldi. Yağızıda bizimle götürmeyi planlıyordum ama bugün yüzme dersi varmış. O yüzden önce onu eve bırakmamız gerekiyordu. 5 yaşında bir çocuğun ne yüzme dersi bu be. İlginç valla.
"Zeyno beni bir daha ne zaman görmeye geleceksin?"
"Bilmiyorum tatlım ama en kısa zamanda telafi ederiz merak etme." dedim. Sabah uyanıp beni yanında görünce çok mutlu oldu. Kıyamam ben ona. Daha küçücükken böyle bir yükle onu yalnız bırakamam.
"Geldik Zeyno ben arabada seni bekliyorum."
"Tamam beş dakikaya geliyorum." diyerek Yağızın eşyalarını alıp arabadan indik. Evin kapısını Tülin teyze açtı. "Ah benim güzel kızım hoşgeldin. Seni gördüğüme nasıl mutlu oldum anlatamam. Özür dileriz senden gerçekten böyle bir şeyden haberimiz yoktu." diyerek ağlamaya başladı. "Tamam Tülin teyze sorun yok iyiyim ben lütfen ağlamayın." diyerek sarıldım.
"Lütfen içeri gel. Eminim babanda seni gördüğüne mutlu olur." diyince Özgüre dönüp beş dakikaya geliyorum işareti yaparak içeri girdim. Bu eve her gelişimde bir olay yaşıyordum. Bugün birşey olmaz diye umuyorum. Yağızı yukarı odasına yollayarak Tülin teyzeyle salona geçtiğimizde bütün gözler üstümüze döndü.
"Zeynooo" diyerek Mert üzerime gelmeye başladı. Noluyoruz derken bir anda sarıldı. Bu çocuğun bir anda sarılmalarına hala alışamadım. Herkeste gözlerimi gezdirirken Ömerde kısa bir şekilde durakladım. Büyük bir merakla vereceğim tepkiyi bekliyordu. Ona tepki vermek yerine gözlerimi gezdirmeye devam ederken gözlerim Haluk amcanın yanında oturan esmere kaydı.
"Maşallah"
"Efendim?" diyerek tepki verdi esmer.
"Yüksek sesle mi söyledim?" dedim şaşkınlıkla ama harbi maşallahtı yani. Allahım sana geliyorum bu nasıl yakışıklılık.
"Zeyno ağzını kapat." diyerek eliyle çenemi kapattı Emir. Fazlasıyla utanıyordum şuan ama kimdi bu Allah aşkına biri tanıtsın. "Zeyno sana bahsettiğimiz Haşim abiyi tanıtayım sana."
"Haşim demek ha. Tülin teyze söylediğinde anlamamıştım ama şuan çok net anlıyorum söylemek istediği şeyi."
"Memnun oldum küçük hanım. Sende Zeynep olmalısın. Gerçekten annene çok benziyorsun." diyince bütün söyleyeceklerim düğüm olmuştu.
"Evet o benim." diyerek elimi kaldırdım. "Otursana kızım." dedi Tülin teyze. Tam o sırada telefonum çaldı. Dışardaki öküzü unutmuştum ben. Sessize aldım.
"Başka sefere artık bir selam verip çıkacaktım zaten."
"Abisi gideceğin yere bırakalım seni."
"Gerek yok abi şoförle geldim zaten kapıda beni bekliyor." dedim gülerek. Telefonum bir kez daha çalınca açıp "Patlama geliyorum." dedim sessizce. Yani en azından ben sessizce söylediğimi düşünüyordum. Döndüğümde herkesin şaşkınlıkla bana baktığını farkettim. "Kusura bakmayın. En kısa zamanda bunu telafi edicem." diyerek evden çıktım. Arabadan inmiş Özgürü görünce arabaya doğru yürümeye başladım.
"Ne arayıp duruyorsun 5 dakikaya geliyorum dedim. Patladın mı sanki?"
"Tamam kızım atar yapma. Merak ettim sadece içerde birşeymi oldu acaba diye." diyerek yanıma gelip elini omzuma atıp saçlarımı karıştırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Hayat
Novela JuvenilOnlar önden ilerlerken bir anda kolumdan çekilip durduruldum. Ah ama sen ne klişe sevdalısıymışsın be yavrum. "Senin bu kolumla derdin ne ya. Seslensen durmam sanki." diye sitem ettim. Az öncenin heyecanı geçmemişti zaten. Çok saçmalamam diye umuyor...