"Sen bozdun sen düzelteceksin aramızı Zeyno ben bilmem."dedi benim mal ikizim Emir.
"Aa delinin zoruna bak ben ne yaptım?? Senin kendi öküzlüğün."dedim.
Canım Ececim Ömerin benimle çok güzel ilgilenmesini kıskanıp bu salağa trip atmış. Bu salakta iki saattir gelmiş bana aralarını düzeltmenin benim görevim olduğunu dayatmaya çalışıyor.
"Ya Zeyno bari taktik ver ya napayım yani kendimi affettirmek için??"
"Tamam birazdan aşağı yanlarına inelim. Ona ne kadar güzel olduğunu falan söyle. Ne biliyim oğlum sende geldin en odun insandan aşk dersi almaya çalışıyorsun."dedim. Valla romantizmin r si yoktu bende.
"Tamam o zaman hadi hemen inelim."diyip beni aşağı sürükledi yanında. Bahçeye indiğimizde bütün grubun burda olduğunu farkettim. Şükür Emir Özgürle arayı düzelttiği için oda burdaydı. Birde ablamda burdaydı. Alinin yanına oturmuş konuşuyorlardı. Derken işte indiğimden beri aradığım gözlerle buluştu gözlerim. Yarim 3lu koltukta oturuyordu. Yanında da Haşim vardı. Yanında yer açarak yanına çağırdı beni. Direkt geçip oturdum. Omzuma kolunu atıp kendine çekti beni. Bir öksürük sesi duyduğumda abimin sinirle buraya baktığını gördüm.
"Valla kardeşim hiç öyle öksürme. Bu kız artık benimle."dedi Ömer. Ya bu çocuk böyle konuşunca daha bir yakışıklı oluyordu sanki ya. Sen nerde yetiştin yavrum bu ne karizma yaaa.
"Tamam kardeşim ama yanımda yapmayın bari söyle şeyler. Hâlâ alışamadım zaten. Buna beni nasıl ikna ettiniz onuda anlamadım."
"Valla abi hiç söyleme. Benim bu herifi dövmem gereken yerde burda böyle sakince oturuyorsam tamamen Zeynep mutlu olsun diye."dedi Özgür.
"Gel döv lan kolaysa."dedi Ömer gülerek. Şükür onun varlığına alışmış eskisi kadar kıskanmıyordu.
"Şimdi kızlar burda biz sonra şeyaparız."dedi Özgür alayla.
Içeri elinde içecek dolu tepsiyle Ece girince Emire baktım. Oda melül melül Eceye bakıyordu. Herkese vişne suyu getirmişti tatlışım. Hemen benimkini alarak içmeye başladım.
"Yavaş iç yavrum boğulacaksın."dedi Ömer bana bakarak.
"Sen işine bak koç."dedim gülerek. Oda güldü. Ulan harbi ne odunum ha. Iyi birşey demiyordu Ömer bu huylarıma.
Emir tekrar kadrajıma girdi. Heyecanla Ecenin ona meyve suyu vermesini bekliyordu. Ece son iki bardak kalınca kendi bardağını alarak tepsiyi masanın üzerine bıraktı. Gelip yanımdaki boş ikili koltuğa oturdu. Islak kedi yavrusu gibi bakıyordu Emir şuan ona. Kıyamam kız. Emir uzanıp içeceğini alarak Ecenin yanına oturdu. Şükür yakınımdaydı eğer yanlış birşey derse müdahale ederdim.
"Ece sana birşey söylemem lazım."dedi alık ikizim. Ece ona dönmedi bile. Bende büyük bir merakla söyleyeceği şeyi merak ederek içeceğimden büyük bir yudum aldım.
"Ece ben çok güzelim."diyince içtiğim şey boğazıma kaçmış ve deli gibi öksürmeye başlamıştım. Allah seni kahretmesin gerizekalı ben böyle mi söyle dedim.
"Helal yavrum helal. Ben sana demedim mi bu kadar hızlı içme diye."dedi benim hiçbir şeyden haberi olmayan sevgilim.
"Dur bir başkan ortalık karışık zaten."diye susturdum onu. Onun şaşkın bakışlarını yok sayarak Emirle Eceye döndüm. Lan Ece nereye gitti??
"Salak mısın oğlum ben sana ne dedim sen ne yaptın??"diye çıkıştım Emire.
Herkesin dikkati bize dönmüştü artık. "Ya kızım sen demedin mi bana ne kadar güzel olduğunu söyle diye??"dedi alık alık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Hayat
Teen FictionOnlar önden ilerlerken bir anda kolumdan çekilip durduruldum. Ah ama sen ne klişe sevdalısıymışsın be yavrum. "Senin bu kolumla derdin ne ya. Seslensen durmam sanki." diye sitem ettim. Az öncenin heyecanı geçmemişti zaten. Çok saçmalamam diye umuyor...