Kısa Veda - Bölüm 4

2.7K 100 2
                                    

"Peki ne kadar süre görüşmememiz gerekiyor. Ben seni çok özlerim." dedi Yağız. Son dersimden çıkmış buraya Yağızın yanına gelmiştim. Haftaya finallerim başlıyordu. Bu süre içinde ders çalışmam gerekiyordu. Çünkü ana dersim 5 krediydi ve vizeden çok kötü bir not almıştım. Yağızla konuşup onu iki hafta görüşmemeye ikna etmem gerekiyordu ama ona kıyamıyordum.

"Sadece iki hafta sürecek. Ondan sonra tamamen seninim tatlım. 1 ay tatilim olacak. Belki dışarıda gezmeye bile gideriz senle." dedim.

"Sen bana yalan söylüyorsun. Sana inanmıyorum. Bir daha gelmeyeceksin." dedi. Çaresiz bir şekilde ona bakıyordum.

"Daha geçen gün ne zaman özlersen gelirim demiştin. Sıkıldın dimi benden. Sende gideceksin annem gibi dimi." diyerek ağlamaya başladı.

"Ah tatlım yaparmıyım hiç öyle bir şey." diyerek kucağıma almaya çalışınca elimden kurtuldu ve kapıdan çıkıp koşmaya başladı. Peşinden koridora çıkınca Ömerin kucağında ağladığını gördüm. Ömer beni farketti ve kaşlarını çattı. "Naptın çocuğa niye bu kadar ağlıyor?" diye yüzüme kükreyince korktum ve geri geri gitmeye başladım.

İmdadıma Selim amca yetişti. "Noluyor burda niye ağlıyor Yağız?" dedi. Ne yapacağımı bilemez bir şekilde ona bakarken gözlerimin dolduğunu farkettim. Hayır ya işte en sevmediğim özelliğim bu benim. Böyle saçma sapan yerlerde ağlayabiliyorum sinirlerim bozulunca.

"Vallahi ben hiç birşey yapmadım. Sadece bir süre görüşemeyeceğimizi söyledim. Mecbur olmasam asla böyle birşey yapmam. Yağız nolur bana inan ablacım." diyerek onlara doğru yürümeye başladım. Sesimin titrediğini farkeden Yağız kafasını kaldırıp bana baktı. Onun o halini görünce dayanamadım ve ağlamaya başladım. Ömer dahil hepsi şaşkınlıkla bana bakıyordu. Yağız Ömerin kucağındayken elimden tutarak çekti yanlarına. Bir anda Ömerin kucağındaki Yağızla sarılırken Ömerlede sarıldığımı farkettim. Yağıza sıkıca sarılırken bir kolu bende sarılı diğeri Ömerde sarılıydı. Belimdeki el tarafından iyice çekildiğimi farkettim. Ne kadar süre öyle kaldık bilmiyorum.

"Şimdi sorunlar çözülmüş oldu değil mi?" dedi varlığını unuttuğum Selim amca. Hemen Ömerin elinden kurtularak ayrıldım onlardan. Yağızda nihayet Ömerin kucağından inip bacağıma sarıldı. "Söz ver iki haftayı geçmeyeceğine." dedi. "Söz bitanem abla sözü hemde." dedim eğilip ona sarılırken. Benden ayrılıp babasına koşup birde ona sarıldı. "O zaman aşağıya inip yemek yiyelim. Yemekte bize katılırsın değilmi kızım?" dedi Selim amca. Gülümseyerek onayladım onu. Onlar önden ilerlerken bir anda kolumdan çekilip durduruldum. Ah ama sen ne klişe sevdalısıymışsın be yavrum.

"Senin bu kolumla derdin ne ya. Seslensen durmam sanki." diye sitem ettim. Az öncenin heyecanı geçmemişti zaten. Çok saçmalamam diye umuyorum.

"Az önce olan şey tamamen Yağızla alakalı birşeydi. Sakın aklında başka şeyler kurup heveslenme." dedi bay kibirli. Ay haspama bak sanki onun havaalanı pisti gibi geniş kolları arasında onun o mis kokusunda kendimden geçmişim gibi bide heveslenme diyor. Ukala kendini beğenmiş. Oha lan harbi havaya girmişim ha. Kendine gel kızım yaa.

"Pardon az önce heveslenmem gereken ne yaptında şimdi beni tembihliyorsun." dedim. Ezdirmem sana kendimi. Gövdemi yakar giderim. Hhheeeyytt be sen ne sandın beni koç. Yüzümü ifadesiz tutmaya çalışarak ona bakmaya devam ettim.

"Sana çocuğu boşuna umutlandırma tutamayacağın sözler verme demiştim. Ama sen sözümü dinlemeyip alıştırdın çocuğu kendine bana inat. Bu çocuk bir daha böyle ağlarsa sen o zaman görürsün asıl beni." diye tehdit etti resmen beni. Gözlerimi devirdim. Buna gıcık olmuş olacak ki kolumu sıkmaya başlayarak "Sözümü dinlesen iyi olur küçük hanım tersim pistir." dedi. Küçük hanım mı yaa abi sen niye bu kadar klişesin ve ben niye bu kadar hoşlanıyorum acaba bu durumdan.

Yeni HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin