Bitmeyen

2.5K 136 16
                                    

Kaybolurken ay ışığı, üşür sokak çocukları..
Yetişmiyor duaları, kapalı hep kapıları..
Duyulurken adımları, titrer sokak lambaları..
Şehrin yalnız aşıkları, söylerler şarkılarını..

Elleri ellerimdeydi ve biz ay ışığının altında şu an birdik. O ya da ben yoktuk, biz vardık. Halimizden memnunduk, gerçeklere dönmek istemiyorduk ikimizde. Bu anda kalmalıydık, tek derdimiz birbirimiz olmalıydı bu hayatta. Hayat , ikimize de omuzlarımızda taşımaktan yorulduğumuz yükler vermişti bu zamana kadar . Hep yorgunduk, hep bir şeylerle meşguldük. Hep bir problem vardı hayatımızın merkezinde, asla o merkeze kendimizi alamamıştık. Buna izin verilmemişti, izin verilecek gibi de durmuyordu. Bir savaşın ortasındaydık, hem de farklı taraflarda bulunuyorduk. Aramızdaki engellere rağmen birbirimize görünmez bağlarla bağlı olduğumuzu hissediyordum. Onu bana ve beni ona bağlayan hem öylesine zayıf hem de öylesine güçlü bağlardı bunlar. Başkasının kopartamayacağı kadar güçlüydü ancak kendimizin yok edebileceğimiz kadar da zayıflardı.

Silah sesi geldi ansızın, bedenim kaskatı kesildi. Silah sesinin ardından insan sesleri duyulmaya başladı. Hilal, bedenini benden ayırdı ve etrafına bakınmaya başladı. Neler olduğunu anlamaya çalışıyordu, oysa ben ne olduğunu çoktan anlamıştım. Geliyorlardı, bizi bulmuşlardı işte. Çok da uzakta sayılmazlardı hem de. Kızı elinden yakaladım ve eve doğru hızla ilerlemeye başladım. Tek kelime edemeden benimle eve doğru sürüklendi. İçeriye girdiğimizde Yıldız'ın da kız gibi paniğe kapıldığını fark ettim. Ali Kemal ise yerinden hareket etmeye çalışıyordu bu sırada. Ancak yarasından dolayı bunu yapamayacağını ikimizde biliyorduk.

-Hemen atlara binip buradan ayrılmamız gerekiyor, başka bir yer bulabiliriz. Yıldız yardım et , abimi kaldıralım hemen.

İki kardeş Ali Kemal'i kaldırmaya çalıştılar, ancak bunu başarmaları neredeyse imkansızdı. Hilal, bakışlarını bana çevirdi. Yardım istiyor gibiydi.

-Leon, yardım et! Gelecekler, buradan çıkmamız gerekiyor.

Seslere bakılırsa bize oldukça yakınlardı. Ali Kemal yaralıydı ve onu kaldırsak bile ata bindirmesi oldukça zor olacaktı. Ayrıca bunları yapana kadar bizi bulurlardı, ne yapmam gerektiğinden emin değildim. Albay Cevdet'e çocuklarını koruyabileceğimi söylemiştim, daha söz verdiğimin üzerinden bir kaç saat geçmişti ki Yunan askerlerine yakalanma tehlikesi ile karşı karşıya kalmışlardı. Üçünü birden kurtaramazdım, bu kesindi. Bunu denersem hepsi yakalanacaktı. Ancak Hilal'in yaşanması gerekiyordu, onu kurtarmam gerekiyordu bunu da biliyordum.

-Leon ne duruyorsun orada? Gitmemiz gerekiyor, yaklaşıyorlar.

-Bırak onu Hilal, gidiyorsunuz hemen! Ablanı al ve arkaya bağladığımız atlardan birini alıp buradan git.

Anlık verdiğim bir karardı bu. Onu ve ablasını kurtarabilirdim, Ali Kemal'i kurtarmayı sonraya bırakmam gerekiyordu şu an için. Bu haliyle kurtulsa bile kolundaki yaradan dolayı yakında hastalanacaktı. Benim ile beraber burada kalıp askerlere yakalanması bile onu daha uzun süre hayatta tutardı. Onu sorgulama bahanesi ile bir şekilde hayatta tutabilirdim ben bundan sonra. Ancak kızlarla beraber yakalanırsak kızları kurtaramazdım. Onların sorgulanması , albay stavrosun onlara yapacakları şeyler korkunç olurdu. Bunlara katlanamazlardı, bunlara katlanmak zorunda olmamalıydılar. Bakışlarımı ondan abisine çevirdim. Verdiğim kararı onaylıyor gibiydi. Beni anlamasına sevinmiştim, onları ikna etmek için yardıma ihtiyacım olacaktı.

Dünyamı Sarsan Kız(Hileon)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin