Sil Baştan - İkinci Devrin Başlangıcı

925 53 20
                                    

Etrafıma kendi elimle bi duvar ördüm
Kimse bi daha Geçmesin diye
Değiştim sanki içimde bişeyler öldü
İstesem de dönemem geriye

Hep mi ben yanlıştım bu hayatta
Hep mi ben haksızdım
Beni hiç gözetmediler
Hep de ben üzüldüm en sonunda
Hep ben ağladım
Benim kadar sevmediler

Şimdi bana sor bi daha gelir miyim
Başka güneş altında erir miyim
Çünkü hep üzüldüm en sonunda
Hep ben ağladım
Bana bi sor gelir miyim

Şimdi bana sor bi daha gelir miyim
Başkasına yeniden yenilir miyim
Çünkü hep yenildim her defasında
Kırdılar hevesimi
Sor bi daha gelir miyim

Leon'un ağzından

Üstüme her sabahkinden farklı olarak özensiz bir şekilde geçirdiğim takım elbisenin kenarlarını çekiştirmekle meşgul iken bir yandan da içimi kaplayan ilk derse geç kalma korkusu ile baş etmeye çalışıyordum. Uzun zamandır çektiğim uyuyamama problemimden eser yoktu bu sabah, her şey tam da eskisi gibiydi. Uyandığımda eskiden olduğu gibi ışığın gözümü almasına engel olmak için yüzümü kapamış ve güneşin neden bu kadar erken doğduğu ile ilgili söylenmeye başlamıştım. Oysa güneş her zamankinden farklı değildi. Farklı olan bendim. Bunu fark etmem yarı uyanık yarı uykulu olan bedenimin miteranın sesi ile irkilmesiyle olmuştu. O da benim bu sabah diğer sayısız sabahtan farklı olduğumu daha beni görmeden  fark etmişti. Merdivenlere yöneldiğimde kahvaltı masasında yalnız oturan miteramı gördüğümde gerçekten çok geç kaldığımı fark edebilmiştim.

-Kaptan ne zaman çıktı?

-Sen aşağı inmeden beş dakika önce çıktı. Sen iyi misin? Hasta falan mı oldun?

-Hayır mitera, sadece uyanamadım. Bilemiyorum, neyse... Ben gidiyorum o zaman, dersten önce vaktim olursa bir şeyler atıştırırım.

İtiraz etmeye çalıştı, ancak onu dinlemeyeceğimi çok iyi bildiğinden üstelemedi. Son beş yılda birbirimizi çok daha iyi tanır olmuştuk. Birbirimizin her haline şahitlik etmiştik ve bu bazen onun, benim tüm düşüncelerimi okuyabiliyormuş hissine kapılmama neden oluyordu.

Evden çıkmadan çantamı son kez kontrol ettim. Gerekli her şeyin orada bulunduğundan herzamankinden daha hızlı karar vermem gerekti. Ziraa yeterince gecikmiştim. Okula doğru koşar adım yürürken kenardaki simitçiden de bir simit almak için yeltendim, ancak yeterince geç kaldığım için buna vakit ayırmanın çocuklara haksızlık olacağına karar verdim. Çocuklarla yaptığımız anlaşmaya göre sınıfa geç girmek kesinlikle yasaktı ve bu özellikle senenin başından beri yeni aldığım bu sınıfta öğretmeye çalıştığım birinci kuraldı. Onlara böylesi bir kuralın önemini kavratmaya çalışırken sınıfa geç girmem onlar üzerindeki etkimi azaltırdı ve bunca zaman oluşturduğum öğretmen kimliğimi sarsardı.

Güldüm, ne zamandır bu kadar kararlı biri olmuştum ben? Kalbini dinleyen, kuralları çiğnemek için can atan ve zincirlerinden kurtulmak için evinden bile kaçan bir teğmen değil miydi benim geçmişim? Sokakta hızla ilerlerken kafamı salladım. Çünkü geçmiş , geçmişti. Bunun için kafa yormak için bu sabahı mı seçmiştim?

Bugün iki hafta önce çocuklara söz verdiğim piknik için müdürden izin aldığımın müjdesini verince suratlarının alacağı şekli hayal etmeye başladım. Çok sevineceklerine emindim, onları mutlu görmek güzeldi. Çocuklar gülmeliydi. Doyasıya hem de çığlıklar ile bazen belki de...

Dünyamı Sarsan Kız(Hileon)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin