Halledebilirdik

4K 193 15
                                    

I could hardly believe it, when I heard the news today
Buna zorlukla inanabildim, bugün haberi duyduğumda
I had to come and get it straight from you
Gelmek zorundaydım ve senden doğrusunu öğrenmek
They said you were leavin', someone's swept your heart away
Onlar terk ettiğini söyledi, birisi kalbini alıp götürmüş
From the look uponyour face I see it's true
Yüzündeki bu ifadeden görüyorum ki bu doğru

Varlığımdan şüphe ettim bir anlığına, yok olmak istediğim o kadar an olmuştu ki belki de Tanrı sonunda beni yok etmişti. Şimdi olması mı gerekiyordu peki bunun , tam da o bana doğru gelirken? Demin emir verdiğim askerler atlarına bindiler ve bana selam vererek gittiler. Bu durum da hala buradaydım, yok olmamıştım. Oysa Smryna ben hiç varolmamışım gibi yanımdan geçip gitmişti. Yüzünü bir anlığına bile çevirmeden öylece gitmişti. Kısa süreli bir rüzgar oluşturmuştu, muhteşem kokusunu burnuma getiren. Belki de yanlış görmüştüm, yanlış koku almıştım. Onu orada görmeyi o kadar istemiştim ki hayal etmiştim sadece. Atıma doğru ilerledim, burada değildi işte. Ne zamandır bu kadar gerçekçi hayaller görmeme neden oluyordu bu kız? Bakışlarım hastanenin karşısında duran o çocuğa takıldı. Mehmet! Tereddüt ettim bir anlığına , duraksadım. Ardından hastaneye doğru hareket etmeye başladım. Emin olmak zorundaydım, orada olmadığına emin olmalıydım.

İçeriye girdim, odalara bakmaya başladım. Yoktu işte burada, sadece bir hayal görmüştüm. İlaçların olduğu odaya doğru ilerledim. Buraya bakmasam da ölürdü aslında. Burada olsa Smryna çoktan görürdüm. Ancak içimdeki ses buraya bakmam konusunda ısrar etmişti. Odanın kapısını yavaşça açtım, kapıyı araladım. Orada olmaması için içimden sayısız istekte bulunuyordum.

Oradaydı, ilaçların olduğu dolabın orada. Ellerini tezgaha dayamıştı ve sırtı kapıya dönüktü. Derin derin nefes alıyordu. İçeriye birinin girdiğini hissettiğinde ellerini tezgahtan çekti ve dolaba doğru bakmaya başladı. Bir şeyler ararmış gibi yapıyordu sanırım. İlk defa varlığından dolayı içimde hissettiğim o sevinç gün yüzüne çıkmadı. İlk defa yüzümde aptal bir gülümseme belirmedi. Kalbimden bir parça koptu, boğazım düğümlendi. Ne diyeceğimi bilemedim. Ona sormak istiyordum neden beni görmediğini. Sormaktan korkuyordum. Gözlerine bakmaktan korkuyordum, dudaklarını görmekten korkuyordum. Ben teğmen Leon, yok olma ihtimalini bu yüzleşmeden daha çok sevmiştim. Küçük kadın dolaptaki sayısız ilacın eline alıp sonra tekrardan yerine koyarken sessizce orada dikildim. Seslenmeye gücüm yoktu, ancak odayı terk edebilecek kadar da korkak değildim. Arada sıkışıp kalmıştım, ondan hamle beklemeye muhtaçtım.

-Hemşire, ben sadece ilaçlarını düzenliyorum. Burada beklemenize gerek yok benim için. Yani sonuçta-

Arkasını döndü, elindeki şişeyi yere düşürdü. Şişenin içindeki ilaç yerde kırmızı izler bıraktı. Kız bakışlarını bir anlığına bile ayırmadı benden. Bakışlarım yere dağılan ilaca gitti. Kırmızı lekeler kendimi hatırlattı. Bu bembeyaz zemindeki kırmızı lekeler , benim bedenimdeki sayısız yara gibiydi. Her geçen gün artan yaralarım vardı. Kapanması gerekirken daha da artan ve yenilerini de peşinde sürükleyen yaralarım...

-Neden?

Sadece bu döküldü dudaklarımdan. Bir tek bunu söyleyebildim. Söylemek istediğim yığınlarca şey arasından bunu seçti zihnim. Bir tek bunu söyleyebilecek gücüm olduğundandı belki bu kısa sitemim. Bakışlarını kaçırdı, ellerine baktı. Yine ellerine bakıyordu. Asla pes etmeyecekti, o ellerine bakmaya devam edecekti. Biliyorum Smryna, bir şeylerden kaçmak için ellerinle oynadığını biliyorum. Ardından yere eğildi hızla, ilacın şişesinin dağılan parçalarına gitti elleri. Ona doğru yürüdüm, o yerde cam kırıklarını toplamaya çalışırken dikildim başında.

Dünyamı Sarsan Kız(Hileon)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin