Ek Bölüm-Kavuşma

718 27 7
                                    

Leon'un anlatımıyla

Sevdim seni bir kere

Başkasını sevemem

Deli diyorlar bana

Desinler değişemem

Desinler değişemem

hayatta en zor olan

bir insanı tanımak,

kabul etmek huylarını,

degismeden bir olmak.

Karanlıktı, önümü bile seçemeden gelen piyano sesini takip ederek yönümü bulmaya çalışıyordum. Melodi acıyla doluydu, tümüyle acıyla yoğrulmuş olduğunu anlamamak mümkün değildi. İlerlerken bir yandan da buraya gelme kararımı veriş anımı düşünüyordum. Ruhumu bastıran zihnim ile kalbimi susturan aklım devre dışı bırakılmıştı tüm benliğim tarafından ve ben şu an kendi ayaklarımla beni daha önce sayısız kez öldürmüş olan Amazon'a doğru ilerliyordum. Büyük bir salona açıldığını anladığım koridor bitince O'nu görebildim. Piyano başındaydı, elleri tuşlarda ahenkle dolaşırken o kadar güzel görünüyordu ki duraksamama engel olamadım. Onu görmem ile verdiğim karadan daha da emin olmam bir olmuştu. Onunla olmalıydım ben, onsuz olmak bana bu zamana kadar sadece acı getirmişti.

Dans eden parmakları duraksadı aniden ve elleri hızla piyanodan çekildi. Bu hareketi o kadar ani olmuştu ki ona doğru ilerleme isteğimi bir anlığına durduramamış ve bir iki adım atmıştım ki hıçkırık seslerini işiten kulaklarım beni geldiğim yere adeta çiviledi. Ağlamamalıydı, artık acı yoktu çünkü. Bitmişti, her şey bitmişti. Bir insan daha ne kadar acı çekebilirdi ki?

İlerledim ve piyanonun önündeki oturağa oturdum, orada olduğumu anlaması için otururken de hafifçe ellerimle saçlarına dokundum. Hareketim irkilmesine neden oldu ve bakışlarımızın buluşması ile umutsuzluk nedeniyle koyulaşan mavileri şaşkınlıkla aralandı. Burada neden bulunduğumu anlamamıştı, ancak gayet açık değil miydi tüm bu olanlar?

Buradaydım, çünkü gururum ile O'nun aşkı arasındaki savaş sona ermişti. Çünkü O ağlamıştı, çünkü O yalvarmıştı karşımda. Çünkü gurur dedikleri illet beni hayata bağlamaya yetmemişti, O'nun aşkı gibi sarıp sarmalayamamıştı benliğimi. Çünkü O var olduğunda ancak var olabiliyordum tam olarak ve O'nu bir daha kaybedebilecek kadar güçlü bir yapım yoktu. Bu beni yıkmakla kalmazdı, bu beni gömerdi en derinlere. Onsuzluğa katlanamazdım bir daha, bugün görmüştüm ki sevdiklerimizin ne zaman yanımdan ayrılmak zorunda kalacaklarını bilemezdik. Yunus da bilmiyordu ki küçük kardeşinin O'nu erkenden bırakacağını. Ölüm denen şey bir gerçekti ve bu gerçek tüm kırıklıkları, tüm imkansızlıkları yenebilirdi.

-Bana öğretebileceğini söylemiştin, bu akşam derslere başlamaya ne dersin?

Sözlerim karşısında önce kaşları çatıldı ve bir şeyler demek ister gibi güzel dudakları açıldı. Denedi ama konuşamadı başta. Sonra elinin teki havalandı ve yanağıma doğru yöneldi. BU an'ın hayali ile beş yıl geçirmiştim ben, O'nun ellerini yeniden yanaklarımda hissedecek olma fikri ruhumun zor tuttuğum dizginlerini kaçırmama neden oldu ve aniden kollarım ile sıkıca bastırdım O'nu gövdeme. İçime sokar gibi, orada O'nu saklayacakmış gibi sarıldım hem de, bir daha bırakmayacağım demekti bu aslında. O ise yeniden hıçkırıklara boğulmuştu ve dudaklarında tek bir kelime vardı o an için.

-Leonidas...

Ellerim saçlarına saldırdı hemen, bir tutamını hızla burnuma götürdüm. Kokusu tarifsizdi, bulunması imkansızdı ve eşsizdi. Anın büyüsüne o kadar kaptırmıştım ki kendimi, kollarımdaki güzelin beni hafifçe ittiğini fark edememiştim. Ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışır gibi bakışlarımızı buluşturarak onu kendimden az da olsa uzaklaştırdım. Onun eli ise daha demin dokunmaya çalıştığı yanaklarıma yönelmişti yeniden, usulca dokundu önce. Gözlerimin kapanmasına engel olamadım, dokunuşunun etkisi o kadar büyüktü ki...

-Gerçek misin? Değil misin? Eğer bir rüya daha görürsem seninle ilgili delireceğim, biliyor musun? Bu şekilde kaç kez hayal ettim bizi? Bunu biliyor musun sen? Hayalinle yaşamak kolay mıydı sanıyorsun? Seni o kimsesiz kasabada, Yunan askerlerine teslim etmek zorunda olmak ne demekti biliyor musun? Yalnızca sen mi acı çektin be adam? Biz insan değil miyiz? Ha söylesene-

-Ne diyorsun sen tanrı aşkına? Gerçekten şu an bunları mı konuşacağız?

-Evet konuşacağız, çünkü en azından rüyamda beni dinleyen bir Teğmen'e ihtiyacım var. Bana nefretle bakmayan ve anlattıklarımı önemseyen bir Teğmen'e hem de. Rüya da olsun sorun çıkarmasan olmaz mı? Hayır, sorun çıkarma da üstüne yok da-

Konuşmasına daha fazla izin vermedim. Hızla buluşturdum dudaklarımızı ve içtiğim en iyi şarabı yeniden yudumlamaya başladım. Bu hissi özlemiştim, bütün olma hissi... Tam olmak, eksik hiç bir yanın olmadığı hissi ve yaraların o kadar da göze batmadığı zamanları...

Ondan uzaklaşırken düşündüğüm tek şey ne kadar güzel olduğuydu. Çok güzeldi, anlatılamaz kadar hem de. Ve bir insanın başına gelebilecek en büyük mucizeydi. Bir insan çektiği onca acı için ''iyi ki' diyebiliyordu bazen. Birbirimizi kırmıştık, vurmuştuk ve hatta öldürmüştük birkaç kez. Her darbe sonrası daha büyük bir sevgi ile bağlanmıştık birbirimize. O, sayısız yara açarken aynı zamanda diğer yaralarımı kapatandı. O, her daim benim için özel olandı. O benim ilkimdi ve sonum olmasını isteyebileceğim tek kadındı. O, Amazon'du işte. Benim Amazon'umdu!

-Smryna...

sevgi anlasmak degildir.

nedensiz de sevilir.

bazen kücük bir an icin

omur bile verilir.

Daha yolun başındasın

Değişirsin diyorlar

Oysa sana çıkıyor

Bildiğim bütün yollar

Sevgi anlaşmak değildir

Nedensiz de sevilir

Bazen küçük bir an için

Ömür bile verilir

Hello :)

Araya bir birleşme bölümü ekledim arkadaşlar, biraz aşk ile boğulalım diye arada böyle ilerleyen bölümden partlar paylaşmaya karar verdim. Bir önceki bölüm ile ilgili fazla geri bildirim alamadım, inşallah bunu beğenirsiniz. Kısa bir bölüm oldu ama dramdan sıkılmayalım diye böyle bir çözüm yolu buldum. ne düşünüyorsunuz bakalım?🤷🏻‍♀️🤗

Dünyamı Sarsan Kız(Hileon)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin