Niye Yaptın?

687 43 15
                                    

(Bugün günlerden hiç benim adım yok. Kanatlanıyor içimden binlerce siyah kelebek. Savruluyor rüzgârda yaprak gibi
Kalbim, uzaklarda bir yerde. Kalbim kayıp.)
Sessiz, yorgun, ağır, gözkapaklarım kapanıyor yine... Yine...
(Karanlığa dokunabiliyor sanki ellerim.)
Yıkık, dökük, bu şehrin duvarları birer birer üstüme yıkılıyor yine...
(Sadece sesler duyuyorum..)
Yine...
(Ayak sesleri uzaklarda..)
Kuş sürüleri terk ederken bu şehri, ardında yoksul ve kimsesiz çocuk gibi bırakıyor yine...
(Susuyorum.)
Yine...
(Sessizlik keskin..)
Ve sonbahar sinsice yaklaşarak peşinde köpek gibi bir yalnızlığı üstüme sürüklüyor yine...
(Bekliyorum)
Yine...
(Beklemek keskin)
Sözler hep yalan! Yeminleri unut!
Bir veda bir sebepsiz tokat gibi çarpıyor yine...
(Burdan gitmem gerek)
Yüzüme...
Şarkılar yalan! Duyduklarını unut!
Bir hikaye rüzgarın ellerinde savruluyor yine...
(Herşeyi unutmam gerek)
Yine!

Yıkım Gecesi-Leon'un anlatımıyla ✖️

Duyduklarımı hazmetmek kolay değildi. Bir anlaşma yapılmıştı ve ben bu anlaşmanın en önemli taşıydım. Özgürlüğümü kazanmak için çıktığım yolun sonu eskisinden de büyük bir mağlubiyet ile sonlanmış gibi görünüyordu. Ve bu son benim elimde çizilmişti, yenilişimin her detayını karşımda kalbime nişan almış kadına olan inancım yüzünden bizzat kendi çabamla oluşturmuştum. İnanmak, koşulsuz ve sınırsız olarak birini kendine bırakmak meğer ne kadar imkansızmış. Meğer ben hiç var olmayan şeylere inandırmıştım kendimi. Meğerse sevgi denen şey tüm sorunları çözmüyordu. Artık biliyordum, tam olarak şu anda çok iyi biliyordum.

Bakışlarımı O'ndan çekerek Cevdet albaya çevirdim. Ufak bir selam verdim, belki bu zamana kadar bana olan yardımları içindi, belki de sadece bir alışkanlık gereğiyle yapılmış bir hareketti. Ardından komutan Vasili'ye doğru yürüdüm. Konuşmaya gerek yoktu, açıklamaları dinlemek istemiyordum. Gerekeni yapacak ve buradan gidecektim. Benden istenen buydu, benim bu hayattaki görevim buydu işte. Söyleneni yapmak, emre itaat etmek, anlaşma şartı olmak ve daha nicesi...

Komutanın biraz ilerisinde bekleyen annem, ben ilerlerken sıkıca beni kucaklayarak durmama neden oldu. Ancak beklemeyecektim, burada biraz daha kalmayacaktım. Onu sıkıca kavrayarak ilerlemeye devam ettim. Bana söylediği şeyleri anlamıyor, onu dinlemiyor ve sadece yoluma bakıyordum. İlerliyordum, ilerideki askerlerin yanında bulundukları araca ulaşmaya çalışıyordum. İyiydim, iyi olmalıydım. Sorun yoktu.

Aracın içinde bir süre komutanın geri dönmesini bekledik annemle. Asır gibi gelmişti, neredeyse yürüyerek eve gitmeye karat verdiğim an bize doğru gelmeye başladı. Ardından araca binmesi ile ilerlemeye başladık. Annem bana sarıldığı gibi sıkıca sarıldı ona da. Sarılışına sıcak bir karşılık verirken bir yandan da bakışlarını bana dikmişti. Bir şeyler söylemek istiyor gibiydi, ancak buna onun da gücü Yok gibiydi.

-Yüce tanrım, seninle yeniden buluşmamı sağladı. Bir an için seni hiç göremeyeceğim sanıyordum. Neler oluyor Vasili? Tüm bu insanlar nerede? Bir şey mi yaptın sen onca insana?

-Sakin ol Veronika, herkes iyi. Sizden daha iyi durumda olduklarına eminim şu an. Seni bırakmayacağımı söylemiştim, sizi bırakamazdım!

Sözleri bakışlarını bir an bile kaçırmadan söylemişti. Garipti, kalbimin bir an için ısınmaya çalıştığını hissettim. Denedi kalbim, ancak başaramadı. Çoktan buz kesmişti ve yeniden ısınmak için bildiği her şeyi unutmuş gibiydi.

Dünyamı Sarsan Kız(Hileon)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin