Bütünleşmek

5.2K 218 27
                                    

What would I do without your smart mouth?
Drawing me in, and you kicking me out
Got my head spinning, no kidding
I can't pin you down
What's going on in that beautiful mind?
I'm your magical mystery ride
And I'm so dizzy, don't know what hit me, but I'll be alright

Ukalaca sözlerin olmadan ben ne yapardım?
Ben kendine çekişin ve defedişin olmasa
Başımı döndürdün benim, şaka değil, zorlayamam seni
O güzel zihninde neler oluyor?
Büyülü gizemli gezintindeyim senin
Ve çok sersemim, bilmiyorum ne çarptı beni, ama düzeleceğim.

Kollarımda çoktan uykuya dalmış kadını kulübedeki tek yatağa yatırdım. Yatak demek çok doğru olmazdı, yatacak tek yer demek belki şu an için daha doğru olurdu. İçerisi hayal ettiğim gibi bir yer değildi. Terk edildiğini düşünmüştüm,ancak bu kadar virane bir halde olabileceğini hesaba katmamıştım. Kapı zar zor kapanmıştı, pencerelerden içeriye hava giriyordu ve ısınmamız için çok imkan yoktu. Sobayı yakmam gerekecekti. Dışarıdan bir kaç odun bulsam iyi olacaktı, yağmur yağmaya devam ederken ıslanmamış odun bulmak epey zordu lakin. Küçük kadına döndüm, uyuyordu hala. Etrafı ısıttıktan sonra ellerindeki yaralara baksam iyi olacaktı. Su da bulmalıydım bu nedenle. Kapıdan çıkmak için hamle yaptığımda uyanma ihtimali geldi aklıma. Ya beni bulamayıp endişelenirse? Ya beni aramaya çıkarsa? Yapardı çünkü, yağmur çamur demeden çıkıp peşimden gelecek cesareti vardı. Uyanmasını beklesem soğuktan donardı burada, donardık beraber. Üstündeki örtüye daha da sıkı sarıldı. Üşüyordu işte, gitmesem daha da üşüyecekti. Üstümdeki ceketi çıkardım, onun üstüne bıraktım usulca. Uyansa da benden bir şey bırakmıştım ona , benim varlığımı hatırlatacak.

Çıktım sonra kulübeden, yağmur biraz dinmişti ama yeniden yağacak gibiydi. Hızlı hareket etmeliydim. Su da bulmalıydım tabii ki. İlerledim ormanda, oldukça hızlı hareket etmeye çalışıyordum. Uyanma ihtimali , orada olamazsam korkar mı diye düşünürken yavaş hareket edemezdim zaten. Bir kaç odun buldum, ardından dere gibi bir yerden de biraz su aldım. Yanıma o viraneden bulduğum ve işe yarar tek şey olan kovayı almam suyu taşımama yardım etti. Eve epey yaklaşmıştım. Ancak yağmur başlamıştı bile. Gittikçe şiddetleniyordu, elimdeki su dolu kova hareketimi yavaşlatıyordu. Üstümdeki üniformayı da çıkartmış, odunlara sarmıştım. Onların ıslanmaması gerekiyordu. Su damlaları vucüduma temas ettikçe ürperiyordum. Görüşüm bozulmuştu, vucüdum anlamsız bir sıcaklık hissi ile boğuşuyordu. Yoluma devam etmeye çalışıyordum, aklımda o vardı sadece. Önemli olan bir tek oydu, sadece o. Kulübe artık görünmeye başladığında vucüdum kendini yere bıraktı. Yağmur yağmaya devam ediyordu. Oradaydı işte , Smryna orada beni bekliyordu. Kalkmam gerekiyordu, ne kadar kötü durumda olmam önemli değildi. Onun yanına ulaşmam gerekiyordu. Gücümün tükendiğini hissediyordum, gözlerimi kapadım dizlerimin üzerinde ormanda öylece dururken. Onu düşündüm, onun yanımda olduğunu düşündüm. Ellerinin yanaklarımda dolandığını düşündüm. Güç topluyordum, gücümü ondan alıyordum. Kalktım, son gücümle kalktım. Bir daha devrilirsem kalkamayacağımı biliyordum. O kulübeye ulaşmam şarttı. Ceketime sarılı odunları gövdeme bastırmış ilerliyordum. Gövdemi onlara siper etmiştim. Islanırlarsa Smryna üşürdü.

Kulübeye geldim ve kapıyı açtım. Küçük kadın yataktan zıpladı. Beni gördüğünde yüzünde minik bir tebessüm oluştu. Uyanmıştı işte, daha erken burada olmam gerekiyordu oysa. Umarım çok beklememiştir beni, çok korkmamıştır. Ona gülümsedim ve hızla odunları yere indirdim. Yakmam lazımdı önce, o ise arkamda sessizce bana bakıyordu. Hissediyordum, bakışları üzerimdeydi. Titriyordu tüm bedenim, ancak bu lanet olası şeyi yakmam gerekiyordu. Burnu kıpkırmızı olmuştu Smryna'nın.

Dünyamı Sarsan Kız(Hileon)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin