kahin sujin

909 23 16
                                    

resimdeki veliaht prensimiz myeong

Onun tüm ailesi gözleri önünde öldürülmüştü ve kendisi de getirildiği sarayda birkaç kez kralın hayatını kurtarmıştı. Sujin o kesinlikle saf ve temiz bir ruha sahipti. Kim tahmin edebilirdiki onun birgün şillanın prensesi olacağını? Ailesi asildi ama annesi asil olmadığı için yarı asil sayılıyordu yani gerçek kemik olarak geçmiyordu. Tüm ailesi ölünce saraya leydi olarak alınmıştı hatta kral babasının hizmetleri yüzünden onu bir asille evlendirmeyi bile teklif etmişti ama sujin tam asil olmadığı için başına gelecekleri biliyordu. Evlendiği kişi büyük ihtimalle kendisine saygı duymayacak ve onlarca cariyesnden biri olacaktı sujinde. Sujin buna tamamiyle karşıydı.eşinin sadece kendisini sevmesini istiyordu ama asillerin onlarca cariyesi vardı. Babasının tek eşi annesiydi. Bu nedenle asil ailesi babasına kızgındı. Çünkü fakir bir kadınla evlenmişti. Ama babası sarayda bakan olduğu için kimsenin desteğine ihtiyaç duymamıştı. Birde kimsenin bilmediği şeyleri biliyordu. Babası zaman zaman geleceği görebilyordu ve bu gördüğü gelecekler muhakkak gerçekleşiyordu bu nedenle kral onu yakınında tutup gördüğü gelecekleri anlatmasını istiyordu. Kral kahin ailesinden sadece bir kişinin saf kahin olabileceğini bilyordu. Kahin olan kişinin babası çocuklarından hangisi kahin güçlerine sahipse bunu krala söylüyordu. Ama bu kez bakan bunu söyleyememişti ama zaten tek seçenek vardı o da sujin. Tabiî ki kahin güçlerinin ona geçmemiş olma ihtimali de vardı. Kral her ne kadar onun isteğiyle saray leydisi olarak atansada farklı muamele göryordu. Kral onun en azından rahat etmesi için verilecek işlerin az olmasını sağlamış ve ona özel bir konut vermişti babasının hizmetlerinden dolayı. Her ne kadar kral ona iyi davransada yarı soylu olduğu için sarayda hizmetçiler bile küçük görüyordu. Sonuçta onlardan bir farkı olmayan biri sanki onlardan üstünmüş gibi muamele görüyordu. Sujinin yemekleri gerçekten çok kötüydü. Hizmetçiler ona en kötü yemekleri yemesi için veriyorlardı ama o buna pek aldırmıyordu. Bu muameleyi büyükbabasının evine gittiğinde de görmüştü. İnsanların onu aşağıladığını pekala da biliyordu. Bu duruma alışmak çocukken oldukça zor gelmişti. Çünkü babasıyla gittiği bakanların evlerinde bakanların çocukları onu küçümseyip canını yakacak davranışlarda bulunuyorlardı muhakkak. Bu yüzden insanlardan uzak durmayı yeğlemişti. Zamanını kitaplar, bitkiler ve hayvanlarla geçiriyordu. Babası onun için özel bir bahçe oluşturmuştu ama ailesinin ölümünden sonra sujin babasının evinden kovulmuştu çünkü büyükbabası gerçek kemik olmadığı için onu reddediyordu. Bunları duyan kralda babasının hizmetleri nedeniyle onu saraya getirmişti. Saray bitkileriyle ilgilenen saray leydilerinden biri olmuştu ama burada da insanların nefret,nden kaçamıyordu. Eskiden hiç olmazsa bu kadar küçümsenmiyordu. Saraya 14 yaşında gelmişti. Aradan iki yıl geçmişti ama son zamanlarda kötü rüyalar görüyordu. Gördüğü bir rüyada yemeğine alerji yapacak yiyecekler koyan leydiler gördü ama rüyasının gerçek olacağına inanmadığı için kendisine gelen yiyeceği yemişti. Sonuç olarak eli ve yüzü kıpkırmızı sivilcelerle dolmuştu ve kaşıdıkça cidden acı veriyordu. Saraydayken onunla ilgilenen bir saray beyi vardı bu durumu duyunca hemen onu ziyarete gelmişti. Durumunu görünce cidden üzülmüştü.

- Bekle senin için ilaç getireceğim.

- Gerek yok. Ben nasıl iyileşeceğimi biliyorum. Bana yanındaki cam şişeyi verir misin?

- Onda ne var?

- Gül suyu vücuttaki bu tür sivilceleri iyleştirir. Merak etme birkaç gün içinde iyileşirim. Biliyor musun bunu rüyamda görmüştüm.

- Ne demek istedin?

- Rüyamda bazı saray leydilerinin yemeklerime benim alrji olmama sebep olacak bir şeyler koydupunu görmüştüm ama ciddiye almamıştım.

- Sanırım insanlar zaman zaman bazı şeyleri rüyasında görüyor gelecek hakkında. Ha ne dersin?

- Sanırım.

Saray beyi hergün ziyaretine geleceğini söyleyip oradan ayrılıp doğruca olanları krala anlatmaya gitti. Kral bunları duyunca oldukça mutlu olmuştu. Demekki yeni kahin ortaya çıkmıştı.birkaç gün sonra saray beyi sujini ziyarete gittiğinde vücudundaki alerji izlerinin kaybolup tamamen iyileştiğini gördü. Sujin saray beyinin şaşkınlıkla bakmasına kahkahalarla güldü.

- Ben tıp hakkında bilgi sahibi değilim ama bazı bitkilerin neye iyi geldiğini bilirim çocukluğumdan beridir bitkileri severim ve onlarda bu sevgimi geri çevirmedi.

- Anlıyorum. Peki hiç o tuhaf rüyalardan gördün mü?

- Şeyy evet ama bu defa kendi geleceğimi değil?

- Peki kimi gördün?

- Bir saray leydisinin ölümünü gördüm. Saray leydisini hanımı öldürüyordu. Ama her rüyam doğru olacak diye bir kaide yok. Sanırım sadece rüyaydı bu.

- Peki söyle kimlerdi onlar?

- Saraydaki bitkilerden sorumlu saray hanımı bir hata yaptığını söyledi rüyamda jihye ve ona zehirle dolu bir kap su verdi. Jihye suyu içince öldü ama bu zehiri doktorlar bile bulamaz dedi saray hanımı. Bu gerçekten korkutucuydu.

- Olamaz eğer böyle bir zehir varsa ve rüyan gerçekse bu zehir majestelerine bile zarar verebilir. Benimle gel çabuk.

Saray beyi sujini gizlice krala götürdü ve sujin tüm bildiklerini krala anlattı. Kral saray doktorunu çağırdı. Zehrin ayrıntılarını anlatınca saray doktoru böyle bir zehir olduğunu ve denizler ötesinden geldiğini ve ne yazıkki bu zehri doktorların anlamayacağını doğruladı. Zehrin panzehiri olduğunu ve eğer zehirden önce panzehir içilirse kişiyi koruyacağını söyledi. Kral saray leydisini gizlice yanına getirtti.

- Şimdi sana soracağım sorulara dürüstçe cevap ver aksi takdir de öleceksin.

- Pe-peki majesteleri.

- Bitkilerden sorumlu saray leydisi yun senden ne istedi?

Jihyenin elleri titremeye başladı.

- Ma-majesteleri be-benn

- Sadece konuş kekeleme.

- Majesteleri eminimki sözlerime inanmayacaksınız o yüzden her iki şekilde de ben öleceğim sanırım.

- Konuşşş

- Leydi yun sizin odanıza ve veliaht prensin odasına sizleri zehirleyecek bir çiçek bırakmamı istedi.

- Bizi öldürüp tahta kimin çıkmasını istiyorlar?

- Sürgündeki eski veliaht kardeşinizin tahta geçmesini planlıyorlar.

- Kimler?

- Başbakan.

- Anladım.

- Leydi yun bu akşam beni çağırdı yine aynı teklifi yapacak. Bunu benden istiyor çünkü ailem fakir ve o bize çok yardım etti. Bu yardımlarının karşılığını şimdi istiyor. Eğer yardım etmezsem ailemi ve beni öldürecek. Zaten ben kabul etmezsem bunu kabul edecek saray leydileri var.

- Sen bu durumla ilgili olanları saray beyine anlat.

Saray leydisi kendi odasına döndü. Çok tedirgindi çünkü bu leydi yun lesin bir cevap istiyordu. Ne yapmalıydı? Akşam olunca leydi yunun dairesine doğru yürümeye başladı. Leydi yuna geldiği haber verildi ve içeri girdiğinde leydin sinirli olduğunu fark etti.

- Cevabın ne? Kabul ediyor musun yoksa sen ve ailen bu gece ölecek mi?

- Ka-kabul ediyorum.

- O zaman bu bitkiyi al ve kralın odasına bırak. Şayet bu bitki işe yaramazsa zehiri deneyeceğiz.

- Peki. Ama ben saray mutfağının bu şe karışacağını sanmıyorum.

- Saray mutfağı başleydisi,başbakan,tören bakanı bizi destekliyor yani korkmanı gerektirecek bir şey yok.

Bu sırada içeri askerler girdi.


prensesin yoluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin