sözlerine değil davranışlarına bakmayı öğrendim

195 10 0
                                    

bugün son bir bölüm daha ekleyeyim dedim:)

Prens hekimin evinden çıkıp askerlerinin yanına gelmişti. Prens evden çıktıktan birkaç dakika sonra imparator gelmişti. Prens şehri daha iyi tanımak için birkaç günlüğüne bir handa kalmaya karar vermişti. Hanın salonunda bir şeyler yerken yan masadan gelen konuşma dikkatini çekmişti.

- Duydun mu batı hükümdar prensesi imparatorun önüne atılıp onu suikastçıdan korumuş.Ama maalesef kendi yaralanmış.

- Neden bunu yapsın ki?

- Duyduğum kadarıyla prensesin gönlü bizim imparatordaymış o yüzden bunu yapmış.

- Ama prenses zaten evli,batı prensi savaş çıkarır.

- Zaten prensesle zorla evlenmiş ve evlilik birlikleri olmamış. Prens ne yapabilir ki?

- Sen nereden biliyorsun onlarla aynı odada mı uyudun be adam?

- Yahu tüm şehir bu dedikoduyla çalkalanıyor. Sence imparator başkasının kadınına bakar mı? Prensesin batı prensine her zaman soğuk davrandığı söyleniyor. Hem onu bunu boşver. İmparator prensesle evlenmek istiyor. Görürsün yakında düğünleri olur.

Prens ellerini sıkmaktan tırnaklarının etine geçtiğini hissetmemişti bile. Ne demek prenses imparatoru korumak istedi? Ne demek imparatoru seviyor? Prensin tepesi atmışken bir anda doktorun söylediklerini düşündü. Prensesi yaralayan kişi de prensin adamı olduğunu söylemişti. Prens askerlerini şehre gidip araştırma yapması için gönderdi. Askerler dönüşte handaki adamın dediklerini tekrarlamıştı sadece. Prens önündeki çay fincanını elinde tutup bir süre düşüncelere dalmıştı. Prens asla prensese zarar vermeyi bile düşünmezken adamın kendi adını vermesi ve prensesin imparatoru koruduğu ile ilgili söylentinin amacını çözemeiyordu. Biri yalandı ya diğeri? Prensesin kendiyle gelmek istememesinin nedeni imparatoru sevmeye başlamasıydı mı? Prens kalbine ok gibi saplanan bu düşünceyi aklından uzaklaştırmaya çalışmıştı. Aklından bu düşünceleri uzaklaştırmak istesede bir türlü olmuyordu. uykusuz bir gecenin ardından prens sabah ilk olarak prensesin bulunduğu evin sokağına gitmişti. Ama dışarıda imparatorun atı ve muhafızlarını görünce kendini ara sokaklardan birine saklayıp imparatorun evden çıkmasını beklemeye başlamıştı. Artık askerleri ve kendisi için beklemenin dayanılmaz olacağı sırada imparator evden çıkmıştı. Prens imparator uzaklaşana kadar beklemiş ve daha sonra yine doktoru görmek istediğini söyleyerek eve girmişti. Doktor onu görünce hiç şaşırmamıştı.

- Yine mi geldiniz? Prenses bugün kendine geldi. onunla konuşabilirsiniz. Ama burada çok uzun kalamazsınız imparator kısa sürede döneceğini söyledi. Yarın 3 günlük süre doluyor ve prensesi saraya götürecek.

- Anladım.

- Beni de başarımdan ötürü saray doktoru ilan etti.

Doktor prensin sözleriyle ilgilenmediğini anlayınca gizli geçidi açtı. Prens gizli kapı açılınca prensesin yanına hızlıca gitmişti.doktorsa hala söyleniyordu.

- Bende neler anlatıyorum. Prens benim kara kaşım kara gözüm için gelecek değil ya!! Neyse şunları beş dakikalığına yalnız bırakayım.

Doktor gizli geçidi kapatıp prens ve prensesi yalnız bırakmıştı. Prenses burnuna dolan özlediği kokuyla gözlerini açmıştı. Her defasında burnuna onun kokusu geliyor ve gözlerini açtığında hiçbir şey göremiyordu. Prensi görünce zoraki gülümsemişti.

- Artık kokunu değil hayalini mi görür oldum.?

Prens prensesin elini elinin içine alıp yarasından dolayı daha da küçülen avcuna özlemle bir öpücük kondurmuştu.

- Hayal değilim. Senin için geldim. Yaralandığını duyunca deliye döndüm.

Prenses prense sıcacık bir gülümseme göndermişti. Az önce imparatorun ve getirdiği adamın söylediklerine zerre inanmamıştı. Prens onu bu denli severken asla zarar veremezdi. Bu büyük ihtimal tuzaktı.

- Jong o adam beni öldürmek için senin tuttuğunu söyledi. Gözleri gerçeği söylüyor gibiydi.

- Prenses ben as...

Prenses avcuyla prensin ağzını kapatmıştı.

- Ona inanamıyorum. Senin beni ne kadar sevdiğini biliyorum. Bana asla zarar vermeyeceğini de gayet iyi biliyorum.

- Prenses o adam vurmak için direk seni mi hedefledi?

- Evet sanırım. Ben görmedim. Uçurtmaları izlerken bir anda vücudumda bir ağrı hissetim ve sonra bayılmışım.

- Anladım. İmparator seni sevdiğini söyledi mi hiç?

- Şeyy.

Prenses gözlerini prensten kaçırıyordu. Prens ellerini yumruk yapmıştı. Prenses prensin sinirlendiğini anlamıştı.

- Bana biraz yaklaşır mısın?

Prens prenesin sözünü dinleyip ondan tarafa doğru eğilmişti. Prenses biraz doğrulup prensin alnına bir öpücük kondurmuştu. Prens için o an durmuştu sanki. Az önce yumruk olan elleri açılmış ve şaşkınlıkla prensese bakmıştı.

- Se-sen az önce ne yaptın bakalım? Tam anlamadım bir daha yapsana!!

- Gayette iyi anladın.

Prens prensese yaklaşıp'' hiçte anlamadım. Dün geceden beridir aklım başımdan gitti. Herkes seninle imparator arasında bir şey olduğunu söylüyor. Kalbim ortadan ikiye ayrılacak gibi oldu. ama kalbim sana söylemese de o da seni seviyor sakin ol dedi sürekli bana. 25 gün daha nasıl dayanacağım. Aklımı kaçırmak üzereyim. Buradan kurtulduktan sonra seni bir saniye bile yanımdan ayırmayacağım. Bana seni seviyorum demene gerek yok. Ben sözlerine değil davranışlarına bakmayı öğrendim.'' Prens son kelimeleri de söyleyip prensesi öpmeye başlamıştı. Bir öksürük sesiyle ikisi de zorda olsa birbirinden ayrılabilmişti. Gelen doktordu.

- Artık gitmelisiniz. İmparatorun gelmesi yakındır.

- Yarın yine geleceğim prensesim.

- Hayır jong artık geri dönmelisin. İmparator seni görürse öldürür. Geçen gelişini de biliyormuş. Şayet seninle gidersem sınırı geçmeden seni öldürür. Söz veriyorum en kısa zamanda buradan kaçmanın bir yolunu bulacağım. Ben kaçarsam yakalansam bile bana zarar vereceğini sanmam.

- Ya seninle zorla evlenirse?

- Ancak cesedimle evlenebilir. Sende sakın yokluğumda başkasına bakma. Yoksa o gözlerini oyarım.

Prens prensesin söylediği sözlerle gülümsemişti. Gülümsemesine rağmen dolu gözlerinden akan yaşlara hakim olamamıştı. Prenses düşen gözyaşı damlalarını parmağının ucuyla silmişti.

- Hadi şimdi git. Söz saraya döndüğümde yanından bir saniye ayrılmayacağım. Hatta ellerimizi iple birbirine bağlamana bile izin vereceğim.

Prens buruk bir gülümsemeyle doktorun evini terk etmişti. Prenses gözlerinden akan yaşlara mani olamıyordu. İçeri giren kişinin bile farkında değildi.


prensesin yoluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin