Prens buruk bir gülümsemeyle doktorun evini terk etmişti. Prenses gözlerinden akan yaşlara mani olamıyordu. İçeri giren kişinin bile farkında değildi.
Ta ki bir eli yanağında hissedene kadar. Başını döndürüp baktığında karşısında imparatoru görmeyi planlamıyordu.
- Neden ağlıyorsun?
- Sarayıma geri dönmek istiyorum.
- Yarın geri döneceğiz zaten merak etme.
İmparator prensesin söylemek istediğini anlamamış gibi davranmanın daha doğru olduğunu düşünüyordu. Aksi takdirde ağlamasına dayanamayıp gitmesine izin verebilirdi.
- Kendi sarayıma gitmeme izin ver.
- Bu konuyu bir daha açma. Buna asla izin vermeyeceğim.
Prensesle imparatorun arasındaki konuşma böylece sona ermişti. Prenses saraya gidene kadar bir daha imparatorla konuşmamıştı. Doktorda saraya onlarla birlikte gelmişti hergün prensesi ziyaret edip yaralarını kontrol ediyordu. Prensesin yemeğini yemediğini gördükçe üzülüyordu.
- Şayet yemek yemezseniz hasta olursunuz ve o zaman prensinize asla kavuşamazsınız.
Bu sözler etkisini çabuk göstermişti. Prenses yemeklerini yiyip, ilaçlarını zamanında almaya başlamıştı. Ama sarayda hapis kalmak moralini bozuyor ve bu da sağlığını etkiliyordu. Doktorun aklına parlak bir fikir gelmişti.
- Prenses prensle mektuplaşmak ister misiniz?
Prensesin gözleri parlamıştı ama bu kısa sürmüştü.
- Buna imkan yok. İmparator odama giren herkesi aratıyor. Yani üzerinizde bir mektup yakalarsa sizi öldürür.
Doktor gülümseyerek prensese bakmıştı.
- O zaman siz de bir resim yapın. Duygularınızı anlatan şifreli bir resim.buna ne dersiniz?
Prenses fikri beğenmişti. Hizmetçilerden gerekli malzemeleri istemişti. Gelen malzemelerle hemen işe koyulmuş ve bir resim yapmaya başlamıştı. Resimde soylu bir adamın elinde kafes içinde bir kuş vardı. Soylu adam etrafı duvarlarla kaplı büyük bir evin bahçesindeydi. Kuş çok sağlıklı pembe ve sarı tüylere sahipti. Prenses aynı evin karşısına bir ev daha çizmişti. Bu evin bahçesinin duvarları ilk evinkinden daha yüksekti.Duvarın üstünde şahin kuşu vardı. Kuş sağlıklı ve güçlü kahverengi tüyleri güneşte parıl parıl parlayarak soylunun elindeki kanarya kuşuna bakıyordu. Kanarya kuşu da ona gözleri parıldayarak bakıyordu. prenses biraz muziplik düşünüp şahinin olduğu bahçeye pembeli mavili başka kanaryalarda çizdi. Hepsi hayranlıkla şahine bakıyordu. Doktor prensesin yaptığı resme kafasını kaşıyarak baktı.
- Prensin sizin ne demek istediğinizi anlayacağını düşünüyor musunuz? Ayrıca gökyüzünde neden 10 tane ay var? Ayın gökyüzünde aldığı şekillerin hepsi var neredeyse hilalden dolunaya kadar. Normalde 8 tane olması gerekmiyor mu? Neden 10 tane var? Hadi onu da geçtim bu adamın elindeki kafesin kapısı neden açık ve adamın evinin neden 3 kapısı var?
Prenses doktorun daha fazla konuşmasına dayamayarak resmi elinden alıp katlamıştı.
- Gönderecek misin yoksa göndermeyecek misin?
- Peki peki göndereceğim bana güvenebilirsiniz.
Doktor resmi prensesin elinden alıp odadan çıkmıştı. Doktor doğrudan imparatorun odasına gitmişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
prensesin yolu
Ficción históricayarı asil olarak doğan kahin bir kız prenses olursa ne olur? peki ya kraliyet ailesi onu kabul edecek mi? neden sürekli hayatı kraliyet ailesi ve veliaht prensle kesişiyor?