kanıt

218 12 6
                                    


Hekim kabın içine biraz su koyup gümüş bir kaşık batırmıştı ama kaşıkta herhangi bir değişiklik olmamıştı.

- Majesteleri bir şeyleri gözden kaçırıyoruz ama neyi?

Müfettiş araya girip konuşmaya başlamıştı.

- Majesteleri o günün aynısını canlandrımazsanız yaptığımız tatbikatın bir anlamı kalmayacak. Lütfen odada hangi hizmetkarlar varsa onlar gelsin. Ne sırayla hangi davranışlarda bulunduysanız yine aynı şekilde tekrarlayın.

- Pekala

İmparator emir vermişti. o gün kimler varsa bura nasılsa o hale getirilecek diye emir vermişti. herkes ne giyiyorsa nasıl davrandıysa öyle davranmıştı. İmparator o günkü gibi yine halsizleştiğini hissetmişti. Yine derisi onu boğuyor gibiydi. Hekim imparatorun kötülendiğini anlayınca hemen müdahale etmişti ama imparatorun bayılmasına engel olamamıştı. İmparator yatağına taşınıp,kıyafetleri açılıp ferahlaması ve o günkü panzehirden getirilmişti. İmparator ancak ertesi gün akşama doğru kendine gelebilmişti. Müfettiş ve hekim imparatoru uyanınca görmeye gelmişlerdi.

- Yine mi beni zehirlediler? Buna nasıl cüret ederler.

- Hayır majesteleri sizi yeniden zehirlemeye cüret edemezler. Eskiden kalan zehirle zehirlendiniz.

- Anlamadım?

Hekim ve müfettişin anlattıklarından sonra imparator şok geçirmişti. Zehrin nerede olduğunu bilmek kimin yaptığını bilmelerini sağlamıyordu maalesef. İmparator ani bir kararla bakanlarını toplamıştı. Amcası ve kızını da toplantıya çağırmıştı. İmparator gülümseyerek bakanlarına bakmıştı.

- Şimdi size çok önemli bir ders vereceğim.

Muhafızlar birkaç hizmetkar getirmişti. İmparatorun önüne gelince diz çöktürmüşlerdi. İmparatorun amcası kendinden emin bir halde imparatora ve hizmetkarlarına bakıyordu.

- Umutsuz bir insana herhangi bir şey yaptıramazsınız. Ya da herhangi bir umudu olan insanlara da istediğiniz herhangi bir şeyi yaptıramazsınız tabi umudu siz vermiyorsanız.

İçeri muhafızların rehberliğinde saray leydileri ve beyleri getirilmişti. Hepsi imparatorun önünde diz çöktrülmüştü. İmparator parmağını şıklattığında içeri bu kez halktan aileler getirilmişti.

- Şimdi size birkez soracağım. Şayet yalan söylerseniz siz ve aileleriniz öldürülecektir. Bu arada bana kanıtta sunmalısınız. Ayrıca sıradan nsanlar olduğunuz için size sadece 10 yıl boyunca sınırda çalışma cezası verilecek. Şayet iyi davranırsanız 10 yılın sonunda özgürlüğünüze kavuşacaksınız. Şayet şimdi hiçbir şey bilmiyorum diye ısrar ederseniz hepinizin canını şuracıkta almak için tereddüt bile etmem buna ailelerinizde dahil.

Hizmetkarların hepsi korkuyla titremiş; birkaç tanesi imparatorun amcasına bakmıştı.imparatorun amcası bile böyle bir şey beklemiyordu. İmparator sabırsızca hizmetkarlara bakmıştı.

- Pekala madem kimse sesini çıkarmıyor o zaman yavaş yavaş birkaç kişi ölebilir. Sanırım kimse ciddi olduğumu düşünmüyor. Muhafızlar!!

- Majesteleri neden bizi suçluyorsunuz? Biz sıradan hiçbir şey bilmeyen zavallı hizmetkarlarız.

Konuşan saray leydisi yuydu. İmparator gülümseyerek ona bakmıştı.

- Madem çok masumsunuz odanızdaki mendil de neden zehir vardı bayan yu?

- Bunu söyleyip sadece sizi suçlamadığımın umarım farkındasınızdır bayan yu. Çünkü bu olayın arkasında yalnızca sizin olduğunuzu düşünmüyorum. Ya şimdi gerçekleri söylerseniz ya da önce sizin ailenizden öldürtmeye başlarım.

Bayan yu kararsız bir şekilde etrafına bakmıştı ama kendisine yardım edecek kendisinden başka kimse olmadığını annesinin başına kılıç dayanınca anlamıştı.

- Evet doğru majesteleri sizi zehirlemek için kıyafterinize zehir dödük. Bu zehir insana deri yoluyla geçebilen bir zehirdi. Hepsini amcanız ayarladı ve tüm suçu hükümdar prensese atıp onu öldürdüler.

İmparator gözlerinde bir ateşle leydi yunu dinliyordu. Amcası ise itiraz edip duruyordu.

- Kesinlikle yalan ben size karşı asla böyle bir şey yapmam majesteleri. Hep yerimde gözü olanların oyunu. Söyle bana bu iftirayı atmak için kimden rüşvet aldın?

Leydi yu başbakanın kendisini suçlamasını yaşlı gözlerle izliyordu.

- Gördün işte hayatta kimseye güvenmemeyi. Eğer bir kanıtın yoksa üzgünüm ama bu suçlamalarını kabul edemem. Yani gerçek suçlu yerine senin hayatını almak zorunda kalacağım ne yazıkki.

- Kanıtım var.


prensesin yoluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin