tuzak

174 8 0
                                    


Doktor resmi prensesin elinden alıp odadan çıkmıştı. Doktor doğrudan imparatorun odasına gitmişti. İmparator odasına giren doktora gülümseyerek bakmıştı.

- Söylediğimi yaptın mı?

- Yaptım majesteleri işte burada. Artık prensesin sağlığı bir süre için düzelir fakat bu yaptığımı yakında öğrenir. O zamanda bir daha asla bana güvenmez

İmparator bir kese çıkarıp doktora atmıştı.

- Bu sana vaddettiğim altınlar.

Doktor gülümeseyerek keseyi kol cebine koyup imparatorun yanından ayrılmıştı. Doktor saraydan çıkıp evine gelmişti. Önce bir hana gidip en iyi yemeklerden yiyip,en güzel içkilerden içip geri evine dönmüştü. Hergün saraya gidip prensesi kontrol ediyor daha sonra da evine dönüyordu.

İmparatorun muhafızları ilk bir hafta onu takip etmişlerdi. Ama artık kimseler onu takip etmiyordu. İmparator onun acı geçmişini de öğrenince iyiden ona güvenmişti. Sonuçta doktorun hiçbir kimseye zararı dokunmamıştı. Tek istediği hastlarıyla ilgilenip, iyilik yapmaktı. Kendisinden aldığı altınları ilk gece handa iyi yemek yemekte daha sonra da hasta ve fakir insanların ihtiyaçları için onlara dağıtmakta kullandığını öğrenince doktoru takip eden muhafızlarına takip etmesine gerek kalmadığını söylemişti. Ama ava giden avlanır misali olmuştu. Çünkü en başından beridir doktor asla imparatorun yanında olmamıştı. Prenses iki ayrı resim yapmıştı. Birinde gökyüzünde 20 ay varken diğerinde 10 ay vardı. Prens doktorun evinden ayrılmadan önce bir nişan vermişti ve casuslarından birinin nerede olduğunu söylemişti. Doktor hasta insanları ziyaret ettiği yerde aynı zamanda prensin casusunu bulup prensesin resmini vermişti. Prensin adamı zaman kaybetmeden hemen aynı gün içinde prensesin mesajını prense iletmişti. Prens resmi eline alınca sevincinden o gün yerinde duramamıştı. Kraliçede prensin ruh değişimini fark etmişti. Prensesle ilgili söylentileri duysa bu kadar mutlu olamayacağına göre prense ne olmuştu? Prensin konağındaki kendisi için çalışan leydisini çağırtmıştı durumu öğrenmek için. leydiden duyduğu şeyler yeterli değildi. Leydi prensin bir resme mutlulukla baktığını söylemişti. Resimde 10 tane ay ve kafes içinde bir kanarya gördüğünü söylemişti. Kraliçe her ne kadar resmi görmese de resmin prensesten geldiğinden şüphelenmişti. Ne olursa olsun o resmi görmeliydi. Prensin konağına gitmeye karar vermişti. Prensin bahçede elinde tuttuğu bir resme bakarak gülümsediğini görünce resmi görebilmek için sessizce arkadan yaklaşmıştı. Ayışığında birazda olsa resmi görebilmeye muhaffak olmuştu. Prensin bir anda dönmesiyle şaşkınlını hiç belli etmeden ona gülümsemişti.

- Sizi buraya ne getirdi kraliçem?

- Bugün çok neşeli olduğunu duydum ve oğlumun gülen yüzünü bende görmek istedim.

- Evet kraliçem çok mutluyum.çünkü prensesten bir mektup aldım.

Prens elindeki resm katlayıp kol cenine koymuştu. Diğer kol cebinden bir mektup çıkarıp kraliçeye uzatmıştı. Kraliçe mektubu okuduğunda şok geçirmişti.

''prensim yarın gece doğu sınır kapısından beni alın. Saraydan kaçmanın bir yolunu buldum. ''

Kraliçe mektubu incelediğinde yazının prensese ait olduğu açıktı ve prensesin imzasını taşıyordu.

- Çok sevindim prensim. Her ne kadar prensesi sevmesem de sizin mutluluğunuz için her şeye katlanırım.

- Teşekkürler kraliçem.

Kraliçe mektubu prense verip sinirle oradan ayrılmıştı. Prens gülümseyerek arkasından bakmıştı. Kraliçe prensin elinde gördüğü resmi düşünüyordu. Hangisi doğruydu? Mektup mu resim mi? Resimde gördüğü kadarıyla 20 tane ay vardı. Aptal hizmetçi büyük ihtimal doğru sayamamıştı. Ya mektupta neyin nesiydi? Prensesin el yazısı olduğundan emindi. ona yazdırdığı ceza yazısından sonra onun el yazısını neredeyse ezberlemişti. Ne yapmalıydı da yarın prensesin gelmesini durdurmalıydı? Ya bu bir tuzaksa? Kraliçe düşünmekten delirmek üzereydi. Ama yapacak başka bir şeyi yoktu. Askerlerine kılık değiştirip yarın doğu kapısına gitmelerini söyledi. Prensesin ne pahasına olursa olsun geri gelmesine engel olacaktı. Prens ise hazırladığı tuzağa kimlerin düşeceğini merakla bekliyordu.

Ertesi gün her şey prensin istediği gibi gitmişti. Kraliçenin bütün adamlarını yakalatmıştı. Prens kraliçenin de önünde adamları sorgulamıştı. Hepsi kraliçenin adamı olduğunu reddetmişlerdi. Prens gülümseyerek adamlara bakmıştı.

- Yani kraliçenin değil imparatorun adamlarısınız?

- Evet.

- Peki o zaman muhafız cho kraliçenin yanındaki muhafızı buraya getir.


prensesin yoluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin