okuyan,yorum yapan ve oylayan arkadaşlara teşekkürler. eskiden her bölüme oy ya da yorum kotası koymuyordum ama ne yazık ki okuyan arkadaşlar oy ya da yorumu nadiren yaptıkları için artık oy ve yorum sınırı koyacağım. inşaallah okurlarım oy verir ve yorum yapar. yorumları illa çok beğenmekle ilgili olmasını beklemiyorum. yani hatalarım varsa yazabilirsiniz. inanın yorumlarınız bizi yazmaya daha çok heveslendiriyor. bu bölüm için 2 oy ve 5 yorum bekliyorum. iyi okumalar.peri^^
Gecenin ilerleyen saatlerinde prens prensesi karşısında görmüştü. Prens hem çok şaşırmış hem de çok mutlu olmuştu. Yaptığı ilk şey hemen prensese sarılmıştı. İçine sokmak istercesine sarılıyordu. Prensesi kendinden biraz uzaklaştırıp yüzüne bakmış ve telaşla konuşmaya başlamıştı.
- Neden imparator chiye gittiğini biliyorum.sana sinirli değilim. Yeniden bana geldiğin için o kadar mutluyum ki. Sen gidince aklımı kaçıracağımı sandım.
Prens sözlerini durdurmak zorunda kalmıştı. Çünkü prenses ağlayarak prensin yüzüne dokunmuştu.
- Artık ağlama söz veriyorum hem insanlarımı hem de seni koruyacağım.
- Ben gelmedim
- Prenses ne diyorsun?!! Buradasın yanımda.
- Fark etmiyor musun? Biz rüyadayız. Enerjimi kullanıp rüyana geldim. Çünkü kalbinin çok kırık olduğunu biliyorum.
- Hayır değil. Biliyorum ki prenses benim ve ülkemiz için kendini feda etti.
- Prensim.(prensesin gözlerinden istemsiz gözyaşları dökülüyordu. Prensi üzmemek için ağlamasını durdurmak istiyordu ama kendine hakim olamıyordu. )
- Şşşş ağlama prensesim. Seni almak için elimden geleni yapacağım. En kısa zamanda buluşacağız. Şimdi bu benim rüyam mı yoksa gerçek bir rüya mı? Yani seninle gerçekten konuşabiliyor muyum?
- Evet. Chi imparatorluğunda bir kitap buldum. Daha doğrusu oradaki kahinin odasına girdiğimde buldum. Bu kitapta yazıyordu nasıl istediğin kişinin rüyasına girebileceğin. Ve işte buradayım. Her gece rüyana geleceğim prensim ve seni sevdiğimi unutma.
- Seni muhakkak almaya geleceğim prensesim.
- Sakın gelme. Benden uzakta da olsa yaşadığını bilmek bana yetiyor.
- Sujin
- Prensim lütfen gelme. Sadece rüyalarda buluşalım.
Prens prensesin yanağındaki yaşları başparmaklarıyla silip gözlerinin üstüne öpücük kondurmuştu.
- Ağlama. Sen ağladıkça benim kalbim yanıyor.
- Söz ver gelmeyeceğine.
- Söz veriyorum. Rüyada bile olsa buluşmak bana yeter. İmparator chi seni üzüyor mu?
- Merak etme bana çok iyi davranıyor.
- Buna sevinsem mi üzülsem mi bilemedim.
- Birgün buluşacağız. Şimdi uyanmalıyız.
Prensesin sözlerinden sonra her ikiside uyanmış ve göz yaşlarına boğulmuşlardı.prenses o geceden sonra her gece prensle rüyasında buluşmuştu ama çok dikkat çeken bir hal almaya başlamıştı bu durum çünkü ikisi de birbirlerine doyamadıkları için saatlerce uyku da kalıyorlardı. Prenses ve prens sadece fizyolojik ihtiyaçları için uyanıyor ve günün 18 saati uyumaya devam ediyorlardı.
Chi imparatoru artık bu duruma kızmaya başlamıştı. kızdığı nokta prensesin uyuması değil anlam veremediği şekilde prensesin mutlu olmasıydı. Prensten bahsederkenki pırıltılar vardı gözlerinde ve son bir aydır prenses hep bu haldeydi.
Prenses ve prens gerçek dünya da elde edemedikleri hayatı rüyalarında yaşıyorlardı. Birlikte yemek yapıyor,uyuyor, piknik yapıyor,çayırlarda özgürce dolaşıyor ve bu durumda kimse onları kimse rahatsız edemiyordu. Takii chi imparatorunun sabrının sonuna gelinceye kadar..
Aynı durum hükümdar prensin sarayında da olduğunu anlayınca kahine gidip durumu araştırmaya karar vermişti. kahin durumu araştırıp ertesi gün imparatora haber vereceğini söylemişti. Prenses kahinin güçlerini her ne kadar mühürlemiş olsa da kahin kötü güçleri kullanmayı bildiği için güçlerini bir ay içinde hızla geri almıştı. Prensesin hizmetkarlarından prensesin birkaç tel saçını istemişti. Yaptığı karışımın içine saç telinide ekleyip yanan tütsünün içine bırakmıştı.
Prenses prensin dizlerinde uzanmış onu izliyordu. Prens eğilip prensesin dudaklarına özlem dolu bir öpücük kondurmuştu.
- Seni çok özledim. Yanıma dönmeni istiyorum ama sen yine kabul etmeyeceksin.
- Prensim lütfen
- Prensesim gör artık günden güne ikimizde eriyoruz. Eğer burada da buluşamasak aklımı kaybedeceğim diye korkuyorum.
- Savaş çıkmasın diye buradayım. Sana bir şey olmasın diye buradayım.sen ölürsen yaşar mıyım sanıyorsun? Lütfen biraz daha düşünelim.
- O pislik sana bir şey yapmayı deniyor mu?
- Hayır prensim rahat ol. Bana yaklaşmıyor bile.
- Prensesim yüzün küçüldü lütfen yemeklerini ye.
- Peki yiyeceğim ama sen de yemelisin.
- Peki peki küçük hanım.
- Jong ben ciddiyim her bana üzüldüğünde yemeği kesersen hasta olursun. O yüzden bana üzüldüğünde daha fazla yemek ye ki beni almak için daha güçlü ol. Söz ver bana.
- Peki
- Sadece peki deme gerçekten söz ver. Öldüğümü duysan bile,benden nefret etsen bile asla hayatını yaşamaktan vazgeçme.
- Sujin o ne demek? Sakın bana ölmeyi düşündüğünü söyleme.sen ölürsen ben yaşar mıyım sanıyorsun?
- Biliyorum inatçı prensim. Lafın gelişi söyledim. Ama geleceğin ne getireceğini bilemeyiz.
Prenses sinsi bakışları ya da gelecekte ne olacağını hissetmiş gibi prensi tembihleyip duruyordu. Prenses uyandığında içinde bir huzursuzluk vardı. Sanki zihni dün gece çok yorulmuştu. Prensle olan buluşmasının ardından babasının hazırladığı bir ilacı içtiği bir rüya görmüştü.
Kahin imparatorun yanına gidip planını anlatmış ve imparatorda kabul etmişti. imparator prensesin kalbini kıracağını bile isteye bu planı kabul etmişti ama bilmiyordu ki asıl kırdığı kendi kalbiydi.
Prenses kendine getirilen yemekleri yemişti. Odasına gitmek için ayağa kalktığı sırada sendelemeye başlamıştı. imparator prensesi omuzlarından tutup kucağına almıştı. Prensesinse çoktan gözleri kapanmış ve kendini çok acıtacak rüyanın kollarına kendini bırakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
prensesin yolu
Ficción históricayarı asil olarak doğan kahin bir kız prenses olursa ne olur? peki ya kraliyet ailesi onu kabul edecek mi? neden sürekli hayatı kraliyet ailesi ve veliaht prensle kesişiyor?