- Hayır değiştirmedim majesteleri hala aynı düşünüyorum
Başbakan ayağa kalkarak kararlı bir şekilde prense bakmıştı.
- Kararınız nedir prensim?
- Kararım kızınızla evlenmeyi kabul ediyorum. Şamana 10 gün içinde evlilik için en iyi günü soracağım.
- Teşekkür ederim majesteleri.
- Sözümü henüz bitirmedim. Sizde buna karşılık vergilerinizi %50 oranına çıkaracaksınız ve ayrıca kölelerinizin yarısını özgür bırakacaksınız.
- Ama majesteleri bu asla olamaz.
- Siz bilirsiniz başbakan. Dün gece size gördüğüm bir rüya var önce ou anlatayım isterseniz. Rüyamda siz ve bakanları gördüm. Ming krallığından fazladan vergi almışsınız ve bundan benim haberim yokmuş. Hatta kim ne kadar alıyorsa bir deftere kayıt ediyormuşsunuz.
Başbakan ve tüm bakanlar yarı korkulu yarı meraklı gözlerle prensi dinliyorlardı. Prens elindeki defteri tahtının kenarındaki tahtaya hızlıca vurunca tüm bakanlar ve başbakan yere diz çökmüştü.
- Ama neyseki hepsi bir rüyaydı. Başbakan ve bakanlarım böyle şeyler yapmazlar. Benim ne kızacağımı ve ne pahasına mal olursa olsun hepsini en ağır şekilde cezalandıracağımı bilirler.
Başbakan ve bakanların dizlerinin bağı çözülmüşve titriyorlardı.
- Yani şimdi cevabınız hayır mı başbakan? Ülkemizin refahı için %50 vergi ödemeyecek misiniz?
- Buna cesaret edemeyiz majesteleri.siz kızım suyangla evlenmeyi kabul ettiniz ve shi ailesine önem verdiğinizi gösterdiniz bizde %50 vergi vereceğiz.
- Ama ticaret yapan adamlarınız fiyatları yükseltmeyecek.
- Emredersiniz majesteleri.
Başbakan ve bakanlar etekleri tutuşarak toplantıdan sonra saraydan ayrılmışlardı. Başbakan prensin elindeki defteri tanımıştı. Ama hile olabileceğiniz düşünüp konutuna gitmişti. Odasındaki gizli dolabı açmıştı ama prensten gizli topladığı vergilerin yazılı olduğu defter yoktu. Başbakan bitmiş bir halde yere çökmüştü. Demek ki prens her şeyi biliyordu. Bu yüzden bu kadar rahattı. Ama neden kızıyla evlenmeyi kabul etmişti ki? Gerçi kendini ve tüm bakanları cezalandırırsa o zaman ülkede bir kaos olurdu. Başbakan böyle düşünerek biraz olsun kendini rahatlatmıştı. Ama yinede o defteri almalıydı. Aksi takdirde birgün kendisini cezalandırabilirdi. Önce kızıyla evlenmeliydi. Daha sonra suyangla birlikte bir yolunu bulup o defteri alacağına inanıyordu.
Prens odasında sakince çayını içerken içeri muhafızı girmişti.
- Dün gece yaptıkların için teşekkürler. Şimdi başbakan ve bakanların paçaları tutuştu.
- Neden onları cezalandırmadınız?
- Çünkü shi ailesinin ve bakanların gücünü sende gördün. Her şey bir anda olmaz. Yavaş yavaş her şey olacak.
- Prenses düğünü duyduğunda asla buraya dönmeyecek. Chi imparatoruyla evlenmeyi bile kabul edebilir. Sizde mutlu mesut suyangla yaşarsınız artık.
- Muhafız mısın yoksa asil filan mısın? Prensinle nasıl böyle konuşursun?
- Hiçbiri değilim fakat ben de prensesi tanıyorsam düğün gecenizde buraya gelip ikinizin de saçını başını yolar. Size de dünyayı zindan edip chi imparatorluğuna geri döner.
- O bir gelsin bakalım onu bir saniye yanımdan ayıracak mıyım?
- Aklınızda bir şey var değil mi? O yüzden bu kadar rahatsınız.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
prensesin yolu
Historical Fictionyarı asil olarak doğan kahin bir kız prenses olursa ne olur? peki ya kraliyet ailesi onu kabul edecek mi? neden sürekli hayatı kraliyet ailesi ve veliaht prensle kesişiyor?