Bölüm 28

67 5 0
                                    


Prens doğu kapısından çıkan kalabalığa dalgınlıkla izliyordu. Eğer prensesi bulursa onu kendine zincirle bağlayacak ve hatası için defalarca özür dileyecekti. Prenses arkasını döndüğünde duyduğu sesle irkilmişti. Kalabalıkta tanıdık bir çift göz görmesi içinde bulunduğu dalgınlıktan prensi çekip almıştı.Oydu işte sevdiği bir çift göz gözyaşlarıyla dolu bir şekilde ona bakıyordu. kendine geldiğinde sujinin adını bağırmaya başlamıştı.

- Sujinnnnn!!!!

Prenses arkasını dönüp baktığında prensin ona doğru bakıp bağırdığını görmüştü. Büyülü saç tokası muhafızlarda işe yaramasına rağmen prenste işe yaramamıştı. Prensin kale duvarlarından kaybolmasıyla prenses anlamıştı ki prensin kale surlarından inip kendine geleceğini. Muhafızlara atlara binip hızlıca buradan uzaklaşması gerektiğini söylemişti. Muhafızlarda durumu anlayıp atlara binip,prensesle beraber dörtnala ilerlemeye başlamışlardı. Prenste arkalarında askerleriyle onları kovalıyordu. Prenses rüzgarda gözyaşlarıyla beraber prenside geri bırakıyordu. Kaderlerinde birlikte olmak en başından beridir yoktu zaten. Bunu kabullenmeliydi ve onun sağlıklı yaşaması için elinden geleni yapmalıydı.

Prens saatlerce onu kovalamıştı. Muhafızların bir kısmı ormanlık alana gelince prens ve adamlarını durdurmak için geride kalmıştı.

- Sakın prense zarar vermeyin.

- Merak etmeyin prenses amacımız prense zarar vermek değil size yetişmesini önlemek.

Prenses ve muhafızlar oradan uzaklaştıktan sonra birkaç dakika sonra prens ve adamları görünmüştü. Muhafızlar önce onları durdurmak için kılıçla savaşmışlar daha sonra ise atlarına binerek prens ve adamlarını yanlış yöne çekmeye çalışmışlardı ama prens bu hileye kanmayıp prenses ve diğer muhafızların gittiği yoldan gitmişti. Prensin adamları da muhafızları kovalamıştı. Prenses ve muhafızlar sonunda chi imparatorluğunun batı kapısına çok yaklaşmışlardı. Prenses tam kapısından girerken prensin sesini duymuştu.

- Sujinnnnn!!!

Muhafızlar surların yanındaki askerlere ellerindeki kırmızı mührü gösterip içeri girmişler ve daha sonra muhafızlara emir verip batı kapısının kapanmasını sağlamışlardı. Prens batı kapısına geldiğinde kapı çoktan kapanmıştı. Belki de sur duvarlarındaki askerler kendisine ok fırlatıp öldürebilirdi ama prens bunu hiç önemsemeden atından inip kapıyı yumruklamaya başlamıştı bile.

- Sujin lütfen dön. Yemin ederim senden başka kimseye bakmadım. O sadece bir şakaydı.

Prens aynı kelimeleri tekrarlarken prenses kapının diğer tarafında diz çökmüş ağlıyordu. Onu kurtarmanın tek yolu buydu ne yazık ki!! Acı vermeliydi ki prens ondan vazgeçip sağlıklı bir şekilde hayatına devam edebilmeliydi.

- Prenses saraya gitmeliyiz.

- Hayır prens gidene kadar gelmeyeceğim. Sakın ona zarar vermeye kalkışmayın.

- Ama imparator sizi bekliyor.

- O buradan sağ salim gitmeden asla buradan ayrılmayacağım. İmparator beni çok görmek istiyorsa buraya gelsin o zaman.

Muhafızlar prensesi ikna edemeyeceğini anlayınca saraya bir haberci göndermeye karar vermişlerdi.

Prens akşama kadar batı sınır kapısını yumruklamıştı. Biri kapının dışında biri de içyüzünde acı içindeydi. Prenses ona bu kadar acı verdiği için kendinden nefret etmişti. Prens ise yaptığı şaka yüzünden kendinden nefret ediyordu.

Bu arada haberci saraya ulaşmış ve imparatora prensesin batı sınır kapısında kaldığını ve prens gidene kadar gelmeyeceğini bildirmişti. İmparator da prenses kendine gelmiyorsa ona gitme kararı almıştı. Sabaha karşı imparator batı kapısına ulaşmıştı . prensesin batı kapısının önünde yere oturmuş halini görünce önce onun yanına gitmek istemişti ama başmuhafızın sözleri imparatoru durdurmuştu.

- Şayet şu an prensesin yanına giderseniz asla sizinle gelmez. Hatta birbirinizin kalbini bile kırabilirsiniz. Majesteleri siz burada olacakları bekleyin lütfen.

Sabah olmuştu ama gökyüzü de bu iki aşığın yaslı halinden etkilenmiş gibiydi. Gri ve siyah bulutlar gökyüzünü kaplamıştı. Prensin sesi dakika dakika gücü gibi zayıflıyordu. Yağmur çiselemeye başladığı zaman prensesin içini prensin hasta olacağı korkusu yerleşmişti. Zaten dünden beridir tek lokma yemeden,gece ayazını da açık havada çekmişti. Eğer şimdi de ıslanırsa prens büyük ihtimal hasta olacaktı. Prenses kapıdan güç alarak yavaşça oturduğu yerden kalkmıştı. Kararını vermişti. muhafızlara kapıyı açmasını söylemişti.

prensesin yoluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin