prensesin yolu

Bölüm 33

Söz verdiğim bu bölüm geç geldi kusura bakmayın. Aslında dün yükleyecektim ama çok az kısımını yazabilmiştim. Dün yetiştiremedim. 3 oy ve 10 yorum kotası koyuyorum. Umarım kısa zamanda yorumlarınızı oylarınızı görürüm^^

Sujin prensesin dudaklarına küçük bir öpücük kondurup daireden çıkmıştı. Aslında prens sadece sujini az üzüp sonra ona sıkıca sarılmayı düşünmüştü ama işlerin geldiği noktada ise ilişkilerini resmen bitirmişti. Prens bir eli dudaklarında odanın kapısından çıkıp sujinin arkasından koşmuş ama onu bir türlü bulamamıştı. Muhafızlar tüm hükümdarlık konutlarını aradıları halde prensesi kimseler bulamamıştı. Prens kiraz çiçeğinin altına diz çöküp başını kollarının arasına aldığı sırada önünde pembe çiçekli bir elbisenin eteği belirmişti. Başını kaldırdığında karşısında tekrar prensesi görmeyi beklemiyordu. Prens doğrultuğunda prenses sıkıca prense sarılmış ve kulağına''beni unut'' demişti.

Prens kulağına gelen rüzgar uğultusuyla kendine gelmişti. Prens birkaç kez gözlerini kırpmış ve odasından dışarı çıkmıştı. Koşarak prensesi en son gördüğü ağacın altına gelmişti. Prens dizlerinin bağı boşanmış bir şekilde kiraz ağacının dibine diz çökmüştü.

-kirli dünya her şey kirli. Herkes kötü herkes. Asla kimseye güvenme

Prens aynı sözleri sesi kısılana kadar tekrar etmişti. aslında kalbi hala prensese güveniyordu. Bu yüzden kendinden bile nefret ediyordu. O günde ertesi günde prens için aynıydı. Kraliçe planı için artık zamanın geldiğini düşünüyordu. Kraliçe hafıza kaybettiren hapı kullanmayı istiyordu. Bu daha önceki kral zamanında yasaklanmıştı. Eski kral böyle tehlikeli bir tıbbi bir malzemenin varlığını bilen kötü insanlar onu kötü emelleri için kullabilir ve bu durumdan masum insanlar hatta ülkeler zarar görebilirdi. Kral daha önce bu konuda bir şey bilen herkesi bizzat öldürmüştü. Tabii onu gölge gibi takip eden kraliçeyi hesaba katmamıştı. Hapı bilen birkaç kişiyi ele geçirmiş ve o bilim adamlarına formülü yazdırmış ve sonra hepsini öldürmüştü. Bu hap o zamanlar kraliçenin birkaç kez işine yaramıştı. En güvendiği adama yani muhafızlarının komutanına formülü vermişti. muhafızlar komutanının zamanında hayatını kurtarmıştı. Muhafızlar komutanı zamanında çok zulme uğramış;ailesi katledilmişti. Eski bşr bilim adamıydı ama tüm ailesi öldürülünce kendini dövüş,kılıç eğitimi konusunda geliştirmişti. Daha sonra orduya katılmıştı. Tek amacı ailesini katletenleri öldürmekti. Tam bu sırada olağanüstü kılıç yeteneği dolayısıyla kraliçenin dikkatini çekmişti. Kralçe onun geçmişini araştırmış ve ailesi soylular tarafından katlediliğini öğrenmişti. Kraliçe onu muhafızlar komutanı olarak atamış ve intikamını almasına izin vermişti. o günden sonra muhafızlar komutanı yang daima krliçeye bağlı olmuştu. Her konuda sorgusuz sualsiz kraliçe ne istediyse yapmıştı. Yine aynı ilacı kullanmaktan çekinmeyi düşünmüyordu. Ya prens onu dinleyen itaatkar bir prens olacaktı ya da sonuçlarına katlanacaktı. Elbetteki kendi biricik oğlunun canını almak gibi bir planı yoktu. Yoksa tahtını nasıl koruyobilirdi? Hoş prens bir veliaht atamıştı. Kim ailesinin torunu şu an veliaht prenslik konumunu dolduruyordu ama kraliçe bu durumdan oldukça rahatsızdı. Sonuçta kendi soylu ailesinden bile değildi. Ne yani o çocuğu öylece kabullenecek miydi? Hele bir planları işlesn ve yeni veliaht prens doğsun o zaman işte o zaman dünyanın biricik sahibi olacaktı.

Prens bir sabah uyandığında yanında yatan kadına dikkatlice bakmış ama tanıyamamıştı. Bu kimdi ? ve neden kendi yatağında uyuyordu?prens bir kadını dürtmenin uygunsuz bir şey olduğunu düşünerek giyinmeye gitmiş ve geldiğinde kızın hala yatağında uyuduğu görünce yavaşça sabrının taştığını hissemişti. Prens yerdeki çalışma masasının önündeki mindere çökmüştü. Dün geceyi hatırlamayı çalışıyordu. Normalde hemen muhafızları çağırıp bu kadındı sorgulardı ama kadının rahatça yanında yatması yüzünden annesi tarafından gönderilmiş olabileceğini düşünüyordu. Çeyrek tütsü yanacak(yaklaşık yarım saat) bekledikten sonra en sonunda sabrını kaybetmiş ve muhafızlar komutanını çağırmıştı. Yatağında yatanın kim olduğunu sorunca muhafzılar komutanı şaşkınlıkla prense bakmıştı.