Gecikme için özür dilerim. Ama sanırım bu bölüm kızgınlığınızı alabilir. Ayıptır söylemesi kendisi en sevdiğim bölüm oluyor da :D
_______________________________
Ne yapacağımı bilemeyip odamda tur atıp duruyordum. Neyi düşüneceğimi şaşırmıştım. Serhat'la resmen öpüşmüştük. O an aklıma geldikçe deliriyorum. Ki eğer anlattıkları doğruysa onu ben öpmüş oluyorum. Bu berbat bir şey. Kendimi Murat'ı aldatmış gibi hissediyorum. Bir kaza olsa da sonuçta dudaklarımız değdi mi değdi. Of! Bir de itiraf meselesi var tabi. Serhat benden hoşlandığını itiraf etti. Şimdi ben gidip hiç bir şey olmamış gibi davranamam. Eminim ki o da davranamaz. Ama aynı çatının altında yaşıyoruz. Birbirimizden ne kadar kaçabiliriz ki? Bu ikimiz için de zor olacak.
Ah be Serhat! Neden itiraf ettin ki? Sen benim bildiğimi bilmezken ben bir şekilde idare ediyordum. Ama şimdi...
Acaba Murat'a söylemem gerekiyor mu? Eğer söylersem elinde olmadan abisinden soğuyacak. Söylemezsem de bir şekilde öğrendiği zaman daha fazla sinirlenecek. Yok ya. Sadece Serhat ve ben biliyorum. Ben söylemezsem Serhat da söylemezse hiç bir zaman öğrenemez. İkimizin arasında bir sır olarak kalır. Hem söylersem benim bu evde kalmama izin vermez. Başka kalacak yerim de olmadığı için para gerekir. Ve ben para konusunda Murat'ı zorlamayı hiç istemiyorum. Bu yüzden en iyisi söylememek.
Yarın okula gittiğimde kesinlikle Ceren'e de fikrini sormam lazım. Birileriyle dertleşmek iyi gelebilir. Ama önce Serhat'la konuşup Murat'a söylememesini istemem gerek.
Cesaretimi toplayıp kapıya yöneldim. Tam çıkacakken gözüm masamın üstündeki saate takıldı. Saat 02.34. Ne! Hangi ara saat bu kadar ilerledi ki. Şimdi bu saatte konuşamam.Kesin çoktan uyumuştur. Gidip uyandıracak değilim ya. Artık sabah konuşmam gerekecek.
Sanki saati görünce yorgunluğumu hissetmeye başlamıştım. Saçımı tepeden topuz yaptım. Pijamalarımı bile giymeye üşenerek yorganın altına girdim. Şu an tek istediğim tekrar düşüncelere dalmadan uyuyabilmekti. Neyseki istediğim gibi on dakika sonra kendimi uykunun kollarında buldum.
***
İlk defa kabussuz bir gece geçirmenin verdiği mutlulukla kendimi çok iyi hissediyordum. Aklıma dünkü olaylar gelince sanki biri içimden hayat enerjimi söküp aldı. Serhat'la konuşmam gerekiyordu. Bunun için gerekli olan cesaret ne yazık ki şu an bende bulunmuyor. Bu konuşmayı akşama saklamak en iyisi olacak.
Banyoya gidip geldikten sonra okul formalarımı giydim. Rimel ve dudak parlatıcı sürerek saçlarımı yandan atkuyruğu yaptım. Sonra da ördüm. Bu model her zaman çok hoşuma gitmiştir. Zaten çoğu kişi de bana yakıştığını söyler. Çantamı kapatıp odamdam çıktım.
Tabi ki yine her zamanki şanssızlığım kendini göstermişti. Ben tam çıktığımda Serhat da odasından çıktı. İkimiz de birbirimizin yüzüne bakamıyorduk. Burada akşama kadar dikilemeyeceğimizi bildiğimden sessizce "Günaydın" dedim. İlk benim konuşmam ona kolaylık vermiş olacak ki rahatlamış gözüküyordu. O da aynı benim gibi sessizce "Günaydın" dedi.
Ben zorla da olsa gülümsedikten sonra gitmek için hamle yaptım.Birden Serhat bileğimden tuttu ve yine sessizce "Buse" dedi. Bir ona bir de bileğimdeki eline baktım. Bakışlarım onu rahatsız etmiş olmalı ki hemen elini çekti. Yüzüne soru soran gözlerle baktım. Derin bir nefes alıp "Biraz konuşabilir miyiz?" dedi.
Sanırım benim akşama ertelediğim konuşmayı şimdi yapmamız gerekiyordu. Olur anlamında kafamı salladım. Kolunu açarak geçmemi bekledi. Hafifçe gülümseyerek salona doğru ilerledim. Üçlu koltuğun kenarına oturarak çantamı yanıma koydum. Serhat gelip başka yer yokmuş gibi benim oturduğum koltuğun diğer kenarına oturup bana döndü. O benim yüzüme bakarken ben kucağımdaki ellerime bakıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Şehir, Yeni Hayat
Ficțiune adolescențiİki kişi arasında kalmak...Nasıl bir duygudur az çok bilirsiniz. Peki bu iki kişi kardeş olursa... ### "Geç kaldık galiba. Zaten ben öylesine söylemiştim.Sen ciddiye alıp buraya geldin." dedim. Tam arkamı dönüyordum ki Murat'ın sesiyle i...