Rezillik diz boyu

4.4K 183 13
                                    

Kampım biter, eve gelip interneti açar açmaz yeni bölüm yazıyorum.Kamp boyunca siz canım okuyucularımı düşündüm.O yüzden yazar yazmaz paylaşayağım.Sizleri çok seviyorum.Umarım beğenirsiniz.

***

Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.Ağlarsam Murat'a açıklama yapmam gerekirdi ve cidden bu şu an isteyeceğim en son şey.

Serhat bizim sevgili olduğumuzu anladı.Haliyle de şu an çok üzülmüş olmalı.Umarım onunla oynadığımı düşünmüyordur.Ben gerçekten onun duygularıyla oynamış olmayı hiç istemem.Onu seviyorum.Bu doğru.Ama onun beni sevdiği anlamda değil.Sadece arkadaş belki abi olarak.Kesinlikle ona aşık değilim.Fakat o bana aşık.Bunu kendi söyledi.Hem de benim onu duymadığımı bile bile.Sadece içinden geçenleri söyledi bana.Ama ben duydum.Keşke uyandığımı belli edip onun konuşmasını engelleseydim.Keşke beni sevdiğini hiç öğrenmeseydim.O zaman bu kadar üzülmezdim.

Tahminimce bu aralar beni sevdiğini bana söyleme alıştırmaları yapıyordu.Belki de bugün eve neşeyle gelip bana her şeyi anlatacaktı.Ama ben ne yaptım?Onun gözünün önünde kardeşini öptüm.Bütün duygularını darmaduman ettim.Hevesini kaçırdım.Belki de benden nefret etmesini sağladım.Of Buse ya!Neden her şeyi eline yüzüne bulaştırmak zorundasın ki!

"Hoşgeldin abi.Sanırım öğrenmiş oldun.Evet biz Buse'yle sevgiliyiz.Bunu sana daha önceden söylemek isterdim.Ama söyleyemedim."

Tabi ki Murat abisinin beni sevdiğini bilmediği için gözünü bile kırpmadan her şeyi söyledi.Bense Serhat'ın yüzündeki perişan ifadeyi görmemek için başımı yere eğdim.Çünkü onu bu halde görmeye alışık değilim.O benim yanımda hep neşeli hep güler yüzlü olmuştur.Ama şu an fazlasıyla üzgün ve en kötüsü ağlıyor.Birilerinin benim için ağlamasına dayanamam.Hele ki bu beni seven birisiyse.

"Çok sevindim.Umarım hiç ayrılmazsınız.Bu arada kusura bakmayın ben böldüm galiba siz devam edin"

Serhat bu içimi yakan cümleleri söyleyip odasına gitti.Sesi o kadar çaresiz çıkmıştı ki.Üstelik bakmaya ne kadar korksam da arada ona baktığımda bana baktığını görmüştüm."Umarım hiç ayrılmazsınız" derken sesinin ne kadar ağlamaklı çıktığını söylememe gerek yok herhalde.

"Bir şey mi oldu sevgilim.Yüzün kireç gibi"

Murat'ın sorusuyla dikkatimi ona vermeye çalıştım.Her şeyden habersiz öylece oturuyordu.Abisinin öğrenmesiyle üzerinden yük kalktığını düşünüyordur muhtemelen.

"Yoo, yok bir şey.Ben bir yüzümü yıkayayım." diyerek odadan çıktım.Kendimi banyoya atar atmaz lanet gözyaşlarımı serbest bıraktım.Böyle olmak zorunda mıydı?Ben iki kardeşin arasında kalmak zorunda mıydım?Serhat bizi o halde görmek zorunda mıydı?Hayatım bu kadar boktan olmak zorunda mıydı?

Hayır lanet olsun hayır!Hiç biri olmak zorunda değildi.Hepsi benim suçum.Benim hiç bir şeyi beceremememin sonucu.Onların hayatını da mahvediyorum.Serhat yeterince üzüldü.Eninde sonunda bunu Murat da öğrenecek ve ben iki kardeşin arasını bozmuş olacağım.Keşke hayatlarına hiç girmemiş olsaydım.Keşke o araba bana çarpsaydı da ölseydim.Murat beni hiç kurtarmamış olsaydı.Onunla hiç öpüşmemiş olsaydım...

Keşkelerimi sıralamaya devam ederken banyonun kapısı tıklatıldı.Ardından da Murat'ın endişeli sesi geldi kulağıma.Şu an kimseyle konuşmak istemiyordum.Hele de Murat'la.Çünkü biliyorum ki biri bana sarılırsa hüngür hüngür ağlamaya başlarım ve her şeyi anlatıveririm.

Yeni Şehir, Yeni HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin