Gecikme için çok çok çok çok özür dilerim. Lütfen bana kızmayın. Sizi seviyorum :*
___________________________________
__SERHAT__
Ayağımın bir şeye çarpmasıyla zorlanarak gözlerimi açtım. İlk başta etrafa sonra da ayağımın çarptığı şeye baktım. Buse? Onun burada ne işi var? Benim ayaklarımın dibinde uyuya kalmış. Aslında şu an onu uyandırıp odasına gitmesini söylemem gerekiyor. Ama ben durmuş onun uyurken daha fazla artan güzelliğini seyrediyorum.
Eğer arada kardeşim olmasaydı Buse'yle aramda çok güzel şeyler olabilirdi. Sevgili olurduk, cok mutlu olurduk. Hem aynı evde yaşadığımız için hep birlikte olurduk. Bir sürü anımız olurdu. Kendimi ne kadar engellemeye çalışsam da bu güzel hayalleri kurmaktan vazgeçemiyorum. Onu her gördüğümde hayallerimin gerçek olmasını umuyorum. Ona alıştığımı söylesem de ben onu unutamıyorum. Başka kızlarla konuşurken kendimi suçlu hissediyorum. Onun da bu durumun farkında olduğunu biliyorum. Benim yanımda Murat'tan uzak durmaya çalışıyor. Sırf benim yüzümden aralarının bozulmasını istemem. Daha doğrusu benim yüzümden Buse'nin mutsuz olmasına dayanamam.
Boynunun ağrıyabilme ihtimalini fark edince onu uyandırmaya karar verdim. Ama sonra vazgeçtim. O güzel uykusundan uyanmasını istemiyordum. Ayağa kalkarak ona yaklaştım. Ağrıyan elime aldırmadan onu kucağıma aldım. Kokusunun içime çeke çeke odasına götürdüm. Ayağımla kapıyı açarak içeri girdim. Yavaşça yatağına bıraktım. Yorganını düzelterek yanına oturdum.
Elimin ağrısı şiddetlenmişti. Sanki elime milyonlarca iğne batırıyorlarmış gibi hissediyordum. Ağzımdan inilti çıkmaması için dişlerimi sıkmaya başladım. Acı dayanılmaz bir hal almaya başlayınca hemen odadan çıkıp banyoya koştum. Ses çıkarıp Buse'yi uyandırmak istemiyordum. Dişlerimi daha fazla sıktım. Kapalı ağzımdan ara sıra inilti kaçıyordu.
Yaranın ne halde olduğuna bakmak için sargıyı açmaya karar verdim. Beyaz bez yavaş yavaş kırmızıya dönüyordu. Elimi tamamen açtığımda dikişin birazının patlamış olduğunu gördüm. Ne kadar endişelensem de şu anda yapacak bir şey yoktu. Sabaha kadar acıya katlanmam gerekiyordu.
Buse elimin bu halini görünce onu taşıdığım için bir ton laf edecekti. Üzüldüğüm tek şey onun endişelenecek olmasıydı. Yoksa bana istediği kadar bağırsa da sesimi çıkarmaz ömür boyu onu dinleyebilirdim. Sesiyle huzur bulurdum çünkü. Hatta acımı bile unuttururdu.
Ama şu an acımı unutturacak bir şey yok. Sadece kanamayı durdurmam gerekiyor. Sağlam elimpe dolapları karıştırmaya başladım. Bir bez bulmam gerekiyordu. En son alttaki dolapta bulduğum temizlik bezini aldım. Elimdeki kanı gelişigüzel sildim. Bezi elime sararak sıktım. Sıktıkça daha çok acıyordu. Ama kan kaybetmekten iyiydi.
Elimi hissetmemeye çalışarak odama döndüm. Yastığımı alarak yatağın ayak ucuna koydum. Çünkü burada Buse yatmıştı ve kokusunu bırakmıştı. Yavaşça yatağa yerleşerek yorganımı üstüme çektim. Tam tahmin ettiğim gibi aynı o kokuyordu. Mis gibi kokusunu içime çektim. Uyku beni esir alırken son hatırladığım şey sadece kokusunun bile acımı unutturabilmiş olmasıydı.
__BUSE__
Boğazımın kuruduğunu hissederek gözlerimi açtım. Açmaz olaydım. Sabah olmuş ya! Ne çabuk da sabah oldu. Daha yeni uyumuştum. Daha yatağıma yattığımı bile hatırlamıyorum.
Hey, gerçekten hatırlamıyorum. Ben ne zaman yatağıma yattım. En son Serhat'a bakmaya gitmiştim. Sonra odadan çıkıp...bir dakika ben odadan hiç çıkmadım. Eğer yanlış hatırlamıyorsam orada uyuyakalmıştım. Keşke yanlış hatırlasaydım. Ama malesef doğru hatırlıyorum. Serhat'ın yatağının kenarında uyuyakaldım. Peki neden kendi yatağımda uyandım.
![](https://img.wattpad.com/cover/10380191-288-k181062.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Şehir, Yeni Hayat
Novela Juvenilİki kişi arasında kalmak...Nasıl bir duygudur az çok bilirsiniz. Peki bu iki kişi kardeş olursa... ### "Geç kaldık galiba. Zaten ben öylesine söylemiştim.Sen ciddiye alıp buraya geldin." dedim. Tam arkamı dönüyordum ki Murat'ın sesiyle i...