Çünkü beni seninle tanıştırdın

3.6K 160 7
                                    

Bu durum git gide daha da sinir bozucu bir hale geliyordu. Kız resmen gözlerimin önünde sevgilimle flört ediyor. Üstelik Murat hala bir açıklama yapmadı. Kızı başından savmaya çalışıyor ama başka hiçbir şey yapmıyor. Yok yok ben daha fazla dayanamam.

Ani bir hareketle sandalyemi geriye itip ayağa kalktım. Kimseye hiç bir şey söylemeden arkamı dönüp yürümeye başladım. Tabi bunu yaparken Murat'a delici bakışlar atmayı da unutmadım. Hızlıca arka bahçeye çıkıp en kuytu köşedeki banka oturdum. Normalde şu an Murat'ın koşarak peşimden gelmesi gerekmiyor mu? En azından dizilerde böyle oluyordu. Ama nerde...Ben kim normal bir hayat kim.

Yine de bir umutla etrafa bakındım. Ne mi gördüm: Hiç bir şey!

Of Allahım benim neden herkes gibi doğru düzgün bir hayatım yok. Nerede bir ilginçlik varsa beni buluyor. Ya da ben çok cins bir insanım o ilginçlikleri ben buluyorum. Sanırım ikinci şık bana daha uygun.

Yanıma birinin oturmasıyla irkildim. Anca mı geliyorsunuz Murat Bey! Hayır yani ben masadan kalktığım an hemen yanıma gelmen gerekiyordu. Ama nerde sende o centilmenlik.

Bu içimden geçirdiklerimi yüzüne söylemek için kafamı çevirdim. Ama ağzımı açmamla kapatmam bir oldu. Çünkü beyefendi geç de olsa gelme inceliği göstermeyip abisini göndermiş. Haspama bak ya!

"Git seni buraya yollayan o odun kardeşine söyle cesareti varsa kendi gelsin. Hatta hiç gelmesin. Çünkü onunla konuşmak istediğimi hiç zannetmiyorum."

"Buse sakin olur musun, beni buraya Murat falan göndermedi kendim geldim"

"Hiç kusura bakma ama bu yalanları yutmam canım. Tabi o gönderdi yoksa niye gelesin"

Bir an ağzımdan çıkanlar için büyük pişmanlık yaşadım. Sanki bu sabah Serhat'la konuşup anlaşan ben değildim.Sanki benden hoşlandığını bilmiyordum. Bir de geçmiş karşısına niye geldin diyorum. Ben gerçekten aptalım.Tam bir aptal.

"Buse ben sana ne zaman yalan söyledim. Ayrıca neden geldiğimi de çok iyi biliyorsun. "

"Şeyy...Ben öyle demek istemedim. Lütfen kusura bakma ben sadece çok kızgınım ne dediğimi bilmiyorum. Saçmalıyorum işte bakma sen bana."

Söylediklerim Serhat'ı Ne kadar sinirlendirse de şimdi biraz yumuşamıştı.

"Bak Buse lütfen üzülme. Ben seni anlıyorum ve.." Birden susarak yüzümü ellerinin arasına aldı. Baş parmaklarıyla göz yaşlarımı silene kadar ağladığımın bile farkında değildim. "Shh ağlama senin üzülmene dayanamam"

Böyle demesiyle daha çok ağlamaya başladım. Beni bu kadar çok sevmesi hoşuma gitmiyor. Çünkü ben ona karşı hiç bir şey hissetmemekle beraber kardeşine deli gibi aşığım. O bunu bilmesine rağmen bile beni yalnız bırakmıyor.

Bunları tekrar düşününce gücüm kalmamıştı. Kollarımı Serhat'a dolayarak hıçkırıklarımı serbest bıraktım. O da elleini yüzümden çekip bana sarıldı.

Ağlamak istemiyordum. Çünkü ağlamak insanları güçsüz gösteriyor. Benimse güçlü olmam lazım. Acılarla yüzleşerek hayatta kalmaya çalışmam lazım. Ama ben her zamanki gibi basit yolu yani ağlamayı seçiyordum. Güçsüzlüğü . Birilerinin beni korumasına ihtiyacım vardı belki de. O kişinin Murat olması gerekirken o yoktu. Hiç gelmemişti. Sadece gelip yanlış anladın dese bile koşa koşa boynuna atlardım belki. Ama gelmedi. Onun olması gereken yerde bana gerçekten çok aşık biri var. Beni sarıp sarmalayan, koruyan, acılarımı hafifletmeye çalışan biri..Serhat.

Yeni Şehir, Yeni HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin