25- Kafes

53 13 2
                                    

--

Baş parmağımı, cennetin üzerinde gezdirdim. Kehribarın en sıcak tonunu saklamıştı o perdeler.

Yüzünü inceledim, gökyüzümün. Uzun kirpikleri, elmacık kemiklerine doğru gölge düşürmüştü ay ışığında.

Baş parmağımı elmacık kemiklerinin üzerinde sürükleyip, kırmızı küçük dudaklarına götürdüm. Sık olmasa da gülümseyişini görmek için her şeyimi verirdim.

"Neden elliyorsun beni?" elimi hızla yüzünden çektim. Uyumuş olması gerekmiyor muydu?

"Be-ben uyudun sandım." çarpık bir gülümseme belirdi dudağının kenarında. "Uyuyordum, ama bir kedi yüzümü tırmalayınca uyandım."

Ellerimi göğsümde birleştirip yüzümü buruşturdum. "Ben kedi değilim." O da kollarını ensesinde birleştirip, tek gözünü kısarak bana döndü.

"Öylesin."

Gözlerimi devirerek, yumuşak yastığa başımı gömüp, diğer tarafa döndüm.

Aradan birkaç saniye geçmeden, omzundan çekilip diğer tarafa döndürüldüm. Kaşlarımı çatsam da gözleri kapalı olduğundan umursamadı.

"Saçımla oyna."

Yüzümde sıcak bir gülümseme belirirken, o ise kaşları çatık bekliyordu. "Ne bekliyorsun, cadı?"

Kaşlarımı çattım, bir elimi saçlarına götürürken. "Ben cadı değilim." yüzünde mimik oynamazken gözlerini açtı hızla. Bakışları birden ateş gibi sertleşmişti.

"O piç, sana dokunmadı değil mi?" sessizce yutkunmaya çalışırken, boğazımda bir yumru oluştuğunu hissettim. "Nil, bana cevap ver güzelim."

"Hayır, dokunmadı." bakışları yavaşça yumuşarken, bir elini sırtıma koyarak kendine doğru çekti beni. "İncittiği saçının telinin hesabını verecek, merak etme." kafamı boynuna gömüp, gözlerimi yumdum.

Güzel bir uykuya ihtiyacım vardı, ve bunu yapabileceğim en güzel yerdeydim.

--

Taktaktak.

Bu da ne melodik bir kapı çalışıydı öyle!

"Nil, uyanmadın mı daha kızım?"

Bir saniye! Kapı mı? Eyvah, babam!

Hızla doğruldum ve yanımdaki ayıyı dürttüm. "Laçin, babam kalk!" diye fısıldadım.

"O da gelsin, yavrum."

Şokla ağzım aralanırken, babamın sesi bir kez daha duyuldu.

"Nil, aç şu kapıyı! Yoksa kıracağım." babamın endişeli sesi daha sert bir şekilde odayı doldururken cılız sesimle bağırdım.

"Geliyorum baba!"

Bunu sen istedin sevgilim!

"Ah! Napıyorsun lan? Bu vücuda zarar verilir mi?" baklavalarını eliyle kontrol etti. "Tamam, hepsi yerinde." gözlerimi kocaman açarak yerdeki Laçin'e baktım.

"Birazdan babam, hepsini yok edecek." korkuyla gözlerini açtı.

"Kırıyorum!"

Laçin'in koluna yapışarak gardrobumun içine attım. Tabii, kendisi emek vermeseydi ben onu atabilecek kadar güçlü değilim, ama konumuz bu değil.

Kapakları hızlıca kapatıp, kapının kilidini açtım.

"Günaydın babacığım!" babamın yanağına sulu bir öpücük kondurdum. Babam kaşlarını çatarak odaya girdi.

Sonun Başlangıcı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin