JOUNGKOOK
Syung ve haseok hyung gereken malzemeleri almaya gittikten sonra bizde odun, kozalak, Asya kankimin tabiriyle çalı çırpı aramaya koyulmuştuk. Ama kahretsinki bulamıyorduk birtürlü.Cemre:
Ya şey...Jungkook:
NeyCemre:
Sey işte ya!Jungkook:
Üf cemre neyCemre:
Ebenin a-Melisa:
Daaattttt!!Diye bağırdığında cemre susmuştu. Ebeme ne diyecekti ki anlamamıştım. Daha dogrusu cemre neden ikide bir "şey" diyordu. Bu kız cok deģişikti ve ben onu seviyordum. Gerçi benimde cok normal olduģum söylenemezdi.
Cemre:
Çişim geldi ya. Anladinmı. Oldu mu?Ege:
Şuraya biryere çöndürüver. Toprağa karışır bir şey olmaz kanki.Dediğinde melise omzuna bir tane geçirmişti. Çöndürmek ne demekti acaba diye merak etmistim. Ama bunu daha sonra sorabilirdim. Yoksa melisa banada bir güzel okkalı yumruğundan geçirirdi.
Melisa:
Terrrbiyesizz. Bir kıza hiç oyle denirmi kopekEge:
Bunda ne var kankim ya . Yani aşkım ya.Melisa:
Önune gelene kankim kankim diye diye bana da öyle demeye başladın. Küstüm sana. HıhDiyip dudaklarını büzdü ve başka tarafa yürümeye başladı üzülmüş şekilde. Kız haklıydı tabii. Sevgilisi ona kankim demişti. Ah ah ben cemreyle gerçek anlamda sevgili olsaydım ona "nefesim" derdim.
Ege:
Öyle demek istememiştim... ya dur.. kank- yani aşkım... özür dilerim... bekle dur...Dediğinde yanımızdan ayrılmışlardı bile. Iyide bu ormanda kaybolmazdık deģil mi. Yok ya benim gibi bir dahî tabikide kaybolmazdı hıh.
Cemre:
Öf ya bunlarda kavga edecek zamanı buldular.Jungkook:
Şey... ben seni burda bekliyorum. İşini hallet de gel.Cemre:
Saçmalama egenin dedigi gibi buraya çöndüreceğimi mi sanıyorsun. Deminki yerde tuvalet vardı. Oraya kadar dayanırım. Önce odun bulalimda.Çöndürmek ne demekti acaba cidden merak etmiştim.
Jungkook:
Öykü nerede?Cemre:
Jungkook sen beyin yerine ne taşıyorsun annem. Hani jimin öyküye dövüş öğretecekti ya. Spora gittiler o yüzden.Ah be güzelim senin yanındayken baş başa kalalım diye beynimi taşımıyorum ki ben. Öf ne diyorum ben ya. "Güzelim" jin hyung un kelimesi birkere. Kendime başka şeyler bulmalıyım. Özentilik hiç bana yakışan bir sey değil.hıh
Jungkook:
Aa evet doģru ya . Unutmuşum.Cemre:
Aa şurda birkaç odun parcası var.Dedi gülümseyerek. Ayh gülümseyişi bir başka güzel. Bir gülümsemesine ömrümü verirdim. Ömrümü belki veremezdim sonuçta canım kiymetli benim . Ama . Öf her neyse...
Odunları yerden toplamaya başladığımda cemre omzuma dokunmaya başladı.
Jungkook:
Bir dakika cemre. Şunları toplayım... cemre bir dakika dedim ya bir dakika önce... sende haklısın bir dakika geçmiş oluyor o zaman demi. Hahahaha... öf cemre amma ısrarcı çıktın... ne var cemre n-Jungkook:
Eşhedü en la ilah illah ve eş. Devamı neydi bunun cemreee.Karşımda kocaman bir orman ayısı vardı. Kankilerim korktuklarında bu cümleyi söyluyorlardı ama ben devamını unutmuştum. Keşke ezberleseydim ya. Cemreye baktığımda korkudan titriyordu. Ama ben birazdan altıma işeyecektim. Ama ben erkektim ve korkmama lazımdı. Ayıya "olum sen hayırdır" dercesine baktıgımda ayı tüm ormanı dolduracak şekilde ses çıkardı. Cemrenin elinden tuttum ve arkama bakmadan koşmaya başladim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zorlu Aşk (BTS)
FanfictionAldatılmış bir kız düşünün . Erkeklere karşı güvenini yitirmiş... Nereye gitse istemediği şeyle karşı karşıya kalıyor . Ne yaparsa yapsın kaçamıyor. Hayatının mahvolocagını düşünerek ülkesinden ayrılıyor. Ama bilmiyor hayatının ne denli olumlu degiş...