BÖLÜM 104

1.6K 309 157
                                    

Çok çok önemli . Okuyun

Gençler bu bolümü okuyun ve sonra yorumlara yazın. Bundan sonra yazarın ağzındanmı yazıyım yoksa karakterler ağzındanmı? Hangisi daha güzel olmuş karar verin ama ikiside iyi demeyin. Birisini seçin lütfen. Ama benim için yazarın aģzından yani kendimden anlatmak daha kolay oluyor.

YAZAR'DAN
Asya sinirle dışarıya cıkmıştı. Genç kız değer verdiği kişi tarafından böyle ağır bir şeyi beklemediği için hala hazmedemiyordu kendisine söylenilen o imalı cümleyi. Gururu kırılmıştı birkere. En acısıda bu darbeyi sevdiģi adamdan yemesiydi.

Jin ise söylediği şeyden ötürü çok pişmandı. İsteyerek söylememişti zaten. Söylediklerinin farkında bile deģildi çünkü.

Asya ve jin... ikiside çok yoruluşlardı artik. Her an birbirlerine zarar gelmesinden korkuyorlardı. Bu yüzden en ufak şeyde birbirlerini yanlış anlayıp kırabiliyorlardı. Bunalımdalardı çünkü... zaten arda'nın da amacı bu değilmiydi. Onların pes etmesini saglamak... ama asya ve jin artik birbirlerini bırakamazlardı. Ölüm bile aralarına engel koyamamıştı çünkü (:tövbe hâşa:)

Genç kız kapıdan dışarı çıkıp gidince , o gece gelmişti genç adamın aklına. Sevdiģi kadını kaybetme korkusuyla yanıp tutuştuğu, kalbinin bir kor misali dumanlandığı o zamanlar... Sevdiģinin olüm haberini aldığı o gün canlanmıştı gözleri önünde.

O yüzden çok vakit kaybetmeden kapıdan çıktı ve sevdigi kadının peşine takıldı. Asya arabaya binmiş ve arabayı çalıştırıyordu.

Jin:
Asya bekle lütfen. Dur gitme. Asya!

Asya sevdigi adama öfkeyle bir bakış atmıştı dikiz aynasından ama buradan uzaklaşmassa sevdiklerinin kalbini kıracaktı. Yada kırilan kalbi daha çok parçalara ayrılacaktı. O yüzden gaza yüklendi ve evden uzaklaştı.

Acaba jin gerçekten böylemi düşünüyordu benim için. Diye gçirdi genç kız içinden. Öfkesi her arttığında gaza daha çok yükleniyordu.


Bir yandanda suga ve sangmi meselesi vardı. "Sevgilin barda fahişe olarak çalıştığını biliyormu sangmi" demişti gavurun tohumu bir kız. Sangmi ise hüngür hüngür ağlıyordu. O çok masumdu . Yani bu zamana kadar hep öyle gözükmüştü.

Suga sinirle kızlar tuvaletine girdi. Sangmi'yi bileģinden tutup çıkarmıştı dışarıya. Hiç konuşmuyordu suga. Tuvaletten çıkınca arkalarında bıraktıkları gavurun tohumu zafer kazanmış gibi sırıtmaya başlamıştı pişmiş kelle gibi.

Suga sangmi yi bileğinden tutup kafeteryadan dışarıya çıkardı . Farketmeden genç kızın bileğini acıtıyordu. Ama genç kız bunu söylemekten bile çekiniyordu, korkuyordu. Acaba suga o gavurun tohumunun söylediklerini duymuşmuydu.

Suga:
Bana her şeyi anlat sangmi. Şu anda sakinim ama bu fırtına öncesi sessizlik olabilir. Ama anlayip dinlemedende bir şey yapmak istemiyorum. O yüzden her şeyi anlat. Hani senin annen baban yurtdışı'nda lardı.

Sangmi:
B ben yalan s söyledim.

Dedi genç kız titrek ve korkak bir ses tonuyla. Korkusunun tek sebebi suga gerçekleri ögrendikten sonra ondan nefret edip onu terketmesiydi. Sugayı kaybetme korkusu onu bitiriyordu.

Suga:
Tamam. Tamam. Sakinim sakinim . Şimdi bana en başindan her şeyi anlat. Yoksa birazdan sinirden çok kötü seyler yapabilirim. Ne demek barda fahişe olarak çalışmak ya. Bu doğrumu?

Genç adam kendini zor tutuyordu. Çok sinirliydi evet. Ama sakin olmak ićin kendisiyle buyük bir mücadele ediyordu. Zaten onun yapısında sinir vardı. Suga gerçekten sinirli ve sinirliyken korkunç bir insan olabiliyordu . Ama sevdiģi kizı kırmak istemediģi en son şey bile deģildi. Bunca çabasıda anlayıp dinlemeden hareket edip jin ve asya gibi olmaktan korktuğu içindi.

Zorlu Aşk (BTS)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin