En son bölümden hatırlatma (28)
MAVİ'DEN...
Uyandığımda saat çok geçti kahvaltı yaptım ve televizyonun karşısına geçtim.
Kanalları gezerken bizim civardaki bir sokağı gördüm ve o kanalda kaldım.
Biri bir çocuğu komalık hale sokacak kadar dövmüştü,serseri kaçmış ve kimse tarafından bulunamamıştı.
Komalık hale gelen çocuğun ismiyse........Giray bizim Giray.
Demek o yüzden gelemedi hepsi benim yüzünden gibi hissediyorum eğer arayıp buluşmayalım deseydim o yoldan geçmiycekti.
Ağlamaya başladım vicdan azabım canımı yakıyordu ilk arkadaşımdı o benim ya ona birşey olursa.Yanına gitmeliydim..
Nasıl gidecektim Enes'i aramalıydım telefonumu çıkardım ve açtı.
"Enes... Giray hastanede çok kötü yanına gitmeliyim."dedim ağlayarak.
"Mavi....Giray'a bunu ben yaptım."
.....
(29.bölüm)
O an tüm emeklerin boşa olduğunu hissettim kalbimdeki sıcak sıvı korkuyla yayılmaya devam etti.Enes yapmıştı.
Bir insanı öldürürcesine dövmüştü.
Hastane ? Aylarca çektiğimiz hüzün. Günlerce ördüğümüz kazağın ufak bir kesikle tamamen mahfolması gibiydi.
Telefonu elimden düşürdüğümü hissettim. Sevdiğim adam tek arkadaşıma bunu yapmıştı.
Telefonu yerden kaldıracak gücü bulamadım sessizce yatağıma oturdum.
Vücudumdaki sıcaklık soğukluğa dönüşmüştü.Buz kestim.
Sessizliğim hıçkırıklarımla son bulmuştu.Yerdeki telefondan gelen Enesin ağlama sesleriyle birlikte ,üzüntümüz birbirine karıştı.
Hastaneye gitmek zorundaydım Arkadaşımın yanında olmalıydım hıçkırıklar içinde giyinmeye başladım ne giydiğimi görmüyordum bile.Merdivenlerden aşağı indiğimde babam şok olmuştu.
"Kızım ne bu halin ne oldu sana böyle?"
"Baba..Giray..Giray okuldaki en yakın arkadaşım tek arkadaşım hastanede çok kötü baba, beni ona götür lütfen"
Dediğim an ayaklandı ve ayakkabılarını giymeye başladı.Hızlıca evden çıktık hastanenin ismini babama söylediğimde 20 dakika içinde ordaydık.
Titreye titreye hastane kapısından geçtim konuşmaya gücüm yoktu etrafta onlarca yabancı insanı unutacak kadar hissizleşmiştim boşluktaydım.Girayın ölme ihtimali Enesin eskiye dönmesi beni çıldırtıyordu.
Babam Girayın hangi yoğun bakım ünitesinde olduğunu öğrendi koluma girip asansöre doğru yöneltti.
Bizimle birlikte iki insan daha binmişti benim de eski duygularım tetiklenmeye başlıyordu sanırım, hissizliğim korkuyla köreldi gözümden akan yaşlar babama "Korkuyorum asansörden çıkalım" diyemeyecek kadar boğazımı tıkamıştı.
...
İşte koridordaydım yaklaşık bir dakika içinde Girayı görecektim hazır mıydım? değildim.
Birden ağlama sesleri kulağıma ilişti kafamı çevirdiğimde Giray'ın annesi olarak tahmin ettiğim kadını gördüm perişan bir şekilde ağlıyordu.
Kalbimin ağırlığını bedenim kaldıramıyordu sanki,cama doğru ilerledim Giray'ın suratını gördüğümde kan ve yarıklar içerisindeydi öyle kötüydü ki.
Yıllarca aklımdan çıkamayacak bir görüntüydü dizlerimin bağı çözüldü.
Kendimi hastanenin soğuk betonunda hissettim.
Bayılmamıştım vücudumu hissedemiyordum kaslarım tutmuyordu öylece kaldım babam beni kaldırıp koltuğa oturttu.
Vicdan azabı,göz yaşlarım annesinin ağlama sesleri hepsi beynimde dolaşmaya başladı
Annesi yanıma geldi ve sarılmaya başladı.
Yabancı gibi değildi acılıydı korkamayacak kadar kendimi o kadına muhtaç hissettim .
Bir süre sonra çekildi şokta kalmıştım. "Kızım oğlum iyileşecek değil mi?"
"O güçlüdür beni bırakmaz değil mi kızım?"
"Ona bunu kim yaptıysa ne belası varsa bulsun"
"Benim evladımdan ne istedi,bir tek oğlum vardı elimde ne yaparım ben.."
Dizime yatıp hıçkırıklar içinde dakikalarca durdu, kaskatı kesilmiştim babam camdan Girayın suratına ve vücuduna bakıyordu babamın gözlerindeki acıyı gördüm.
Dizlerime yatıp ağlayan kadın titremeye başlayınca hemşireler onu aldı.
Ben aynı pozisyonda kalmıştım.Babamla aramızda ufak bir bakışma geçti.Telefonumun sinir bozan melodisiyle elimi cebime attım Enes ismini görünce tedirginlikle ayağı kalmayı denedim zorda olsa ayaklandım koridordan biraz uzaklaşınca Enes'in buğulu sesini duydum.
"Mavi ben çok kötüyüm gelmeli miyim çok çaresizim"
"Nasıl oldu?Bu nasıl oldu?"
"Ben isteyerek yapmadım Mavi biliyorsun,oldu yine oldu kurtulamayacağım karanlık yine geldi"
Ağlama ve bir kaç kırıma sesiyle telefon yüzüme kapandı.
Biz ne yapacaktık.
......
Saatlerce Girayı izledim durumu çok kötüydü iç organları çok zarar görmüştü doktorlar olumsuzdu annesi gözlerimin önünde eriyordu.
Babamın ısrarlarına rağmen gitmek istemiyordum.Telefonum titrediğinde elime aldım.
ENES:Hastanenin arka bahçesine gel.
Hava karanlıktı babama bir bahane uydurup bahçeye doğru ilerledim Enes'in göz altları mosmordu ve titriyordu.
Yanına yaklaşıp yanağına dokundum.
Hırsla arkasını dönüp duvarı yumrulamaya başladı.
"Yapmak istemedim..istemedim..istemedim.."
Durumu düşündüğümden daha kötüydü.Kolundan tutarak banka oturttum. On dakika boyunca duvara baktık.
Telefonumun sinir bozan sesini tekrar duyunca içimi kötü bir his kapladı, içimdeki kasfetle telefonu açtım babamdı "Kızım nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama sakin ol."
dediği an anlamıştı kalbimdeki ağırlık parçalanmış içimi savaş alanına çevirmişti ve son noktayı koydu babam "Giray'ı kaybettik"
Hızlıca Enes'in yüzüne baktım ve onun kulağında da telefon olduğunu gördüm.
Dehşet dolu gözlerle bana baktı
"Kameralardan tespit edilmişim"
......
Evet arkadaşlar bir bölümün daha sonuna geldik geri döndüm artık buradayım 3 gün içinde 30.bölüm gelecek.Yorum atayı unutmayın geri dönmemin sebebi sizsiniz ,en güzel yorum yapanın ismini 30. bölümde yazacağım.
-Sizi çok seven yazarınız
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANTROPOFOBİ
ParanormalO insanlardan korkuyordu.Rezil olmaktan,yanlış bir şey yapmaktan, insanların o'na zarar verebilmesi düşüncesiyle yaşıyordu. Ailesi dışında kimseyle konuşamıyor ve insanlara temas edemiyordu. Bu kişi Mavi. Özgüvensizliğin ve hassaslığın sözlük anlamı...