hipegiyafobi: sorumluluktan korkma
hipnofobi: uyumaktan korkma
(29.bölümden hatırlatma)
Telefonumun sinir bozan sesini tekrar duyunca içimi kötü bir his kapladı, içimdeki kasfetle telefonu açtım babamdı "Kızım nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama sakin ol."
dediği an anlamıştı kalbimdeki ağırlık parçalanmış içimi savaş alanına çevirmişti ve son noktayı koydu babam "Giray'ı kaybettik"
Hızlıca Enes'in yüzüne baktım ve onun kulağında da telefon olduğunu gördüm.
Dehşet dolu gözlerle bana baktı
"Kameralardan tespit edilmişim"
(30.bölüm)
Siz ne yapardınız? Tek gerçek arkadaşım sevdiğim adam yüzünden ölmüştü,Enes arkadaşımın katiliydi,belki de hapishaneden ömür boyu çıkamayacaktı.
Ben ne yapacaktım burda kalıp uzun süre yüzünü göremeyeceğim adamla mı vedalaşacaktım? Yoksa son kez arkadaşımın yüzünü görmeye mi gidecektim.
İşte kıpırdayamadım Enes kollarımdan tuttu ve beni sarstı.
"Mavi kendine gel Mavi"
"Enes Giray-yy ölmüş"
Kalbimin atışını hissedemiyordum tek hissettiğim Enes'in gözlerindeki maviliğin soğukluğuydu.
Ellerini kollarımdan çekti.
"Hayır Mavi ben tekrar katil olamam ben bu olamam.Geldiler yine geldiler ben ne yapacağım."
Çaresizlik, korku içimizdeki buz kütlesi derin nefesler almaya başladım.
"Son kez Giray'ı görmeliyim."
"Enes yakalanırsın nasıl?"
"Eninde sonunda yakalanacağım onu görmem lazım."
Ben de Giray'ı görmeliydim Enes'in elinden tuttum soğukluğumuz birbirine karışmıştı sert ve hızlı adımlarla morga ulaştık.
Hazır mıydım?Asla.
Enes kapşonlusunu çekti ama haber çabuk yayılırdı çıkışta kurtulmasının imkanı yoktu, görevliye yakın arkadaşları olduğumuzu söyledim ve bizi soğuk odayla baş başa bırakıp gitti.
Beyaz çarşafı titrek ellerimle kaldırdım,yüzü içimi acıttı.
Enes kitlenmiş gibiydi.
"Ben çok üzgünüm sana bunu yapmak istemedim ,ben çok hastayım"
"Keşke tekrar hissettiğimde hemen hastaneye gitseydim,böyle olsun istemezdim.."
"Özür dilerim,özür dilerim,özür dilerim..."
Onlarca kez aynı şeyleri tekrarlayıp cesete sarıldı o an anlatılmazdı ağlaya ağlaya yere oturdu.
Veda etme sırası bana gelmişti saçına dokundum.
"Dokunamadığım arkadaşımdın sen biliyor musun Giray hep kendimi sana yakın hissettim."
"Sana o kadar iyi davranmamış olabilirim eğer oraya gelseydim bunların hiç birinin olmayacağını da biliyorum"
"Sen benim tek gerçek arkadaşımdın ben seni çok özleyeceğim."
"Enes isteyerek yapmadı hasta,hastayız biz."
"Keşke hayatımıza girmeseydin bizim yokuşumuzda sürüklenmeseydin."
"Çok özür dilerim seni çok seviyorum,sevmeye de devam edeceğim."
"Bu vicdan azabıla nasıl yaşayacağım bilmiyorum."
"Affet bizi Giray."
"Orda mutlu ol tamam mı,orda mutlu ol"
Gözlerimdeki yaşlar bitene kadar ağladım.Enes bir köşeye sinmişti yanıma gelip elimi tuttu.
Kapı sertçe açıldığında anlamıştım.Enes gözlerime baktı ve elimi sıkıca tuttu.
"Beni affet "
Sonrası film şeridi gibiydi morg görevlisi ve iki polis.
Enes'i yanımdan kaldırıp kelepçelediler hızlıca odadan çıkardılar.
Peşlerinden koşmaya başladım.
"O hasta ne olur."
"Enes."
"Enes."
Bana gülümsedi ve okulun ilk günlerinde bana yaptığı perçem düzeltme hareketini kelepçeli elleriyle yaptı.
Sanki duygularım tüm hislerim orada kelepçelenmiş götürülüyordu koşmaya devam ettim.
Babam yolumu kesti ve beni tuttu.
"Kızım o bir katil peşinden gitmeyi bırak artık."
"Hayır baba diğerinde öyle demiyordunuz ama"
"Görüntüleri izledim,sebepsizce vahşice acımadan mahfetti çocuğu."
"Arkadaşının katilini nasıl sevebileceksin."
İçimden sen oğlunun katilini sevebiliyorsun ama dedim.
"Baba o hasta bilerek yapmadı, yapmaz!"
"Adı üstünde H A S T A"
"Baba bende hastayım!"
Dakikalarca bağırdım babam beni bırakmadı boğazım yanmaya başlamıştı.
Enes'in uzaklaştırıldığından emin olduğunda beni bıraktı.
Hızlıca tuvalete gittim,cinnet geçiriyordum.
Fazlaydı bu kadarı fazlaydı.Enes,Giray başım dönmeye başlamıştı.
Çaresizce aynaya baktım kapıyı kilitledim,sanırım annemler gelmişti ve kapıyı yumrukluyorlardı.
Sinir ve o korkunç duyguyla kendi yüzümü incelmey başladım.
Sebebi bendim, herşeyin sebebi bendim.
Varoluşum hataydı düşündüm,yaptıklarımı düşündüm abimi ,herşeyi ,herkesi acılı ve uzun bir çığlık koptu boğazımdan ardından aynalara attığım yumruklar.
Acı hissedemedim duygularım attığım yumruklarla beraber yok olmuştu kapının arkasından gelen bağırma sesleri yükseliyordu.
Ellerimdeki ve kollarımdaki kanı görünce miğdem bulandı delice kusmaya başladım.
Ayakta duramayacak gibi hissedince kendimi yere bıraktım.
"Ses gelmiyo,ses gelmiyo çabuk aç kapıyı hemen aç."
Sanırım annemin babama bağırışlarıydı düzelmeye başlayan kızının mahfoluşu onu yıkıyordu.
Hayal kırıklığıydım.
Kapının zorlanma sesleri kulağıma ilişti kanlarım bacağıma uzanıyordu.
Önümdeki görüntü kararmaya başlayınca tamamen boşlukta hissettim,saniyeler ilerledikçe görüntü tamamen gitti ve kendimi hissetmemeye başladım.
Son duyduğum yüksek bir kırılma sesiydi.
...
Arkdaşlar umarım beğenmişsinizdir.Hikayeme döndüğüm için çok mutluyum yavaş yavaş okuyucularımı kazanacağıma inanıyorum.İnsan sevdiği işi bırakmamalı.
Lütfen yorum bırakmayı unutmayın sevinç ve motive kaynağım onlar benim, sizden gelen bir kelime bile benim için o kadar özel ve önemli ki,eskiye dönmek için elimden geleni yapıyorum.
-Sizi seven yazarınız
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANTROPOFOBİ
ParanormalO insanlardan korkuyordu.Rezil olmaktan,yanlış bir şey yapmaktan, insanların o'na zarar verebilmesi düşüncesiyle yaşıyordu. Ailesi dışında kimseyle konuşamıyor ve insanlara temas edemiyordu. Bu kişi Mavi. Özgüvensizliğin ve hassaslığın sözlük anlamı...