Multimedia, Zayn Clark.
Bölüm şarkısı, Starset- Antigravity. (mutlaka dinleyerek okuyun)
Keyifli Okumalar. 💕💕💕
₪
Uykulu gözlerimi kırpıştırarak okul kapısından girdim.
Yorgun gözlerimi her zamanki gibi ayaklarıma sabitledim. İlk dersin yüzme olduğunu umursayamayacak kadar yorgundum.
"Thalia!"
Mckaley, her zamanki enerjik ses tonu ile bana seslenerek, içine hapsolduğum düşünce dünyamdan beni çıkardı.
Yere sabitlenen yorgun bakışlarım, Mckaley'ye çevireceğim sırada çarptığım iri beden görüş alanımı tamamen kapamıştı.
Burnuma, yağan yağmurdan sonra kokan toprak kokusunun yoğun ve erkeksi versiyonu doldu.
Kaşlarımı çattım. Boyunun uzunluğundan dolayı yüzünü görmek için, ek bir çaba sarf etmem gerekmişti. Bir adım geri gittim. Kafamı kaldırıp göz teması kurduğumda her tonu taşıyan mavi gözlerin sahibinin bu kadar uzun boylu olduğunu şimdi fark ediyordum.
Dylan da benim gibi kaşlarını çattı. "Beceriksiz olduğun gibi dikkatsizsin de anlaşılan." dedi.
Basketbol olayını hâlâ atlatamamış olmalıydı. Kazanamamayı hazmedemeyen tiplerdendi sanırım.
"Okulun ortasında dikilen sensin ve ben dikkatsiz oluyorum, öyle mi?"
Böyle bir çıkışı benden beklemiyor olacak ki kaşlarını kaldırdı. Açıkçası bu çıkışı bende kendimden beklemiyordum. Okulda, gerçekte olduğumun aksine asi olmamalıydım.
"Ben burda bir kaç dakikadır dikiliyorum. Yani önüne bakmayarak beni görmemen senin suçun. Mantıklı ol biraz"
Dayanamayarak cevap verdim. "Okulun ortasında bir kaç dakikadır dikilmen ne kadar mantıklı ki bana mantıklı olmamı söylüyorsun?"Bugün ters tarafımdan kalkmıştım.
Hatta bugün kalkmadım. Çünkü bir kaç kere dalmamın dışında uyumamıştım(?) bile.
Yine de irademi kullanarak biraz daha sakin kalmalıydım.
Dylan konuşmak yerine bir süre bana baktı. İlk başta diyecek bir şey bulamadığını düşünsem de, sonradan morelinin bozuk olduğu için uğraşmak istemediğini anladım.
Normalde, iki kişi arasında olan tartışmalar da karşıdaki kişi başını yana eğerek veya gözlerini kısarak meydan okurdu. Ayrıca omuzlarını da, eğer herhangi bir özgüven problemi yoksa dikleştirirdi ki, Dylan'ın bir özgüven sorunu olduğunu sanmıyordum.
Bu yüzden kafasını eğme zahmetinde bulunmadan göz ucuyla bakıyordu bana. Ayrıca omuzları da gevşekti. Yani herhangi bir meydan okuma isteği veya girişimi yoktu. Sadece geçiştirmek istiyordu. Dylan pek geçiştirmeye eğilimli bir tip değildi. Ters giden bir şeyin olduğu kesindi.
Yaptığım bu basit analizi, sadece gözlerine bakarak bile anlanabilirdi. Yorgun görünüyordu.
"Ne oluyor?" dedi, buraya ne zaman geldiğini fark etmediğim Mckaley.
Bir bana bir Dylan'a bakıyordu.
"Yok bir şey. Arkadaşın başına biraz güneş geçmiş sadece." dedim bakışlarımı Dylan'ın mavinin her tonunu taşıyan gözlerinden çekmeyerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞİMŞEK
FantasíaAşk mı daha güçlü gelecekti bu bedende, Yoksa Ruhunu hakimiyeti altına almış güçleri mi? - Thlia Klein... Henüz dört yaşında güçlerinden habersizken, kendisinin neden olduğu bir yangında ailesini trajedik bir şekilde öldürdü. Güçlerin...