4.Dağ Ayısı??

625 38 4
                                    

Medyada Pamir var.


***
Arya'nın Ağzından

Elimdeki şemşiye ile öylece giden otobüsün arkasından bakıp kalmıştım.

O öküz bana şemsiyesini mi vermişti?

Yuh ulan!

Açıkcası bana şemsiyesini verdikten sonra cidden çok şaşırmıştım.Beklemediğim hareketine karşılık teşekkür bile edememiştim.

Yüzümde anlamsız bir tebessüm oluştuğunda aptallık ettiğimi düşünüp kendime kızdım.

Ne bu hareketler kızım!Kendine gel!!

Otobüsün geldiğini görüp elimdeki şemsiyeyi kapattım.Otobüse doluşan aptal insanların arasından sıyrılarak bir koltuğa yerleştim.

Bana ne onlar durakta beklerken ben yağmurun altında sırılsıklam olmuştum.

Islanmış olduğu için yüzüme yapışan saçlarımı düzelttim.İçim titriyordu.Her ne kadar belli etmek istemesemde baya üşümüştüm.

Bir an önce eve gitmek istiyordum.Elimdeki şemsiyeyi sıkıca tutuyordum.Sonuçta Pamir öküzüne aitti.

^^^

Eve ulaştığımda hala titriyordum.Elimdeki şemsiyeyi kapının yanındaki küçük dolabın üstüne koydum.

Ayakkabılarımı çıkarıp içeriye girdiğimde Dolunay'ın bana seslendiğini bile duyamayacak kadar titriyordum.Çantamı rastgele bir yere koyup kızlarla birlikte kaldığım odaya gidip dolaptan kuru kıyafetler çıkarmaya başladım.

Kapım aniden açılınca istemeden elimdeki kazak yere düştü.

-Arya!Noldu sana böyle?Sırılsıklam olmuşsun?

-Bi-biliyorum.Ama sen biraz daha beni konuşturursan do-donacağım.

İki elini ağzına kapattı.Özür diler gibi bana masumane bakışlar atıyordu.

-Çok pardon canım.

O odadan çıkar çıkmaz ben de iç çamasırıma kadar her şeyimi soyundum.Üzerime temiz ve kuru kıyafetleri alel acele giyip saçlarımı kuruttum.

Ancak o kadar da hızlı olmadığımı hapşırıklarım başlayınca anladım.Zaten çok çabuk hasta olan bir tarafım vardı.Biraz hassastım.

Saçlarımı rastgele bir topuz yapıp mutfağa doğru gittim.

-Gel,sana çorba yaptım.İçin ısınır,iç iyi gelir.

Dolunay'ı başımla onaylayıp masaya geçtim.Önümdeki domates çorbasını bir iki kere karıştırdıktan sonra zar zor ağzıma götürdüm.

Çorbanın tadını tam alamasamda lezzetli olduğunu biliyordum.

Bir iki kaşık içtikten sonra kaşığı masaya koydum.Dolunay çorbayı içmediğim için her ne kadar kaşlarını çatsa da, benim bir şeyi yapmam dediğimde yapmayacağımı biliyordu.

Bu yüzden olsa gerek ki üstelemedi.Kapının kilit sesi duyulunca Asya'nın geldiğini anladım.

-Oh mis gibi kokutmuşsun yine Dolunay!

-Gel sana da bir tabak koydum.

Onlar masada kendi kendine bir şeyler konuşurlarken ben uyumak istediğimi söyleyip yatağımla kavuşmak üzere odama geçtim.

Odamda ilk dikkatimi çeken şey boy aynasındaki görüntüm olmuştu.Saçlarım kızıl olduğu için ilkokulda birçok arkadaşım bana 'alev kafa' diye seslenirdi.Bende bu yüzden saçlarımı hep boyamak isterdim.

GELİNCİK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin