11.Yara

436 27 5
                                    

Medya:

Dolunay ve Alaz

Raviş-Yara
***

-Al sana pis sapık!

Dolunay elini yumruk yapıp Alaz'ın kafasına yumruk vurmaya başladı.Alaz'ın ağzından acı bir çığlık kaçarken Dolunay'ı durdurmak için bir harekette bulunmuyordu.

Tabi ben bu sırada Hazar'la birlikte birbirine ölümcül bakışlar atan Asya'nın arasındaki elektrik akımını izliyordum.

Allah'ım alev alacak buralar!

Resmen birbirlerine iki kovboy gibi bakıyorlardı.Sanırım önlerinden geçip giden çalı da ben oluyordum.

Çünkü Pamir ,Dolunay'ı kolundan tutarak oradan uzaklaştırmaya çalışıyordu.

Ancak Dolunay sinirini Alaz'dan çıkarmaya çalışırcasına ona vuruyordu.

Ya bunlar ne ara kanlı bıçaklı oldular!?

Birbirini tanımaması gereken en absürt iki insan kavga ediyordu.

Dolunay'ı oradan uzaklaştıramayan Pamir kızgın bakışlarını bana dikip yanıma doğru hızla kolumu kavradı.

-Bunların hepsi senin yüzünden!

Öfkeyle parlayan mavilerinden gözlerimi ayırmadım.Gözlerim dolmuştu.Ancak kesinlikle ona öfkeyle bakmayı ihmal etmiyordum.

Benim yüzündenmiş.Aslında bir anda hayatıma girmese ben şuan hala Ahmet Bey'in yanında mutlu mesut çalışıyor olacaktım.

Burada çocuk bakıcılığı yapan benim,azar yiyen laf işiten benim,kendi evimde bile kalamıyorum.Ama adam gelmiş her şeyde beni suçluyor!

Ben bunlarla uğraşırken o gelmiş her şeyin benim yüzümden olduğunu söylüyor.

Yanılıyor.

-Yanılıyorsunuz!Her şey sizin yüzünüzden!

Alaylı bir şekilde güldü.

-Benim yüzümdenmiş(!)Sanki ben çağırdım arkadaşlarını buraya!

-Az biraz insanlığın olsaydı onların buraya beni merak ettikleri için geldiklerini anlayabilirdin!

-Sanki merak edilecek tarafın varmış gibi konuşma bana!

Öfkeyle çevreme bakındım.Herkes susmuş bize bakıyordu.Hazar Bey'in eli Asya'nın kolundaydı.Demek Asya yanıma gelecek olmuştu.

-Senin gibi muhallebi çocuğu ne anlar dostluktan!?Gelmiş bana burda laf söylüyorsun!

Kolumu daha fazla sıktı.Canım gerçekten çok acıyordu.Kesinlikle eminim kolum moraracaktı.
Sanki hiç canım yanmıyormuş gibi suskunluğumu korudum.

-Sakın bir daha benim hakkımda bilmediklerin konusunda atıp tutma!

Resmen yüzüme karşı kükremişti.İstemsizce suratımdan tüm vücuduma bir titreme yayılmıştı.

Beni öfkeyle geriye itti.

Bir anda kendimi yerde bulurken ne olduğumu şaşırmıştım.

Sarı sürtük!

Hayvan herif!

Gavat!

-Heh sevmekmiş,dostlukmuş(!)Sanki sevilmeye değer gibi konuşuyor birde.

Ayağa kalkarken bir anda duraksamıştım.Kızlar hemen Pamir'in yanına gidip ona seslerini yükselterek bağırıyorlardı.

Alaz ve Hazar beyde onları ayırmakla uğraşırken ben hala beynimden vurulmuşçasına orada öylece gözlerimden bir iki damla gözyaşını akıtıyordum.

GELİNCİK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin