15.Öteki Yarım

462 24 3
                                    

Arya'nın dinlediği şarkı:

Efe Cansoy-Öteki Yarım

****

Arya'nın Ağzından

Büyük tahta kapıyı elimle iteleyip bavulumu koyduğum yerden elime aldım.Zaten yanımda çok fazla eşya getirdiğim söylenemezdi.

Sadece iki tane bavul getirmiştim.

Nee!

Az bile o kadar eşya tamam mı!

Burnuma gelen toz kokusu nefes almamı engellerken ileriye doğru bir adım attım.

İçerisi tamamen loştu.Ya da akşam üzeri gibi geldiğimiz için bana öyle geliyordu.

Kolidorda öylece ilerlemeye başladığımda kendimi tamamen yabancı bir ülkede bilmedigim insanların içine düşmüşüm gibi hissediyordum.

Kolidorda denk geldiğim ilk kapıyı açtığımda karşıma bir mutfak çıktı.Bej rengi ağırlıktaydı.

Biraz daha içeriye girip mutfağı incelemeye başladığımda tamamen buzlu camla kaplı bir alan gördüm. Normalde duvar yapılması gereken kısma yarı yerine kadar buzlu camla yukarısından itibaren devamına da şeffaf cam yapmışlardı.

Camdan dışarıya baktığımda karşıma büyük ihtimal salona ait olan yeşil iki koltuk ile karşılaştım.

İnsanlar sizi yemek yaparken görebilecekti.İlk defa böyle bir şey görüyordum.

Arkama dönüp mutfak dolaplarına bir göz attım.Çünkü buradaki eşyaların nerelerde olduğunu bilmiyordum.

Gerçi bunları eve yerleştikten sonra da bakabilirdim.Bavullarımı koyduğum yerden alıp mutfaktan çıktım.

Biraz ilerledikten sonra salona ait olan kapı karşıma çıkmıştı.İçeriye bir adım atmıştım ki arkamdaki ayak sesleri dikkatimi çekti.

-Off bu ne toz be!Kesinlikle temizlik yapmamız gerekiyor Arya!

Bana kalsa tozlarla mutlu mesut yaşar giderdim.

Ancak yaşatmazlardı.

Affedin beni minik toz zerrecikleri :(

-Burası çok büyükmüş ya!

Beni başıyla onaylayip elindeki bavulu yere koyup gerinmeye başladı.

-Evet.Dayımlar Türkiye'de kaldıkları zamanlar almışlardı.İki ay sonra Amerika'ya taşınınca koskoca yazlık kaldı öylece.

Onu başımla onaylayıp anladığımı belirttim.

Dolunay o gün...Yani Pamir'in evimde kaldığı gün bu yazlıkta bir aylık tatil önermişti.Daha doğrusu dayısının yazlığına gelip bolca tatil yapabileceğimizi ve kafamızı dinleyeceğimizi söylemişti.

Tabiki asıl mesele benim kafamı dağıtmaktı.Benim için bu kadar yol tepmişlerdi.

-Hadi yukarıdaki odalara eşyalarımızı koyalım.Sonra bakarız temizlik işine.

Onu başımla onaylayıp merdivenlere doğru ilerlemeye başladım.Aramızda yaklaşık üç adım kadar olsada Dolunay'ın bavulu sürekli benimkine çarpıyordu.

Ayakkabıların evde bıraktığı tok sesler sanki evi canlandırıyormuş gibiydi. Sanki yıllardır tek bir damla bile yağmur yağmamış çöle kar yağdırmak gibi bir şeydi.

-Geldik!

Dolunay'ın neşeli bir şekilde açtığı kollarına bakarak gülümsedim. Bu kız tamamen neşeli şirin bir şeydi.

GELİNCİK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin